SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 928 >>

باب: متى يحل فطر الصائم.

43- Oruçlunun İftar Etmesi Ne Zaman Helal Olur ?

 

-وأفطر أبو سعيد الخدري حين غاب قرص الشمس.

Ebu Saîd el-Hudrî güneşin (ışınları değil) kendisi batıp kaybolduğu zaman iftar etmiştir.

 

حدثنا الحميدي: حدثنا سفيان: حدثنا هشام بن عروة قال: سمعت أبي يقول: سمعت عاصم بن عمر بن الخطاب، عن أبيه رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إذا أقبل الليل من ها هنا، وأدبر النهار من ها هنا، وغربت الشمس، فقد أفطر الصائم).

 

[-1954-] Asım İbn Ömer İbnü'l-Hattab'ın babasından naklettiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Gece karanlığı bu taraftan bastırıp, gündüz şu taraftan geri çekilir ve güneş batarsa artık oruçlunun iftar etme vakti gelmiştir."

 

 

حدثنا إسحق الواسطي: حدثنا خالد، عن الشيباني، عن عبد الله بن أبي أوفى رضي الله عنه قال:

 كنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في سفر وهو صائم، فلما غربت الشمس، قال لبعض القوم: (يا فلان قم فاجدع لنا). فقال: يا رسول الله لو أمسيت؟. قال: (انزل فاجدع لنا). قال: يا رسول الله فلو أمسيت؟. قال: (انزل فاجدع لنا). قال: إن عليك نهارا، قال: (انزل فاجدع لنا). فنزل فجدع لهم، فشرب النبي صلى الله عليه وسلم ثم قال: (إذا رأيتم الليل قد أقبل من ها هنا، فقد أفطر الصائم).

 

[-1955-] Abdullah İbn Ebu Evfa'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir yolculukta bulunuyorduk. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu yolculuk sırasında oruçlu idi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneş batınca orada bulunanlardan birisine: 'Kalkıp bize suyla karıştırarak biraz sevik hazırlar mısın?' dedi. Adam: 'Ey Allah'ın Resulü, akşam olmasını bekleseydiniz!' diye karşılık verdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekrar: İnip bize suyla karıştırarak biraz sevik hazırlar mısın?' dedi. Adam da aynı karşılığı verdi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, aynı talebini üçüncü kez iletti: 'İnip bize suyla karıştırarak biraz sevîk hazırlar mısın?' Adam bu sefer: 'Fakat hala gündüz vaktindesiniz!' dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de yine: İnip bize suyla karıştırarak biraz sevîk hazırlar mısın?' dedi. Bunun üzerine adam bineğinden indi ve suyla karıştırarak sevîki hazırladı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu içtikten sonra (doğu tarafını) göstererek: 'Gece karanlığının bu taraftan bastırdığını görürseniz artık oruçlunun iftar etme vakti gelmiştir' buyurdu."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî bu başlığı kullanarak, güneş battıktan sonra akşam vaktinde de oruca bir süre devam etmenin farz olup olmadığını açıklamak istemiştir. Onun konuyu ele alış tarzına baktığımızda ikinci görüşü tercih ettiğini, yani ona göre güneş battıktan sonra oruca bir süre devam etmenin farz olmadığını anlıyo­ruz. Ebu Saîd hakkındaki rivayete başlık kısmında yer vermesi de bunu göster­mektedir. Fakat güneşin battığını kesin olarak bilmek gerekir.

 

"Gece karanlığı bu taraftan bastırırsa" Hz. Nebi (s.a.v) burada doğu tarafını kasdetmiştir. Nitekim peşinden gelen ikinci hadis de bunu göstermekte­dir. Resulullah (s.a.v) bu sözüyle gece karanlığının gözle görülür şekilde fark edilmesi durumunu anlatmak İstemiştir.

 

Resul-i Ekrem (s.a.v) Abdullah İbn Ömer'den nakledilen hadiste üç unsura vurguda bulunmuştur: Gece karanlığının doğu tarafından bastırması, gündüzün batı tarafından geri çekilmesi ve güneşin batması. Bu üç unsur aslında birbiriyle karşılıklı ve zorunlu bir ilişki içindedir. Ancak kimi zaman görünüş bakımındaı. böyle karşılıklı ve zorunlu bir ilişki olmayabilir. Nitekim güneş ışınlarının yeryü­züne vurmasına engel olan bazı nedenlerle doğu tarafından karanlık bastırabilir ve bu gerçekte gece karanlığı değildir. Gündüzün batı tarafından geri çekilmesi için de aynı durum söz konusu olabilir. İşte Resulullah (s.a.v) gece karanlığının doğu tarafından bastırması ile gündüzün batı tarafından geri çekilmesinin kesin olarak anlaşılabilmesi için güneşin batması gerektiğini söyleyerek bu duruma açıklık getirmiş ve gece ile gündüzün başka bir sebeple değil ancak güneşin batmasıyla birbirinden ayrılacağını belirtmiştir.

 

["Fakat hala gündüz vaktindesiniz!"] Öyle anlaşılıyor ki, söz konusu sahabi ortalık hala aydınlık olduğu ve güneş ışınları tam olarak kaybolmadığı için güne­şin batmadığını düşünmüş ve Hz. Nebi'e (s.a.v) bu şekilde karşılık vermiş­tir. Belki de dağ, tepe veya başka bir nedenle güneş görünmemiş ya da hava bulutlu olduğu için güneşin battığı kesin olarak bilinememiştir. Olayı nakleden ravinin güneşin battığını söylemesi mevcut durumu anlatmaktan ibarettir. Zira bu olayın kahramanı olan sahabi güneşin battığını kesin olarak bilseydi Hz. Nebi'in (s.a.v) talebi karşısında asla duraksamazdı. Çünkü Resulullah'ın (s.a.v) herhangi bir emri karşısında duraksayacak olursa itirazcı konumuna düşerdi. Söz konusu sahabi, olayın tam olarak açıklığa kavuşmasını istediği ve ihtiyata göre amel etme düşüncesinde olduğu için böyle davranmıştır.

 

Zeynüddin Ibnü'l-Müneyyir olayın kahramanı olan sahabinin bu tutumuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Görünen, somut bazı olayların gerçek yüzünü anlamak için çaba gösterilebilir. Çünkü somut durumun, görüldüğü gibi olmaması ihtimal dahilindedir."

 

Ibnü'l-Müneyyir bu değerlendirmeyi yaparken büyük ihtimalle, söz konusu sahabinin "talebe hemen uymama" konusunda Hz. Nebi (s.a.v) tarafından onaylanmasına dayanmıştır.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- İftar vakti girince orucu daha fazla beklemeden derhal açmak müstehabtır. Bu bakımdan hadis, ehl-İ kitaba uymaktan da sakındırmaktadır. Çünkü onlar oruç tuttukları zaman güneş battıktan sonra da beklerler.

 

2- Güneş battıktan sonra akşam vaktinde bir süre boyunca oruçlu olmak farz değildir. İftar etmenin serbest olması için güneşin battığının kesin olarak bilinmesi yeterlidir.

 

3- Konu hakkında bilgi sahibi olanlara (alimlere) unutmuş olabileceklerini düşünerek üç defa hatırlatmada bulunulur ve bundan sonra bir şey söylenmez.

 

4- Şer'î hükümler, hissî hükümlere göre daha üstün ve etkindir. Akıl hiçbir şeriatın önüne geçemez, şeriata hakim olamaz.

 

5- Konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak için birbiriyle karşılıklı ve zo­runlu ilişki içerisinde olan unsurlar (lazım ve melzum) söylenmelidir.

 

 

باب: يفطر بما تيسر عليه، بالماء وغيره.

44- Oruçlu Su Veya Başka Ne Bulabildiyse Onunla İftar Eder

 

حدثنا مسدد: حدثنا عبد الواحد: حدثنا الشيباني قال: سمعت عبد الله بن أبي أوفى رضي الله عنه قال:

 سرنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو صائم، فلما غربت الشمس قال: (انزل فاجدع لنا). قال: يا رسول الله، لو أمسيت؟. قال: (انزل فاجدع لنا). قال: يا رسول الله، إن عليك نهارا، قال: (انزل فاجدع لنا). فنزل فجدع، ثم قال: (إذا رأيتم الليل أقبل من ها هنا، فقد أفطر الصائم). وأشار بإصبعه قبل المشرق.

 

[-1956-] Abdullah İbn Ebu Evfa'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir yolculuğa çıktık. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu yolculuk sırasında oruçlu idi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneş batınca orada bulunanlardan birisine: 'İnip bize suyla karıştırarak biraz sevîk hazırlar mısın?! dedi. Adam: 'Ey Allah'ın Resulü, akşam olmasını bekleseydiniz!' diye karşılık verdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekrar: 'İnip bize suyla karıştırarak biraz sevîk hazırlar mısın?' dedi. Adam: 'Fakat hala gündüz vaktindesiniz!’ dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de yine: 'İnip bize suyla karıştırarak biraz seuîk hazırlar mısın?' dedi. Bunun üzerine adam bineğinden indi ve suyla karıştırarak sevîki hazırladı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de parmağıyla doğu tarafını göstererek: 'Gece karanlığının bu taraftan bastırdığını görürseniz artık oruçlunun iftar etme uakti gelmiştir' buyurdu."

 

 

AÇIKLAMA:     Oruç sadece su ile veya suyu başka gıdalarla karıştırarak da açılabilir. Ayrı­ca İmam Buharî'nin bu başlığı kullanarak "Kim bir hurma tanesi bulursa bununla orucunu açsın. Hurma bulamayan ise suyla iftar etsin!" hadisindeki emirden elde edilen hükmün, farz olmadığına işaret ettiği de düşünülebilir. Bu konuda aykırı düşünen ve tek kalan bilgin ise îbn Hazm'dır. Ona göre orucu hurma ile, hurma bulunmadığında ise suyla açmak farzdır.

 

 

SONRAKİ