SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HİBE VE FADLİHA

<< 1144 >>

باب: من استعار من الناس الفرس.

32. BİRİNİN ATINI ÖDÜNÇ İSTEMEK

 

حدثنا آدم: حدثنا شعبة، عن قتادة قال: سمعت أنسا يقول: كان فزع بالمدينة، فاستعار النبي صلى الله عليه وسلم فرسا من أبي طلحة يقال له المندوب فركب، فلما رجع قال: (ما رأينا من شيء، وإن وجدناه لبحرا).

 

[-2627-] Katade'den rivayet edilmiştir: Enes b. Malik'i şöyle derken işittim: Medine'de bir düşman korkusu olmuştu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Talha'nın atını ödünç aldı. Bu atın adı "Mendub" idi. (Etrafı kontrol edip) dönünce "Korkacak bir şey görmedik, bu atı da deniz (gibi iyi koşar) bulduk" buyurdu.

 

Tekrar: 2820, 2857, 2862, 2867, 2908, 2968, 2969, 3040, 6033, 6212

 

 

AÇIKLAMA:     Ariyet, din terminolojisinde bir malın kendisini değil, menfaatini bağışlamaktır. Bu bağış için bir süre belirlemek de caizdir. Ariyetin hükmü, ödünç alanın elinde iken, izin verilen kullanım şekli dışında bir yolla telef olduğunda tazmin edilmesidir. Alimlerin genelinin görüşü budur. Malikllerden ve Hanefllerden, ödünç alanın herhangi bir kusur ve kastıolmadan telef olmuşsa tazmin edilmeyeceği görüşü nakledilmiştir.

 

Konu ile ilgili birkaç hadis rivayet edilmiş olmakla birlikte, bunlar arasında Buhari’nin kriterlerine uygun hiçbir hadis yoktur. Bu hadislerin en meşhuru, Ebu Ümame hadisidir. Ebu Ümame, Hz. Nebi'in, veda haccında şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Ariyet, sahibine geri verilir; kefil tazmin eder." Bu hadisi, Ebu Davud rivayet etmiş; Tirmizı "hasen" olduğunu, İbn Hibban ise sahih olduğunu söylemiştir.

 

Ben (İbn Hacer) derim ki: Bu hadisin tazmin yükümlulüğüne delil getirilmesi kabul edilemez. Çünkü hadiste tazmin etmeye delalet eden hiçbir şey yoktur. Zira Allah Teala, "Hiç kuşkusuz Allah size emanetleri ehline vermenizi emrediyor" [en-Nisa 58] buyurmuştur. Emanet telef olduğunda geri verilmesi (tazmin edilmesi) gerekmez. Evet dört hadis imamı Hasen(-i Basrı) yoluyla, Semure'den "Kişi, aldığı malı sahibine geri verinceye kadar tazminle yükümlüdür" hadisini nakletmişler; Hakim de bu hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Ancak Hasen-i Basri'nin Semure'den hadis dinleyip dinlemediği konusu tartışmalıdır. Şayet bu hadis sabit ise fakihler çoğunluğunun görüşü için delil olur. Allah daha iyi bilir.

 

"Bu atı da deniz bulduk": Asma'ı şöyle demiştir: At hızlı koştuğu zaman ona "deniz" denir. Ya da denizin suyu bitmediği gibi, onun da koşması bitmez. Bu hadis Cihad bölümünde tekrar gelecek ve orada ayrıntılı olarak açıklanacaktır. (bkz.2820. hadis)

 

 

باب: الاستعارة للعروس عند البناء.

33. GERDEK GECESİNDE GELİN iÇİN ARİYET iSTEMEK

 

حدثنا أبو نعيم: حدثنا عبد الواحد بن أيمن قال: حدثني أبي قال: دخلت على عائشة رضي الله عنها، وعليها درع قطر، ثمن خمسة دراهم، فقالت: ارفع بصرك إلى جاريتي انظر إليها، فإنها تزهى أن تلبسه في البيت، وقد كان لي منهن درع على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم، فما كانت امرأة تقين بالمدينة إلا أرسلت إلي تستعيره.

 

[-2628-] Abdulvahid b. Eymen'den rivayet edilmiştir: Babam bana şöyle anlattı: Aişe r.anha'nın  yanına girdim. Üzerinde beş dirhem değerinde, kalın bir gömlek vardı. Dedi ki: "Gözünü kaldır da cariyeme bak. O, bu elbiseyi ev içinde giymekten utanır. Allah Resulü hayatta iken benim böyle bir gömleğim vardı. Medine'de (zifaf için) süslenen bütün kadınlar haber gönderip bu gömleğimi ödünç isterdi"

 

 

AÇIKLAMA:     İbnü'l-Cevzı şöyle demiştir: Hz. Aişe'nin bu sözü ile anlatmak istediği şey şudur: Müslümanlar ilk dönemlerde sıkıntı içindeydiler. Sonraki dönemlerde Müslümanların değersiz gördüğü şeyler, ilk dönemlerde çok kıymetliydi.

 

Bu hadisten, gelin için ödünç giysiler almanın teşvik edilen ve eskiden beri yapılagelen bir şeyolup, kınanmayı gerektiren bir davranış olmadığı anlaşılmaktadır.

 

Bu hadis, Hz. Aişe'nin alçakgönüllülüğünü de göstermektedir. Onun tevazu sahibi olduğu zaten meşhurdur.

 

Yine bu hadisten, Hz. Aişe'nin hizmetçilerine yumuşak davrandığı ve onları azarladığı zaman da kinci olmadığı anlaşılmaktadır.

 

Yine Hz. Aişe'nin kendisi ihtiyaç içinde olmasına rağmen, sahip olduğu eşyayı kullanmak konusunda başkalarını kendine tercih ettiği, zenginlik halinde bile sıradan elbiseler giyinerek tevazu gösterdiği ve cömertliğinin herkesçe bilindiği anlaşılmaktadır.

 

 

باب: فضل المنيحة.

34.BAĞIŞ YAPMANIN FAZİLETİ

 

حدثنا يحيى بن بكير: حدثنا مالك، عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (نعم المنيحة اللقحة الصفي منحة، والشاة الصفي، تغدو بإناء وتروح بإناء).

حدثنا عبد الله بن يوسف وإسماعيل، عن مالك قال: (نعم الصدقة).

 

[-2629-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdular: "Sütlü deve ve koyunu sütünden faydalanmak üzere ariyet olarak birine vermek ne güzeldir. Sabah bir kova, akşam bir kova süt verir."

 

Tekrar: 5608

 

 

SONRAKİ