DEVAM: 76. SAVAŞTA ZAYIFLARIN VE SALİH İNSANLARIN DUASI VE
BEREKETİ İLE ALLAH'TAN YARDIM DİLEMEK
حدثنا
عبد الله بن
محمد: حدثنا
سفيان، عن
عمرو: سمع
جابرا، عن أبي
سعيد الخدري
رضي الله عنهم، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال:
(يأتي زمان
يغزو فئام من
الناس، فيقال:
فيكم من صحب
النبي صلى
الله عليه
وسلم؟ فيقال:
نعم، فيفتح
عليه، ثم يأتي
زمان، فيقال:
فيكم من صحب
أصحاب النبي صلى
الله عليه
وسلم؟ فيقال:
نعم، فيفتح،
ثم يأتي زمان،
فيقال: فيكم
من صحب صاحب
أصحاب
النبي صلى
الله عليه
وسلم؟ فيقال:
نعم، فيفتح).
[-2897-] Ebu Said el-Hudri'nin naklettiğine göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Öyle bir zaman gelecek ki insanlar
arasında savaşlar olacak. Savaşçılara: "İçinizde Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in ashabından biri var mı?" diye sorulacak ve evet cevabı
verilecek. Bunun hürmetine zafer elde edilecek ve fetih gerçekleşecek.
Sonra yine bir zaman gelecek ve savaşçılara: "İçinizde
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabıyla sohbette bulunan kimse var
mı?" diye sorulacak. Evet diye cevap verilince onların hürmetine düşman
mağlub edilecek ve fetih gerçekleşecek.
Ardından bir zaman gelecek ve savaşçılara: "İçinizde Resul-i
Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabıyla sohbette bulunanlara erişenler
var mı?" diye sorulacak. Evet diye cevap verilince onların sayesinde fetih
müyesser olacak. "
Tekrar: 3594, 3649
AÇIKLAMA: Mus'ab'ın
naklettiği hadis başka rivayetlerde şu ilave ile zikredilmiştir: "Size
lütfedilen zaferlerin ve verilen rızıkların içinizdeki zayıflar dışında başka
bir sebebe dayandığını mı zannediyorsunuz?"
Nesai'nin naklettiği rivayet ise şöyledir: "Allah Teala bu
ümmete zayıfları sayesinde, onların duaları, namazları ve samimiyetleri (ihlas)
dolayısıyla zaferler lütfeder, yardım gönderir." Ahmed İbn Hanbel ile
Nesai'nin Ebu Derda'dan naklettiği: "Size içinizdeki zayıflar sayesinde
zaferler lütfediyor ve rızıklar veriliyor" hadisi de bu rivayeti
desteklemektedir (şahid).
İbn Battal bu hadis hakkındaki görüşlerini şöyle açıklamıştır:
"Zayıf ve yoksul insanlar dua ederken daha samimi (ihlaslı) oldukları gibi
ibadet ederken de daha huşulu olurlar. Çünkü onların gönülleri dünyanın gelip
geçici süslerinden uzaktır, kalpleri asla bunlara bağlanmaz.
el-Mühelleb ise Resulullah'ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu
sözü ile Sa'd'ı uyarmak amacını taşıdığını söylemiştir: "Resul-i Ekrem
(s.a.v.) bu hadisi ile Sa'd'ı tevazu sahibi olmaya teşvik etmiş, onu Müslüman
kardeşlerine karşı övünmekten ve büyüklük taslamaktan alıkoymuştur. Bu şekilde
onu Müslümanları küçük görme hastalığından uzaklaştırmaya çalışmıştır.
Abdürrezzak bu rivayeti MekhuI'den farklı bir şekilde
nakletmiştir. Mürsel olan bu rivayete göre: "Sa'd Resul-i Ekrem'e
Sallallahu Aleyhi ve Sellem gelerek: Ey Allah'ın Resulü, bir adam düşünün. Bu
adam kavminin koruyucusudur ve arkadaşlarını düşmana karşı savunmaktadır.
Böylesi birinin alacağı pay, diğerlerinin payı gibi mi olur? demiştir.’’ Bu
durumda Sa'd'ın düşündüğü üstünlük ganimet payının daha fazla verilmesi
gerektiğine dairdir. Ancak Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona savaşa
katılan mücahitlerin ganimetten eşit şekilde pay alacaklarını söylemiştir.
Burada güçlü ve cesur kimselerin üstünlüğü savaşta gösterdikleri yararlılıktan
ileri gelirken zayıf kimselerin üstünlüğü ise duaları ve samimiyetleri
dolayısıyladır.
İbn Battal bu konu başlığı altında nakledilen Ebu Said hadisi
hakkında şunları söylemiştir: "Bu hadis, "Sizin en hayırlınız şu
içinde bulunduğum dönemde yaşayanlardır. Sonra da sırasıyla onları takip eden
nesil ve ardından da onlardan sonra gelen nesil hayırlıdır" hadisine
benzemektedir. Çünkü fetih söz konusu üç neslin bulunduğu ordular ile
gerçekleşmektedir. Bu üç nesil ise sahabe, tabiun ve etbau't-tabiın
nesilleridir. İşte bu yüzden dördüncü nesil fazilet, zafer ve salih olma gibi
özellikler bakımından ilk üç nesle göre daha geridedir. Sonra gelen nesillerin
durumunu artık siz düşünün! Allah yardımcımız olsun!"