باب
الشركة في
الطعام وغيره.
13. YİYECEK VE BENZERİ ŞEYLERDE ORTAKLIK
ويذكر: أن
رجلا ساوم
شيئا فغمزه
آخر، فرأى عمر
أن له شركة.
Bir adamın bir şeyi satın almak için pazarlık yaptığı, diğerinin
de ona göz işareti yaptığı ve Hz. Ömer'in onlar arasında ortaklık olduğunu
anladığı anlatılır.
حدثنا
أصبغ بن الفرج
قال: أخبرني
عبد الله بن وهب
قال: أخبرني
سعيد، عن زهرة
بن معبد، عن
جده عبد الله
بن هشام، وكان قد
أدرك النبي
صلى الله عليه
وسلم، وذهبت
به أمه زينب
بيت حميد إلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فقالت: يا
رسول الله
بايعه، فقال:
(هو صغير). فمسح
رأسه ودعا له.وعن
زهرة بن معبد:
أنه كان يخرج
به جده عبد
الله بن هشام
إلى السوق،
فيشتري
الطعام،
فيلقاه ابن
عمر وابن
الزبير رضي
الله عنهم:
فيقولان له:
أشركنا، فإن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قد دعا
لك بالبركة،
فيشركهم،
فربما أصاب
الراحلة كما
هي، فيبعث بها
إلى المنزل.
[-2501 - 2502-] Zühre İbn Ma'bed'den, o da dedesi Abdullah İbn Hişam'dan
nakletmiştir: Abdullah İbn Hişam, Hz. Nebi'in dönemine yetişmişti. Annesi
Zeyneb binti Humeyd onu alıp Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına
götürdü ve "Ey Allah'ın Resulü! Bundan bey'at al" dedi. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "bu daha küçük" dedi ve onun başını
okşayıp dua etti.
Zühre İbn Ma'bed'den rivayet edilmiştir: Dedesi Abdullah İbn Hişam
onu çarşıya götürür ve yiyecek satın alırdı. İbn Ömer ve İbnü'z-Zübeyr r.a. onu
gördükleri zaman "Bu yiyeceğe bizi de ortak kıL. Çünkü Hz. Nebi senin için
bereket duası etti" derlerdi, o da onları ortak ederdi. Bazen bir deve
yükü kar ettiği olurdu ve onu eve yollardı.
2501. Tekrar: 7210
2502. Tekrar: 6353
AÇIKLAMA: Alimlerin geneli,
mülk edinilebilen bütün mallarda ortaklığın geçerli olduğu görüşündedir. Şafii
mezhebinde daha güçlü olan görüş ise ortaklığın sadece misli mallarda caiz olduğudur.
Şafiilere göre ticaret eşyasında ortaklık yapmanın yolu, kişinin ticaret
malından belirli bir bölümünü, diğerinin ticaret malından belirli bir bölüm
karşılığında satması ve birbirine işlem yapma izni vermeleridir.
Bir görüşe göre ise ortaklık, daha önce de geçtiği gibi sadece
basılmış olan paralarda geçerli olur. Malikilerden yiyecek ortaklığı yapmanın
mekruh görüldüğü görüşü nakledilmiştir. Ancak tercihe şayan olan, Maliki
mezhebinde ortaklığın genelolarak caiz olduğudur.
Başlıktaki "Hz. Ömer'in onlar arasında ortaklık olduğunu
anladığı" ifadesi İbn Şebbuye rivayetinde İbn Ömer şeklinde geçmektedir.
İbn Battal'ın şerhinde de bu rivayet esas alınmıştır. Ancak birincisi daha
doğrudur. Çünkü Said İbn Mansur, İyas İbn Muaviye kanalıyla şöyle rivayet
etmiştir: Hz. Ömer, bir mala müşteri olan birini görmüştü. Adamın yanında
birisi daha vardı. Ona bir göz işareti yaptı (al diye). O da satın aldı. Hz.
Ömer onlar arasında bir ortaklık bulunduğunu anladı.
Bu hadis, ortaklık için bir siga şartı olmadığını, karine
bulunması durumunda işareti n yeterli olacağını göstermektedir. İmam Malik'in
görüşü budur.
Yine İmam Malik satışa sunulan ve satın alanın ticaret için
durduğu ticaret eşyası hakkında şöyle demiştir: Onlardan biri satın aldığı zaman,
diğeri ona ortak olmak isterse onu ortak etmesi gerekir. Çünkü fiyat artmayı
bırakmakla ondan yararlanmıştır.
Sağani nüshasında şu ifade yer almaktadır: Ebu Abdullah (Buhar!)
der ki: Bir kimse diğerine "beni ortak et" dediğinde, diğeri susarsa
yarı yarıya ortaklığı kabul etmiş olur.
Buhari, bu hükmü Hz. Ömer hakkında anlattığı olaydan çıkarmış
olmalıdır. "ona "bizi de ortak et" diyorlardı" ifadesi,
konu başlığının delilidir. Çünkü ondan satın aldığı gıda maddesine kendilerini
de ortak etmesini istemişler, o da onların bu isteklerini yerine getirmiştir.
Bunların her üçü de sahabedendir.
Sahabeden hiç kimseden buna aykırı bir şey nakledilmiş değildir.
Dolayısıyla bu rivayet bir delilolur.
Hadisten Çıkarılan Diğer Sonuçlar
1.Bu hadis, küçüklerin başlarının okşanmasının güzel bir davranış
olduğunu,
2.Ergenlik çağına girmeyen çocuktan bey’at alınmayacağını,
3.Geçimliğini kazanmak için pazara girmenin gerekliliğini, 4. Her
nerede olursa olsun bereket istenebileceğini gösterir.
Ayrıca bu hadiste, helalden bol rızık sahibi olmanın yerilen bir
şey olduğunu savunaniara cevap vardır. Sahabe, bereketini görmek için
çocuklarını Hz. Nebi'in yanına getirirlerdi. Abdullah İbn Hişam hakkındaki
duası kabul edildiği için, bu hadis Hz. Muhammed'in, Nebilik işaretlerinden de
bir işarettir.
باب:
الشركة في
الرقيق.
14. KÖLE ORTAKLIĞI
حدثنا
مسدد: حدثنا
جويرية بن
أسماء، عن
نافع، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (من
أعتق شركا له
في مملوك، وجب
عليه أن يعتق
كله، إن كان له
مال قدر ثمنه،
يقام قيمة
عدل، ويعطى
شركاؤه
حصتهم، ويخلى
سبيل المعتق).
[-2503-] İbn Ömer r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur: "Bir köledeki payını azad eden kişinin kölenin
tamamını satın alacak malı varsa köleye adil bir kişi tarafından değer
biçilerek diğer ortaklara paylarını vermesi ve azat ettiği köleyi tamamen
serbest bırakması gerekir."
حدثنا
أبو النعمان:
حدثنا جرير بن
حازم، عن قتادة،
عن النضر ابن
أنس، عن بشير
بن نهيك، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (من
أعتق شقصا له
في عبد أعتق
كله، إن كان
له مال، وإلا
يستسعى غير
مشقوق عليه).
[-2504-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur: "Bir köledeki payını azat eden kişinin malı
varsa kölenin tamamı azat olur. Malı yoksa köle zorlamaksızın (değerini
ödeyinceye kadar) çalıştırılır."
AÇIKLAMA: Buhari bu konuda,
köledeki payını azat etmekle ilgili olan İbn Ömer ve Ebu Hureyre hadislerini
zikretmiştir. Bu hadislerin, konu başlığı ile ilişkisi açıktır. Çünkü az at
etmenin geçerliliği, mülkiyetin geçerliliğinin bir uzantısıdır.
باب:
الاشتراك في
الهدي
والبدن، وإذا
أشرك الرجل
الرجل في هديه
بعد ما أهدى.
15. HEDİY VE KURBANLIK DEVE ORTAKLlĞI Kişi bir hayvanı hedy kurbanı olarak belirledikten
sonra kurbanına başka birini ortak etse ...
حدثنا
أبو النعمان:
حدثنا حماد بن
زيد: أخبرنا
عبد الملك بن
جريج عن عطاء،
عن جابر. وعن
طاوس، عن ابن
عباس رضي الله
عنهم قال: قدم
النبي صلى
الله عليه
وسلم صبح
رابعة من ذي
الحجة، مهلين
بالحج لا
يخلطهم شيء،
فلما قدمنا،
أمرنا
فجعلناها
عمرة، وأن نحل
إلى نسائنا،
ففشت في ذلك
القالة. قال
عطاء: فقال
جابر: فيروح
أحدنا إلى منى
وذكره يقطر منيا،
فقال جابر
بكفه، فبلغ
ذلك النبي صلى
الله عليه وسلم
فقام خطيبا،
فقال: (بلغني
أن أقواما
يقولون كذا
وكذا، والله
لأنا أبر وأتقى
لله منهم، ولو
أني استقبلت
من أمري ما
استدبرت ما
أهديت، ولولا
أن معي الهدي
لأحللت). فقام
سراقة بن مالك
بن جعشم،
فقال: يا رسول
الله، هي لنا
أو للأبد؟
فقال: (لا، بل
للأبد). قال:
وجاء علي بن
أبي طالب،
فقال أحدهما:
يقول لبيك بما
أهل به رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
وقال: وقال
الآخر: لبيك
بحجة رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، فأمر
النبي صلى
الله عليه
وسلم أن يقيم
على إحرامه،
وأشركه في
الهدي.
[-2505 - 2506-] Cabir ve Abdullah bin Abbas r.a.'dan rivayet edilmiştir: Hz. Nebi
ve ashabı, Zilhicce ayının dördünıcü gecesi sabahı gelip yalnızca hac için
ihrama girdiler. Oraya vardığımızda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize umre
yapmamızı ve hanımlarımızla ilişkiye girmemizi emretti. Rasulullah'ın bu emri
hemen etrafa yayıldı.
Ata şöyle demiştir: Cabir "Bazılarımız erkeklik organından
meni damlaya damlaya akşamleyin Mina'ya gidiyordu." dedi, bunu anlatırken
eliyle de işaret ediyordu. Bu konuda birileri ileri geri konuşmaya ve
hanımlarla bir arada bulunma meselesinin dedikodusunu etmeye başlayınca konu
ile ilgili konuşmalar Hz. Nebi'e ulaştı. Bunun üzerine kalkıp şu konuşmayı
yaptı: "Bazı kişilerin şöyle şöyle dediğini işittim. Allah'a yemin ederim
ki ben sizin Allah katında en değerliniz ve ondan en çok korkanınızım. Ben bu
işe en baştan başlayacak olsaydım hedy kurbanımı kesmezdim ve yanımda hedy
kurbanım olmasa ihramdan çıkardım."
Süraka İbn Malik İbn Cu'şüm kalkıp "Ey Allah'ın Resulü! Bu
bize mi aittir, yoksa ebedi bir hüküm müdür?" diye sordu. Hz. Nebi,
"hayır, ebedi bir hükümdür" cevabını verdi.
Sonra Ali İbn Ebu Talip geldi ve -ravilerden birinin ifadesine
göre- "Allah Resulü hangi ihrama niyet ettiyse ben de ona niyet
ediyorum" dedi; -diğer ravinin ifadesine göre ise- "Allah Resulü'nün
yaptığı hacca niyet ediyorum" dedi. Bunun Üzerine Hz. Nebi s.a.v. ona
ihramına devam etmesini emretti ve hedy kurbanına onu da ortak etti.
AÇIKLAMA: Kişi bir hayvanı
hediy kurbanı olarak belirledikten sonra başkasını ona ortak etse bu caiz olur
mu? Bu konu Hacc bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Bu hadis, ortaklığın Hz. Nebi s.a.v. hedy kurbanlarını
Medine'den yola çıkardıktan sonra gerçekleştiğini açıklamaktadır. Hz. Nebi'in
hedy kurbanı, 63 deveydi. Hz. Ali de Hz. Nebi'in yanına Yemen'den 37 deve ile
birlikte geldi. Böylece Hz. Nebi'in yola çıkardığı hedy kurbanlarının sayısı
100'ü buldu ve Hz. Nebi Ali'yi de o kurbanlara ortak etti.
Bu ortaklık, Hz. Ali'yi kurbanın sevabında ortak kıldı, diye
yorumlanmıştır.
Yoksa hedy kurbanı olarak belirledikten sonra yarısının mülkiyetini
Ali'ye vermiş değildir. Ya da Ali, yanında develer getirip, Hz. Nebi bu
develeri görünce onların yarısının mülkiyetini Ali'ye vererek Medine'den yola
çıkardığı develerde değil ama sonradan gelen develerde ortak kılmış olabilir.
باب: من
عدل عشرا من
الغنم بجزور
في القسم.
16. GANİMET PAYINDA ON KOYUNUN BİR DEVEYE DENK KABUL EDİLMESİ
حدثنا
محمد: أخبرنا
وكيع، عن
سفيان، عن
أبيه، عن
عباية بن
رفاعة، عن
جده، رافع بن
خديج رضي الله
عنه قال: كنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم بذي
الحليفة من
تهامة،
فأصبنا غنما
وإبلا، فعجل
القوم فأغلوا
بها القدور، فجاء
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فأمر بها
فأكفئت، ثم
عدل عشرا من
الغنم بجزور،
ثم إن بعيرا
ند، وليس في
القوم إلا خيل
يسيرة، فرماه
رجل فحبسه
بسهم، فقال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم:
(إن لهذه
البهائم
أوابد كأوابد
الوحش، فما
غلبكم منها
فاصنعوا به
هكذا). قال: قال جدي:
يا رسول الله،
إنا نرجو أو
نخاف أن نلقى
العدو غدا،
وليس معنا
مدى، فنذبح
بالقصب؟ فقال:
(اعجل، أو:
أرني، ما أنهر
الدم وذكر اسم
الله عليه
فكلوا، ليس
السن والظفر،
وسأحدثكم عن ذلك:
أما السن
فعظم، وأما
الظفر فمدى
الحبشة).
[-2507-] Abaye İbn Rifaa, dedesi Rafi' İbn Hadic r.a.'den rivayet etmiştir:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Zülhuleyfe'de idik. Ganimet
olarak bir deve ve koyun sürüsü elde ettik. Topluluk acele etti ve hemen
kazanları kurdular. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem gelip kazanları döktürdü.
Sonra on koyunu bir deveye denk kabul ederek ganimeti pay etti.
Sonra develerden biri kaçtı. Aramızda az sayıda atlı vardı.
Onlardan biri kaçan deveyi bir ok atarak durdurdu. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): "Bu hayvanların da yabani hayvanlar gibi kaçanları
vardır. Yakalayamadıklarınıza işte böyle yapın" buyurdu.
. i
Dedem (Rafi' Ibn Hadic) "Ey Allah'ın Resulü! Yarın düşmanı
bekliyoruz -ve- ya düşmanla karşılaşmaktan endişe ediyoruz-, yanımızda bıçak da
yok. Kamışla boğazlasak olmaz mı?" dedi.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "Bunu çok hızlı yapman
gerekir. Hayvanın kanını akıtan kesici bir şeyolduktan ve Allah'ın adı
anıldıktan sonra ondan yiyebilirsiniz. Ancak diş ve tırnakla olmaz. Ben size
bunun sebebini açıklayayım: Diş bir kemiktir. Tırnak ise Habeşlilerin
bıçağıdır" buyurdu.
KİTABU’Ş-ŞİRKET BİTTİ.
KİTABU’R-REHİN BİR SONRAKİ SAYFADA.