باب: في
الرهن في
الحضر.
1.
YOLCU DEĞİLKEN REHİN VERMEK
2.
وقوله
تعالى: {وإن
كنتم على سفر
ولم تجدوا كاتبا
فرهان مقبوضة}
/البقرة: 283/.
Allah Teala,"Yolculukta olur da yazacak kimse bulamazsanız
(borca karşılık alınmış) bir rehin de yeterlidir" [Bakara 283]
buyurmuştur.
حدثنا
مسلم بن
إبراهيم:
حدثنا هشام:
حدثنا قتادة،
عن أنس رضي
الله عنه قال: ولقد
رهن النبي صلى
الله عليه
وسلم درعه
بشعير، ومشيت
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم بخبز شعير
وإهالة سنحة، ولقد
سمعته يقول:
(ما أصبح لآل
محمد صلى الله
عليه وسلم إلا
صاع، ولا
أمسى، وإنهم
لتسعة أبيات).
[-2508-] Enes r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi
ve Sellem zırhını arpa karşılığında (bir Yahudiye) rehin vermişti. Bunun
üzerine ben Hz. Nebi'e arpa ekmeği ve kokusu biraz bozulmuş bir içyağı götürdüm
ve O'nu "Muhammed'in ailesinin yanında bir ölçek yiyecek ne sabaha erer;
ne de akşama çıkar. Ailesinin sayısı dokuz olmasına rağmen bu böyledir"
buyururken işittim.
AÇIKLAMA: "Rehin" sözlükte
hapsetmek-tutmak demektir. Hukukta ise bir malı bir alacağa güvence kılmaktır.
Buhari’nin "yolcu değilken rehin vermek" başlığını
koyması ayette rehinin yolculuk hali ile sınırlanmasının yaygın adetin böyle
olmasından dolayı olduğunu gösterir. Dolayısıyla ayet, ters anlamı (mefhum-i
muhalefet) ile yolcu değilken rehin vermenin caiz olmadığı anlamını taşımaz.
Çünkü bu hadis, yolcu değilken rehin vermenin meşru olduğunu göstermektedir.
Nitekim bunu ileride anlatacağız. Alimlerin genelinin görüşü böyledir. Alimler
bu görüş için şu akli gerekçeyi de ileri sürmüşlerdir: Rehin alacağı güvence
altına almak için meşru kılınmıştır. Çünkü Allah Teala "Birbirinize
güvenirseniz ... " buyurmuştur ki bu ifade, rehinin amacının güvence
olduğunu göstermektedir. Ayette özellikle yolculuk halinin belirtilmesi,
yolculuk sırasında borç tutanağını yazacak bir yazıcı bulunamaması ihtimali
güçlü olduğu içindir. Bu sebeple bu durum yaygın adet gibi kabul edilmiştir.
Taberi'nin nakline göre, Mücahid ve Dahhak bu görüşe katılmayarak "Rehin
vermek ancak yazıcının bulunamaması durumunda yolculuk sırasında caiz
olur" demişlerdir. Davud’un ve Zahirl alimlerinin görüşü de budur.
Hadisten Çıkarilan Bazı hükümler
Bu hadis, üzerinde ticari işlem yapılan malın kendisinin haram kılındığı
kesin olarak bilinmiyorsa gayrimüslimlerle ticari işlem yapmanın caiz olduğunu,
itikatlarının bozuk olmasına ve kendi aralarındaki ticari işlemlerin geçersiz
olup olmadığına bakılmayacağını gösterir. Bu hadisten çıkarılan bir diğer hüküm
ise, mal varlığının çoğunu haramdan kazandığı bilinen kişiyle ticari işlem
yapmanın caiz olduğu hükmüdür.
Harp ülkesi vatandaşı olmaması şartıyla gayr-i müslime silah
satmanın, rehin vermenin, kiralamanın vb. işlemlerin de caiz olduğunu gösterir.
Zimmet vatandaşlarının ellerindeki mallar üzerinde
mülkiyetlerinin bulunduğunu,
Bir malı veresiye satın almanın caiz olduğunu,
Zırh vb. savaş malzemeleri edinmenin caiz olduğunu ve bunun
tevekküle ters düşmediğini ve savaş malzemeleri edinmenin "kesinlikle
elinden çıkarmama ve başkasına vermeme" anlamına gelmeyeceğini gösterir.
Hadisten Çıkarılan Diğer Sonuçlar
Hz. Nebi'in alçakgönüllülüğünü, dünyaya değer vermediğini,
imkanı olmasına rağmen dünyalık az malla yetindiğini ve cömertliğini gösterir.
Cömert olduğu içindir ki elinde mal tutmamış ve zırhını rehin vermek zorunda
kalmıştır. Ayrıca bu hadis, Hz. Nebi'in geçim darlığına göğüs gerdiğini, az
mala kanaat ettiğini gösterir. Hz. Nebi'in eşleri bütün bunlara
sabrettiklerinden dolayı onların da üstünlüğünü gösterir. Alimler şöyle
demişlerdir: Hz. Nebi'in sahabenin zengin olanlarından biri ile rehin işlemi
yapmak yerine, Yahudi biriyle işlem yapması, ya bunun caiz olduğunu açıklamak
için, ya o gün sahabe’nin yanında kendi ihtiyaçlarından fazla yiyecek olmadığı
içindir. Ya da onların kendisinden arpaya karşılık para veya herhangi bir şey
almayacaklarından korktuğu içindir ki bu durumda Hz. Nebi onları zora sokmak
istememiş olur. Hiç kuşkusuz o gün sahabe arasında buna, hatta daha fazlasına
gücü yetecek kimseler var olabilir. Herhalde Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem onları bu sıkıntısından haberdar etmemiş ve yalnızca bu olayı nakleden
ravi gibi yardım etme gücü olmayan kimselerin bundan haberi olmuştur. Doğrusunu
Allah bilir.
باب: من
رهن درعه.
2. ZIRHINI REHİN VEREN KİŞİ
حدثنا
مسدد: حدثنا
عبد الواحد:
حدثنا الأعمش
قال: تذاكرنا
عند إبراهيم
الرهن
والقبيل في السلف،
فقال إبراهيم:
حدثنا
الأسود، عن
عائشة رضي
الله عنها:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم اشترى من
يهودي طعاما
إلى أجل،
ورهنه درعه.
[-2509-] el-A'meş'ten rivayet edilmiştir: İbrahim'in meclisinde selem
akdinde rehin ve kefilin hükmünü tartıştık. İbrahim şöyle dedi: Esved, Aişe'den
Hz. Nebi'in bir yahudiden yiyecek (arpa) satın aldığını ve karşılığında zırhını
rehin verdiğini nakletmiştir.
AÇIKLAMA: Bu hadis
gayrimüslimden silah satın almanın caiz olduğuna delil getirilmiştir.
باب: رهن
السلاح.
3. SİLAHI REHİN VERMEK
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثنا
سفيان: قال
عمرو: سمعت
جابرابن عبد
الله رضي الله
عنهما يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (من لكعب بن
الأشرف، فإنه
آذى الله
ورسوله صلى
الله عليه
وسلم). فقال
محمد بن
مسلمة: أنا،
فأتاه فقال: أردنا
أن تسلفنا
وسقا أو
وسقين، فقال:
ارهنوني
نساءكم، كيف
نرهنك
نساءنا، وأنت
أجمل العرب؟
قال: فارهنوني
أبناءكم،
قالوا: كيف نرهن
أبناءنا،
فيسب أحدهم،
فيقال: رهن
بوسق أو
وسقين، هذا
عار علينا،
ولكنا نرهنك
اللأمة - قال
سفيان: يعني
السلاح -
فوعده أن
يأتيه، فقتلوه،
ثم أتوا النبي
صلى الله عليه
وسلم فأخبروه.
[-2510-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü
Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "İçinizde Ka'b İbnü'l-Eşref'in hakkından
gelecek kim vardır? O Allah'ı ve Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i
üzdü" buyurdu. Muhammed İbn Mesleme: "Bunu ben yaparım" dedi.
Sonra Ka'b 'ın yanına giderek "Bize selem yoluyla, bir veya iki vesk
vermeni istiyoruz" dedi. O da: "hanımlarınızı bana rehin
bırakın" dedi. Onlar: "Sen Arapların en yakışıklısının, nasıl
(güvenip de) hanımlarımızı sana rehin bırakırız!" dediler. "O zaman
oğullarınızı rehin bırakın" dedi. Onlar "Oğullarımızı sana nasıl
rehin bırakırız! Sonra 'bir ölçek veya iki ölçek (lik değersiz bir mal)
karşılığında rehin oldu' diye oğullarımızla dalga geçerler. Bu bizim için bir
utançtır. Biz bunların yerine rehin olarak sana silah verelim" dediler.
Bunun üzerine Ka'b, Muhammed İbn Mesleme'nin yanına gelmek üzere sözleşti ve
(gelince) onu öldürüp Hz. Nebi'in yanına geri döndüler ve Hz. Nebi olayı onlara
haber verdi.
Tekrar: 3031, 3032, 3037
AÇIKLAMA: İbnü'l-Müneyyir
şöyle demiştir: "Buhari, "zırhı rehin verme" başlığından sonra
silahın rehin verilmesi için özel bir başlık açmıştır. Çünkü zırh gerçekte
silah değildir. Zırh, silahtan korunmaya yarayan bir giysidir."
Bundan dolayı bazı alimler kılıç gibi silahların'süslenmesinin
caiz olduğunu söylemelerine rağmen, zırhın süslenmesinin caiz olmadığını
söylemişlerdir. Bu hadis, Megazı Bölümünde Ka'b İbnü'l-Eşref Olayında ayrıntılı
olarak açıklanacaktır.
Süheylı şöyle der: Bu hadis Hz. Nebi hakkında ileri geri konuşan
kişilerin, zımmi vatandaş olsalar bile öldürülmelerinin caiz olduğunu gösterir.
Ancak Ebu Hanife bu görüşte değildir. Süheyli bu kanaati ileri sürmüş ama bu
konuda, Hanefi alimleri arasında görüş birliği yoktur. Doğrusunu Allah bilir.
باب:
الرهن مركوب
ومحلوب.
3.
REHİN MALA BİNİLİR DE, SAĞILIR DA
4.
وقال
مغيرة، عن
إبراهيم: تركب
الضالة بقدر
علفها، وتحلب
بقدر علفها،
والرهن مثله.
Muğire, İbrahim'den naklen "Verilen yem kadar yitik malın
sırtına binilir ve verilen yem kadar sütü sağılır. Rehin de böyledir"
demiştir.
حدثنا
أبو نعيم:
حدثنا
زكرياء، عن
عامر، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم أنه كان
يقول: (الرهن
يركب بنفقته،
ويشرب لبن
الدر إذا كان
مرهونا).
[-2511-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem (dediki): "Rehin mala yapılan harcama karşılığında binilir ve
sağmal bir hayvan rehin verildiğinde sütü içilir" buyurmuştur.
حدثنا
محمد بن
مقاتل: أخبرنا
عبد الله:
أخبرنا
زكرياء، عن
الشعبي، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (الظهر
يركب بنفقته
إذا كان
مرهونا، ولبن
الدر يشرب بنفقته
إذا كان
مرهونا، وعلى
الذي يركب
ويشرب النفقة).
[-2512-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "Binek hayvanı rehin verildiğinde yapılan masrafa
karşılık ona binilir; sağmal hayvan rehin verildiğinde yapılan masrafa karşılık
olarak sütü içilir. Binen ve sütünü içen her kimse masrafı o karşılar"
buyurmuştur.
AÇIKLAMA: İkinci rivayette
"Binen ve sütünü içen her kimse masrafı o karşılar" ifadesi vardır.
Bu hadis, rehin alan, rehinin bakımını yapıyorsa mal sahibi özel
bir izin vermemiş olsa bile ondan yararlanabileceği görüşünde olan alimler için
delildir. Ahmed İbn Hanbel'in ve İshak İbn Rahuye'nin görüşü budur.
Bazı alimler ise şöyle demişlerdir: "Rehin alan, rehinden,
binrnek ve sütünü içmek yoluyla yararlanabilir. Başka bir yolla ise
yararlanamaz. Çünkü hadisin ters anlamı bunun caiz olmadığını gösterir."
Alimlerin geneli ise "Rehin alan, rehinden hiçbir yolla
yararlanamaz" demişler ve hadisin iki açıdan kıyasa (genel kurala) aykırı
olmasından dolayı yorumlamışlardır.
Birinci açı, mal sahibi olmayan bir kişinin mal sahibinin izni
olmaksızın hayvana binmesinin ve sütünü içmesinin caiz görülmesi; ikinci açı
ise binmenin ve sütün, değeriyle değil de, yapılan harcama ile ödetilmesidir.
İbn Abdilber şöyle demiştir: "Fakihlerin geneline göre bu
hadis, üzerinde icma edilmiş olan genel kurallara ve sahihliği tartışmasız olan
bazı haberlere aykırıdır. Mezalim Bölümün'de geçen, İbn Ömer'in rivayet ettiği
"Bir kişinin sağmal hayvanı ondan izinsiz sağılmaz" hadisi de bu hükmün
nesh edildiğini gösterir."
Şafii şöyle demiştir: Hadisten, sağmal veya binek hayvanını
rehin verenin izin vermesi durumunda sağılabileceği ve binilebileceği
kastedilmiş olabilir. Nitekim rehin verilmeden önce de hüküm budur.
el-Evzai, el-leys İbn Sad ve Ebu Sevr ise hadisi şöyle
yorumlamışlardır: Bu, rehin veren rehinin masrafını karşılamamakta direttiği
zaman böyledir. Rehin veren böyle yaparsa rehin alan hayvanın canını korumak ve
mali değerini devam ettirmek için onun bakımını üstlenerek yaptığı bu harcama
karşılığında hayvanı sağmak veya üzerine binrnek suretiyle ondan
faydalanabilir. Ancak yararlanmasının yaptığı harcamayı aşmaması şarttır.
Bu konu, alacağını tahsil edemeyen alacaklının borçlusuna ait
bir mala el koyma fırsatını yakalaması konusunun kapsamında yer alır.
باب:
الرهن عند
اليهود
وغيرهم.
5. YAHUDİLERE VEYA BAŞKALARıNA REHİN VERME
حدثنا
قتيبة: حدثنا
جرير، عن
الأعمش، عن
إبراهيم، عن
الأسود، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
اشترى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من يهودي
طعاما، ورهنه
درعه.
[-2513-] Aişe r.anha'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi
ve Sellem bir yahudiden bir miktar gıda maddesi (arpa) satın almış ve
karşılığında zırhını rehin vermiştir.
AÇIKLAMA: Buhari burada Aişe'nin
rivayet ettiği ve yukarıda geçen hadisi tekrar zikretmiştir. Amacı,
gayrimüslimlerle ticari işlem yapmanın caiz olduğunu anlatmaktır. Bu konu biraz
önce açıklanmıştı. (bkz. 2509. hadis)