EK SAYFA – 1246-2
باب:
الجعائل
والحملان في
السبيل.
119. CiHAD iÇiN ÖDÜL VERMEK VE TEÇHiZAT YARDIMI YAPMAK
وقال مجاهد:
قلت لابن عمر:
الغزو، قال:
إني أحب أن
أعينك بطائفة
من مالي، قلت:
أوسع الله علي،
قال: إن غناك
لك، وإني أحب
أن يكون من
مالي في هذا
الوجه.
Mücahid bir defasında Abdullah İbn Ömer'e "Ben savaşa
çıkıyorum" der. İbn Ömer: "Ben sana malımdan bir miktar yardımda
bulunmak isterim!" deyince Mücahid: "Sağolun, Allah'ın lutfu ile bol
miktarda imkanım var!" der. Abdullah İbn . Ömer ise ona şu cevabı verir:
"Zenginliğin senin olsun! Fakat ben bu hayırlı yolda malımın bir kısmının
kullanılmasını çok isterim."
وقال عمر: إن
ناسا يأخذون
من هذا المال
ليجاهدوا، ثم
لا يجاهدون،
فمن فعله فنحن
أحق بماله حتى
نأخذ منه ما
أخذ.
Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Bazı kimseler bu malları Allah
yolunda cihad etmek üzere alırlar sonra da cihad'a gitmezler. Kim böyle bir
yardım aldığı halde cihada gitmezse o malı geri alıncaya kadar bunun üzerinde biz
daha fazla hak sahibiyiz!"
وقال طاوس
ومجاهد: إذا
دفع إليك شيء
تخرج به في
سبيل الله،
فاصنع به ما
شئت، وضعه عند
أهلك.
Tavus ve Mücahid şöyle demişlerdir: "Allah yolunda sefere
çıkman için sana yardım yapılmışsa bununla dilediğini yapabilirsin. İstersen
onu ailenin yanında bırak!"
حدثنا
الحميدي:
حدثنا سفيان
قال: سمعت
مالك بن أنس
سأل زيد ابن
أسلم، فقال
زيد: سمعت أبي
يقول: قال عمر
بن الخطاب رضي
الله عنه: حملت
على فرس في
سبيل الله،
فرأيته يباع،
فسألت النبي
صلى الله عليه
وسلم: آشتريه؟
فقال: (لا
تشتره، ولا تعد
في صدقتك).
[-2970-] Süfyan şöyle demiştir: Malik İbn Enes'i, Zeyd İbn Eslem'e soru
sorarken işittim. Zeyd ona şu cevabı vermişti: Babamın şöyle dediğini işittim:
"Hz Ömer dedi ki: Ben Allah yolunda cihadda kullanılması için bir at
bağışlamıştım Daha sonra bu atın satıldığını gördüm. Resul-i Ekrem'e Sallallahu
Aleyhi ve Sellem giderek: "Bunu satın alayım mı?" dedim. Bana:
"Bu atı satın alma! Vermiş olduğur sadakaya geri dönme!" diye cevap
verdi."
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني مالك،
عن نافع، عن عبد
الله بن عمر
رضي الله
عنهما:
أن
عمر بن الخطاب
حمل على فرس
في سبيل الله،
فوجده يباع،
فأراد أن
يبتاعه، فسأل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال: (لا
تبتعه، ولا
تعد في صدقتك).
[-2971-] Abdullah İbn Ömer r.a. anlatıyor: Hz. Ömer Allah yolunda cihadda
kullanılması için bir at bağışlamıştı. Daha sonra bu atın satılmakta olduğundan
haberdar oldu ve onu geri almak istedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e atı alıp alamayacağını sordu ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona
şu cevabı verdi: "Bu atı satın alma! Vermiş olduğun sadakaya geri
dönme!"
حدثنا
مسدد: حدثنا
يحيى بن سعيد:
عن يحيى بن سعيد
الأنصاري قال:
حدثني أبو
صالح قال:
سمعت أبا
هريرة رضي
الله عنه قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (لولا أن
أشق على أمتي
ما تخلفت عن
سرية، ولكن لا
أجد حمولة،
ولا أجد ما
أحملهم عليه،
ويشق علي أن
يتخلفوا عني،
ولوددت أني
قاتلت في سبيل
الله فقتلت،
ثم أحييت ثم
قتلت، ثم
أحييت).
[-2972-] Ebu Hureyre r.a.'in naklettiğine göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ümmetime zor geleceğine dair
endişelerim olmasaydı hiçbir gazadan geri kalmazdım. Fakat bazen cihada gidecek
bir binek bulamıyorum bazen de orduya katılan mücahitlere kullanmaları için at
temin edemiyorum. Bu yüzden ben cihada gidince onların arkamda kalmaları çok
gücüme gidiyor. Allah'a yemin ederim ki ben Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi
sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ve ardından yine diriltilrneyi can-ı
gönülden isterim."
AÇIKLAMA: [Ödül vermek diye
tercüme ettiğimiz] .... kelimesi savaşa gitmeyen bir kimsenin kendisinin yerine
cihada katılacak kişiye ücret vermesi, başka bir tabirle kendisinin yerine
savaşması için paralı asker tutması anlamına gelir.
İbn Battal şöyle demiştir: "Bir kimsenin Allah yolunda
cihada katılanlara nafile olarak mali yardım yapabileceği veya savaşçılara at
ve benzeri malzeme gibi yardımlarda bulunmasının mümkün olduğu konusunda
herhangi bir görüş ayrılığı yoktur. Fakat kendisinin veya atının yerine ücret
vermesi konusunda alimler arasında farklı görüş ve yorumlar bulunmaktadır. İmam
Malik'e göre bu mekruhtur. Yine ona göre bir kimsenin kaleye saldırıya geçmek
karşılığında ücret/ödül alması da mekruhtur. Ebu Hanife de bu şekilde ödül
alınmasını mekruh görmektedir. Ancak ona göre Müslümanlar zayıf düşmüşse ve
devlet hazinesinde yeterli birikim yoksa böyle bir uygulamaya başvurulabilir.
Herhangi bir karşılık bedel beklemeksizin askerlerin birbirlerine yardım
etmeleri mümkündür. İmam Şafii'ye göre ödül karşılığında savaşa katılmak caiz
değildir. Ancak sadece ordu komutanının böyle biv yetkisi vardır ve ödül vererek
asker toplayabilir. Çünkü cihad farz-ı Kifaye olan bir görevdir. Kim bu görevi
yerine getirirse kendisine farz olan bir görevi yapmış demektir. Kendisine farz
olan bir görev karşılığında başka birisinden ücret veya ödül alması caiz
değildir."
Abdürrezzak'ın İbn Slrin yoluyla Abdullah İbn Ömer'den
naklettiği şu rivayet de görüşü desteklemektedir: "Savaşa katılmayıp
geride kalan kimseler savaşçıları istedikleri gibi donatabilirler. Fakat kendi
savaş görevlerini bedel karşılığında satmaları diye bir şey yoktur."
Yine İbn Sirin'den nakledilen bir rivayete göre Abdullah İbn
Ömer'e para: askerlik / ödül karşılığında savaşmak konusu sorulmuş ve o da bunu
mekruh gördüğünü belirterek şöyle demiştir: "Bana göre bu durumda savaşçı
kendi savaşını satmış, ücret veya ödül veren ise savaştan kaçmış olur."