SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1223 >>

EK SAYFA – 1223-2

باب: لا يقول فلان شهيد.

77. FALAN ŞEHİTTiR DEMEMEK

 

قال أبو هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (الله أعلم بمن يجاهد في سبيله، والله أعلم بمن يكلم في سبيله).

Ebu Hureyre'den nakledildiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Kimin kendi yolunda cihad ettiğini Allah daha iyi bilir, kimin kendi yolunda yaralandığını Allah daha iyi bilir."

 

حدثنا قتيبة: حدثنا يعقوب بن عبد الرحمن، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد بن سعد الساعدي رضي الله عنه:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم التقى هو والمشركون فاقتتلوا، فلما مال رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى عسكره، ومال الآخرون إلى عسكرهم، وفي أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم رجل، لا يدع لهم شاذة ولا فاذة، إلا اتبعها يضربها بسيفه، فقالوا: ما أجزأ منا اليوم أحد كما أجزأ فلان، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أما إنه من أهل النار). فقال رجل من القوم: أنا صاحبه، قال: فخرج معه كلما وقف وقف معه، وإذا أسرع أسرع معه، قال: فجرح الرجل جرحا شديدا، فاستعجل الموت، فوضع نصل سيفه بالأرض، وذبابه بين ثدييه، ثم تحامل على سيفه فقتل نفسه، فخرج الرجل إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: أشهد أنك رسول الله، قال: (وما ذاك). قال: الرجل الذي ذكرت آنفا أنه من أهل النار، فأعظم الناس ذلك، فقلت: أنا لكم به، فخرجت في طلبه، ثم جرح جرحا شديدا، فاستعجل الموت، فوضع نصل سيفه في الأرض، وذبابه بين ثدييه، ثم تحامل عليه فقتل نفسه، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم عند ذلك: (إن الرجل ليعمل عمل أهل الجنة، فيما يبدو للناس، وهو من من أهل النار، وإن الرجل ليعمل عمل أهل النار، فيما يبدو للناس، وهو من أهل الجنة).

 

[-2898-] Sehl İbn Sa'd es-Saidi anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, müşriklerle karşı karşıya geldi ve savaş başladı. Bir ara Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da düşmanlar da karargahlarına döndüler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı içinde bir yiğit vardı; önüne gelen ve ordusundan ayrı düşen düşman askerlerini tek tek takip ediyor ve kılıcıyla vurup yere seriyordu. İnsanlar onun hakkında: "Bugün içimizden hiç kimse bu adam gibi mükafat almadı" demeye başladılar. Fakat Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Buna rağmen o cehennemliklerdendir" buyurdu. Bu o anda orada bulunan herkesi şaşkına çevirmişti. İçimizden birisi: "Ben bu adamı takip edeceğim" deyip onun peşine takıldı; onun durduğu yerde duruyor, harekete geçtiği zaman hareket ediyordu. Bir süre sonra kahramanca çarpışan bu adam çok ağır bir yara aldı ve bir an önce ölmek için intihar etti. O kılıcın kabzasnı yere dayadı ve ucunu da tam göğsünün ortasına yerleştirip üzerine yüklenerek kendisini öldürdü. Bu olayı gören adam derhal Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldi ve: "Şehadet ederim ki sen Allah'ın Resulüsün" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ne oldu, niçin bunu söyleme ihtiyacı duydun?" diye sorunca adam şöyle cevap verdi: "Biraz önce insanların hayranlıkla bahsettiği ve sizin cehennemlik olduğunu söylediğiniz adam vardı ya ben sizin o sözünüz üzerine onu takip ettim ve her hareketini kontrol etmeye başladım. Adam savaşırken çok ağır bir yara aldı ve bir an önce ölmek istedi. Bunun için de kılıcın kabzasını yere dayadı ve ucunu da tam göğsünün ortasına yerleştirip üzerine yüklenerek kendisini öldürdü." Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Bir kimse insanların müşahede edebildiği davranışları bakımından cennetliklerin amelini işler fakat cehennemliklerden olur. Buna karşılık bir kimse insanların müşahede edebildiği davranışları bakımından cehennemliklerin amelini işler fakat cennetliklerden olur. "

 

Tekrar: 4202, 4207, 6493, 6607

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari’nin kullandığı bu konu başlığı bir kimse hakkında kesin bir ifade ile şehittir hükmü verilemeyeceğini gösterir. Bu hüküm ancak vahiy ile olur. Bu bakımdan İmam Buhari, Ahmed İbn Hanbel tarafından nakledilen ve hasen bir hadis olan Hz. Ömer’in şu sözüne işaret etmiş gibidir: "Sizler savaşlara giriyorsunuz ve bu savaşlarda ölenler için, falan şehittir, filan şehit olarak öldü gibi sözler sarf ediyorsunuz. Kim bilir belki de bu adam devesine taşıyabileceğinden fazla yük yüklemiştir. Öyleyse siz buna benzer sözler söylemeyin. Onun yerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ne dediyse onu deyin. O şöyle buyururdu: "Kim Allah yolunda ölür veya öldürülürse şehittir." Buna göre konuyla ilgili yasak belirli bir şahsa işaret edilerek şehit Olduğunun söylenmesidir. Dolayısıyla genel bir ifade kullanarak şehit hükmü vermekte herhangi bir sakınca yoktur.

 

İmam Buhari kullandığı konu başlığını Ebu Hureyre'den nakledilen rivayete dayanarak belirlemiştir. Daha önce geçen "Kim AllahIm sözü (......) en üstün olsun diye savaşıyorsa o Allah yolundadır" hadisi de aynı hükme işaret etmektedir: Kimin Allah yolunda olduğunu kesin olarak bilmek ise ancak vahiyle mümkün olur. Dolayısıyla Allah yolunda olduğu vahiy yoluyla kesinlikle ifade edilebilen kimseler şehittir.

 

"Kimin kendi yolunda yaralandığını Allah daha iyi bilir" Bu ifade şu anlama gelir: "Bunu bilmek ancak Allah'ın bildirmesiyle mümkün olur. Dolayısıyla herhangi bir kayıt kullanmadan cihad sırasında öldürülen herkesin Allah yolunda olduğunu söylemek doğru değildir."

 

İmam Buhari’nin Sehl'den naklettiği rivayet ile başlık arasındaki ilişki şöyle açıklanabilir: "Ashab-ı kiram böylesine kahramanca savaşan bu adamın cihad konusunda herkesten üstün olduğunu düşünmeye başlamıştı. Hatta söz konusu şahıs savaş sırasında öldürülmüş olsaydı herkes onun şehit olduğuna tanıklık bile ederdi. Fakat daha sonra onun Allah için değil kabilesine karşı duyduğu öfke dolayısıyla savaştığı anlaşıldı. İşte bu ve benzeri ihtimaller söz konusu olduğu için cihad sırasında öldürülen herkes için herhangi bir kayıt kullanmadan mutlak bir ifade ile şehittir demek doğru olmaz. Bununla birlikte savaşta ölenler zahirı hükümler bakımından şehit muamelesi görürler.

 

Fakat burada dikkat çekilmesi gereken bir hüküm vardır: "Selef alimleri Bedir ve Uhud ile diğer savaşlarda öldürülen sahabılere şehit denebilecaği konusunda görüş birliğine varmışlardır." Ancak bu hüküm de kesin değildir; onlar hakkındaki güçlü kanaate (zann-ı galib) dayanır. Her şeyin en doğrusunu sadece Allah bilir.

 

 

SONRAKİ