باب:
الاعتمار بعد
الحج بغير هدي.
7- Hacdan Sonra Hedy Kurbanı Söz Konusu Olmaksızın Umre Yapmak
1694 - حدثنا
محمد بن
المثنى: حدثنا
يحيى: حدثنا
هشام قال:
أخبرني أبي
قال: أخبرتني
عائشة رضي
الله عنها
قالت: خرجنا
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم موافين
لهلال ذي
الحجة، فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (من أحب
أن يهل بعمرة
فليهل، ومن
أحب أن يهل
بحجة فليهل،
ولولا أني
أهديت لأهللت
بعمرة). فمنهم
من أهل بعمرة،
ومنهم من أهل
بحجة، وكنت
ممن أهل
بعمرة، فحضت قبل
أن أدخل مكة،
فأدركني يوم
عرفة وأنا
حائض، فشكوت
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقال:
(دعي عمرتك،
وانقضي رأسك
وامتشطي،
وأهلي بالحج).
ففعلت، فلما
كانت ليلة
الحصبة، أرسل
معي عبد
الرحمن إلى
التنعيم،
فأردفها
فأهلت بعمرة
مكان عمرتها،
فقضى الله
حجها
وعمرتها، ولم
يكن في
شيء من ذلك
هدي، ولا صدقة
ولا صوم.
[-1786-] Aişe r.anha şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile
birlikte (Zilkade ayını bitirip) Zilhicce hilali ile birlikte yola çıktık.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Siz'den umre için
telbiye getirecek olan yapsın. Hac için telbiye getirecek olan da umre için
telbiye yapsın. Ben yanımda hedy kurbanı götürmemiş olsaydım umre için telbiye
getirirdim", İçimizden kimileri umre kimileri de hac için telbiye getirdi.
Ben de umre için telbiye getirmiştim. Mekke'ye girmeden önce adet oldum, arefe
gününe adetli iken ulaştım. Resulullah'a dert yandım o şöyle buyurdu:
"Umreni terk et (ihramdan çık). Saçlarını çöz ve tara. Hac için telbiye
getir." Ben de öyle yaptım. Muhassab'ta konaklayacağımız gece kardeşim
Abdurrahman ile birlikte beni Ten'im'e gönderdi. Ben de daha önceki umremin
yerine umre için telbiye getirdim.
Böylece Allah Aişe r.anha'ye hem haccı hem umreyi nasip etmiş
oldu. Bunların hiç birinde ne hedy, ne sadaka ne de oruç vardı.
AÇIKLAMA: Buhari bu konu
başlığı ile şu görüşün bağlayıcı olduğuna işaret etmektedir:
1- Hac ayları Şevval, Zilkade, Zülhicce aylarının tümüdür.
2- Temettü’, hac aylarında umre için ihrama girmektir. Nitekim
İbn Abdilber bu konuda İttifak bulunduğunu söyleyerek şöyle demiştir:
"Ayette "Kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse,
kolayına gelen bir kurban kesmesi gerekir"[Bakara 196] denilen şey, hac aylarında hacdan önce umre yapmaktır. Buna
göre hacdan sonra zilhicce ayında umre yapmak isteyen kimsenin hedy kurbanı
kesmesi gerekir".
İbn Abdilber böyle söylemişse de yukarıdaki hadis bunun aksini
göstermektedir.
باب: أجر
العمرة على
قدر النصب.
8- Umrenin Ecri Çekilen Yorgunluğa Göredir
حدثنا
مسدد: حدثنا
يزيد بن زريع:
حدثنا ابن عون،
عن القاسم بن
محمد، وعن ابن
عون، عن إبراهيم،
عن الأسود
قالا:
قالت
عائشة رضي
الله عنها: يا
رسول الله،
يصدر الناس
بنسكين وأصدر
بنسك؟ فقيل
لها: (انتظري،
فإذا طهرت
فاخرجي إلى
التنعيم
فأهلي، ثم ائتينا
بمكان كذا،
ولكنها على
قدر نفقتك أو
نصبك).
[-1787-] İbn Avn, Kasım b. Muhammed ve Esved'den şunu nakletmiştir: Aişe
r.anha: Ey Allah'ın Resulü, herkes iki ibadeti (hac ve umreyi) yaparak
Medine'ye dönüyor, ben ise yalnızca bir tanesini (haccı) yaparak döneceğim,
dedi.
Aişe r.anha'ya (Hz.Nebi tarafından) şöyle denildi: "Bekle.
Temizlenince Ten'im'e çık ve umre için ihrama gir. Sonra falan yerde buluşalım.
Ancak senin umren’in sevabı) yapacağın harcamaya [yahut çekeceğin yorgunluğa]
göredir".
AÇIKLAMA: Nevevî şöyle der:
Bu hadis, ibadette sevabın, yorgunluğun yahut harcamanın çokluğuna göre
artacağını gösterir. Burada kastedilen dinin yermediği yorgunluk ve
harcamadır. Hadisten ilk anda anlaşılan şey, ibadetin sevap ve faziletinin
yorgunluk ve harcamanın çokluğuna bağlı olarak artacağıdır.
İbadetlerin birbirine karşı üstünlüğünün ölçüsü
Nevevî'nin dediği genel olarak doğru olmakla birlikte her zaman
geçerli değildir.
a- Yapıldığı zaman sebebiyle üstün olan ibadetler: Kimi
ibadetler hafif olduğu halde yapıldığı zamana nispetle fazilet ve sevabı diğer
ibadetlere göre daha fazla olabilir. Nitekim kadir gecesini ihya etmenin sevap
ve fazileti Ramazanın diğer gecelerini ve Ramazan dışındaki zamanları İhya
etmekten daha üstündür.
b- Yapıldığı mekan itibarıyla üstün olan ibadetler: Mescid-i
haram'da iki rekat namaz kılmak, diğer yerlerde kılınan; rekatı yahut kıraati
daha fazla olan namazlardan daha sevaptır.
c- Farzın nafileye üstün olması: Bir ibadetin farzı nafilesine
üstündür. Nitekim bir dirhem zekat vermek, bundan daha fazla miktarda nafile
sadaka vermekten üstündür.
İzz İbn Abdisselam el-Kavaid adlı eserinde buna işaret ederek
şöyle demiştir: Başkalarına zor geldiği halde namaz Hz. Nebi'in gözünün
aydınlığı idi. Başkasının zorluk içinde kıldığı namaz kesinlikle Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazına eşit değildir.
باب: المعتمر
إذا طاف طواف
العمرة ثم
خرج، هل يجزئه
من طواف
الوداع.
9- Umre Yapan Kişi Umre Tavafını Yapsa Sonra İhramdan Çıksa Bu,
Veda Tavafı Yerine Geçer Mi?
حدثنا
أبو نعيم:
حدثنا أفلح بن
حميد، عن
القاسم، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
خرجنا
مهلين بالحج،
في أشهر الحج،
وحرم الحج،
فنزلنا بسرف،
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم لأصحابه:
(من لم يكن معه
هدي فأحب أن
يجعلها عمرة
فليفعل، ومن
كان معه هدي
فلا). وكان
النبي صلى الله
عليه وسلم
ورجال من
أصحابه ذوي
قوة الهدي،
فلم تكن لهم
عمرة، فدخل
علي النبي صلى
الله عليه
وسلم وأنا
أبكي، فقال:
(ما يبكيك). قلت:
سمعتك تقول
لأصحابك ما
قلت، فمنعت
العمرة، قال: (وما
شأنك). قلت: لا
أصلي، قال:
(فلا يضرك،
أنت من بنات
آدم، كتب عليك
ما كتب عليهن،
فكوني في
حجتك، عسى
الله أن
يرزقكها).
قالت: فكنت
حتى نفرنا من
منى، فنزلنا
المحصب، فدعا عبد
الرحمن، فقال:
(اخرج بأختك
الحرم، فلتهل
بعمرة، ثم
أفرغا من
طوافكما،
أنتظركما ها
هنا). فأتينا
في جوف الليل
فقال: (فرغتما).
قلت: نعم، فنادى
بالرحيل في
أصحابه،
فارتحل الناس
ومن طاف
بالبيت قبل
صلاة الصبح،
ثم خرج موجها
إلى المدينة.
[-1788-] Aişe r.anha şöyle dedi: Hacca niyet ederek, hac aylarında ve hac
yasaklarına riayet ederek yola çıktık. Serif denilen yere ulaştığımızda Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Yanında hedy kurbanı
bulunmayan ve haccını umreye çevirmek isteyen kimse bunu yapsın. Yanında hedy
kurbanı bulunnan bunu yapmasın".
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ve ashabından kuvvetli bir
kısmının yanında hedy kurbanı vardı, bunların hac ihramını umreye çevirme
imkanı yoktu.
Ben ağlarken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanıma geldi. Bana:
"Niçin ağlıyorsun?" buyurdu. Ben: Senin ashabına söylediklerini
işittim. Ben umre yapamadım, dedim. Hz.Nebi: "Niçin yapamadın?" diye
sordu. Ben: Çünkü namaz kılamayacak durumdayım (adet gördüm), dedim.
Hz. Nebi: "Zararı yok. Sen adem'in kızlarındansın. Onlar için
takdir edilenler sana da takdir edilmiştir. Sen haccını yapmaya devam et. Belki
Aaah sana umreyi de nasip eder" dedi.
Mina'dan dönüp de Muhassab'ta konaklayıncaya kadar bekledim. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem (kardeşim) Abdurrahman'ı çağırarak şöyle buyurdu:
"Kızkardeşini harem bölgesinden çıkar, umre için İhrama
girsin. Sonra tavafınızı bitirin. Sizi şurada bekliyorum."
Gece yarısı onların yanına geldik.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem.: "Bitirdiniz mi?" diye
sordu. Ben: Evet, dedim.
Ashabına hareket emri verdi. İnsanlar harekete geçti. Sabah
namazından önce Kabe'yi tavaf ettiler sonra da Medine'ye doğru harekete
geçtiler.
AÇIKLAMA: İbn Battal şöyle
demiştir: Alimler arasında şu konuda görüş ayrılığı yoktur: Umre yapan kimse
tavaf yapıp memleketine doğru yola çıksa, bu tavaf veda tavafı yerine geçer.
Nitekim Aişe r.anha böyle yapmıştır. Öyle anlaşılıyor ki Aişe r.anha'nin
hadisinde, umre tavafından sonra veda tavafı yapmadığı açık olarak ifade
edilmediği için Buharı konu başlığında kesin bir ifade kullanmamıştır.
Aişe r.anha'nin, adet gördüğünü açık olarak söylemeyip
"namaz kılamıyorum" demesi ince bir kinayedir.
باب: يفعل في
العمرة ما
يفعل في الحج.
10- Hacda Yapılanları Umrede De Yapmak
حدثنا
أبو نعيم:
حدثنا همام:
حدثنا عطاء
قال: حدثني
صفوان بن يعلى
بن أمية - يعني -
عن أبيه: أن
رجلا أتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم وهو
بالجعرانة،
وعليه جبة،
وعليه أثر
الخلوق، أو
قال: صفرة،
فقال: كيف
تأمرني أن أصنع
في عمرتي؟
فأنزل الله
على النبي صلى
الله عليه
وسلم، فستر
بثوب، ووددت
أني قد رأيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم وقد أنزل
عليه الوحي، فقال
عمر: تعال،
أيسرك أن تنظر
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم وقد أنزل
عليه الوحي؟
قلت: نعم،
فرفع طرف
الثوب، فنظرت
إليه له غطيط -
وأحسبه قال -
كغطيط البكر،
فلما سري عنه،
قال: (أين
السائل عن
العمرة؟ اخلع
عنك الجبة،
واغسل أثر
الخلوق عنك،
وأنق الصفرة،
واصنع في
عمرتك كما تصنع
في حجك).
[-1789-] Safvan îbn Ya'la İbn Ümeyye babasından şunu nakletmiştir: Nebimiz
Ci'rane'de iken bir adam geldi, üzerinde güzel koku (yahut kokunun sarı izi)
görülen bir cübbe vardı.
Adam: Umre'de ne yapmamı emredersin, diye sordu.
Bunun üzerine Allah, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e vahiy
indirdi, vahiy gelirken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in üzeri örtüldü. Ben,
Hz.Nebi'e vahiy indirilirken onu görmek istiyordum. Bu sebeple Ömer; "Gel. Hz.Nebi'e vahiy
indirildiğinde onu görmek istiyor musun?" dedi. Ben "evet" dedim.
Hz. Nebi'in üzerindeki örtünün bîr bölümünü açtı. Baktığımda küçük deve
yavrusunun sesi gibi ses geliyordu. Vahyin yol açtığı durum ortadan kalktığında
Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Umreyi soran kişi nerede?
Üzerinden cübbeni çıkar. Güzel kokuyu yıka, sarı rengi gider. Hacda ne
yapıyorsan umrede de onu yap'' buyurdu.
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن هشام
بن عروة، عن
أبيه أنه قال:
قلت
لعائشة رضي
الله عنها،
زوج النبي صلى
الله عليه
وسلم، وأنا
يومئذ حديث
السن: أرأيت
قول الله
تبارك وتعالى:
{إن الصفا
والمروة من
شعائر الله
فمن حج البيت
أو اعتمر فلا
جناح عليه أن
يطوف بهما}. فلا
أرى على أحد
شيئا أن لا
يطوف بهما؟.
فقالت عائشة:
كلا، لو كانت كما
تقول، كانت
فلا جناح عليه
أن لا يطوف
بهما، إنما
أنزلت هذه
الآية في
الأنصار:
كانوا يهلون
لمناة، وكانت
مناة حذو
قديد، وكانوا
يتحرجون أن
يطوفوا بين
الصفا
والمروة،
فلما جاء
الإسلام
سألوا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن
ذلك، فأنزل الله
تعالى: {إن
الصفا
والمروة من
شعائر الله فمن
حج البيت أو
اعتمر فلا
جناح عليه أن
يطوف بهما}.
زاد
سفيان وأبو
معاوية، عن
هشام: ما أتم
الله حج امرئ،
ولا عمرته، ما
لم يطف بين الصفا
والمروة.
[-1790-] Hişam İbn Urve, babasından şunu rivayet etmiştir: Ben, daha yaşım
genç iken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Aişe r.anha'ye sordum:
Yüce Allah ayette "Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu
nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf
etmesinde kendisine bir günah yoktur." [Bakara 158] buyurduğundan bana
göre bu ikisini tavaf etmeyen kişi üzerine herhangi bir şeyi gerekli görmem.
Aişe r.anha şöyle dedi: Hayır, senin dediğin gibi olsaydı o
ikisini tavaf etmesinde bîr günah olmazdı. Ancak bu ayet asıl Ensar hakkında
indirilmiştir. Onlar Menat put'u için hac yaparlardı. Menat, Kadîd denilen
yerin hizasındaydı. Onlar, Safa ile Merve arasında tavaf yapmayı günah
sayıyorlardı. İslam dini gelince bunun hükmünü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e sordular. Yüce Allah da Şüphe
yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret
eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur."
ayetini indirdi.
Hişam'dan şu fazlalık rivayet edilmiştir: "Allah, Safa ile
Merve arasında tavaf yapmayan kişinin ne haccını ne de umresini tamam
kılar."