باب: ما جاء
في التقصير،
وكم حتى يقصر.
1.Namaz'ın Kısaltılarak Kılınmasıyla İlgili Rivayetler Yolcu
Konakladığı Yerde Kaç Gün Boyunca Namazları Kısaltarak Kılar
حدثنا
أبو موسى بن
إسماعيل قال:
حدثنا أبو
عونة، عن عاصم
وحصين، عن
عكرنة، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما قال: أقام
النبي صلى
الله عليه
وسلم تسعة عشر
يقصر، فنحن
إذا سافرنا
تسعة عشر
قصرنا، وإن
زدنا أتممنا.
[-1080-] İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bir yerde (gecesiyle birlikte) on dokuz gün kaldı ve bu müddet
içinde namazları kısaltarak kıldı. Biz (gecesiyle birlikte) on dokuz günlük
yolculuk yaptığımızda namazları kısaltarak kılardık. Fakat daha uzun süreli
yolculuklarda tam kılardık.
Tekrar: 4298, 4299.
حدثنا
أبو معمر قال:
حدثنا عبد
الوارث قال:
حدثنا يحيى بن
أبي إسحق قال:
سمعت أنسا
يقول: خرجنا
مع النبي
النبي صلى
الله عليه
وسلم من المدينة
إلى مكة، فكان
يصلي ركعتين
ركعتين، حتى
رجعنا إلى
المدينة. قلت:
أقمتم بمكة
شيئا؟ قال:
أقمنا بها
عشرا.
[-1081-] Enes (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resul-i Ekrem
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Medine'den Mekke'ye gitmek üzere yola
çıkmıştık. Biz Medine'ye dönene kadar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
namazları ikişer rekat halinde kılmıştı."
Hadisin ravîlerinden Yahya İbn Ebu İshak, Enes'e: "Mekke'de
hiç kaldınız mı?" diye sorunca Enes Ibn Malik şu cevabı vermiştir:
"Orada on gün kaldık.
Tekrar: 4297
AÇIKLAMA: Namazın
kısaltılarak kılınması; dört rekat olan namazların iki rekat halinde kılınması
demektir. İbnü'l-Münzir başta olmak üzere, pek çok alim sabah ve akşam
namazlarında kısaltma olmayacağı konusunda icma bulunduğunu nakletmişlerdir.
İmam Nevevî şöyle demiştir: "Alimlerin çoğunluğuna göre
haram amaçlı olmayan mubah yolculuklarda namazlar kısaltılarak kılınır."
Bazı alimler namazın kısaltılarak kılınabilmesi için yolculuk
sırasında güvenliğin bulunmamasını, bazıları bu yolculuğun hac, umre veya cîhad
için olması gerektiğini, kimisi de itaat amaçlı bir yolculuk olmasını şart
koşmuşlardır. Ebu Hanîfe ile Süfyan-ı Sevrî ise yolculuğun haram / isyan amaçlı
oluşu ile İtaat amaçlı oluşu arasında herhangi bir fark bulunmadığını
söylemişlerdir; onlara göre her yolculukta namazlar kısaltılarak kılınır.
[Biz (gecesiyle birlikte) on dokuz günlük yolculuk yaptığımızda
namazları kısaltarak kılardık. Fakat daha uzun süreli yolculuklarda tam
kılardık.] Bu ifadeden ilk bakışta anlaşılan anlam yolculuk on dokuz günden
daha fazla olduğunda namazların tam olarak kılınması gerektiğidir. Fakat
aslında kasdedilen, bu değildir. Nitekim Ebu Ya'la'nın Şeyban - Ebu Avane
senediyle naklettiği rivayet, asıl maksadı tam olarak anlatmaktadır: "Biz
bir yolculuğa çıkıp bir yerde on dokuz gün kaldığımızda /
konakladığımızda..." Zaten imam Buharî'nin naklettiği bu rivayetin
başındaki "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yerde (gecesiyle birlikte)
on dokuz gün kaldı" ifadesi de bu açıklamayı desteklemektedir. Tirmizî'nin
başka bir yolla Asım'dan naklettiği rivayet ise şöyledir: "Biz bundan (on
dokuz günden) daha fazla bir süre konakladığımızda namazları dört rekat olarak
kılardık."
Enes İbn Malik'ten nakledilen rivayette geçen "Orada on gün
kaldık" ifadesi Ibn Abbas hadisiyle çelişmez. Çünkü İbn Abbas hadisi
Mekke'nin fethedildiği dönemle ilgili olduğu halde, Enes hadisi veda haccı için
yapılan yolculuğu anlatır. İleride gelecek olan ve yine İbn Abbas'tan
nakledilen bir rivayette şöyle denilmektedir; "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ve ashabı ayındördüncü gününün sabahında geldiler." Resulullah'ın
(s.a.v.) Mekke'den on dördüncü günün sabahında yola çıktığı kesindir. Buna göre
Mekke ve civarında konaklanan süre Enes İbn Malik'in de dediği gibi
geceleriyle birlikte on gündür. Dolayısıyla Nebi (s.a.v.)'in Mekke'de
konakladığı günlerin sayısı toplam on dört gün olur. Çünkü Resulullah (s.a.v.)
Mekke'den sekizinci gün yola çıkmış ve öğle namazını Mina'da kılmıştır. Zaten
bu yüzden İmam Şafiî şöyle demiştir: "Bir yolcu herhangi bir yerleşim
biriminde dört gün konaklarsa namazı kısaltarak kılar." Ahmed İbn Hanbel
ise namazın kısaltılarak kılınabilmesine imkan veren konaklama süresinin yirmi
bir vakit namaz olduğunu söylemiştir. Bu görüşün delili, söz konusu İbn Abbas
hadisidir ve bu hadisten söz konusu hüküm şu yolla çıkarılmıştır:
"Herhangi bir yerde konaklama durumunda (ikamet), aslolan namazların tam
olarak kılınmasıdır. Fakat Resulullah'ın (s.a.v.) yolculuk sırasında herhangi
bir yerde bu süreden daha fazla konakladığına dair bir rivayet bulunmadığı
İçin namazların kısaltılarak kılınabilmesi için bu süre belirlenmiştir."
Bu konuyla İlgili olarak alimlerin birbirinden farklı görüşleri bulunmaktadır.
Bu görüş ayrılıklarına İleride değinilecektir.
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
1. Yolculuk sırasında herhangi bir yerde konaklamaya da İkamet
adı verilir.
2. Bir yerleşim merkezi için kullanılan isim, civarındaki
bölgeleri de kapsamına alabilir. Arafat ve Mina, Mekke sınırları İçinde
olmadığı halde bu rivayette Mekke İsminin söz konusu bölgeleri de kapsamına
alacak şekilde kullanılması bunu gösterir.