3- 26 - باب: قول
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (نصرت
بالصبا).
باب: قول
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (نصرت
بالصبا).
26. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'İn: Ben Saba Rüzgarı
İle Desteklendim" Buyurması
حدثنا
مسلم قال:
حدثنا شعبة،
عن الحكم، عن
مجاهد، عن ابن
عباس: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (نصرت
بالصبا،
وأهلكت عاد
بالدبور).
[-1035-] Abdullah İbn Abbas
(r.a.)'den nakledilmiştir: "Saba rüzgarı bana ilahî bir yardım olarak
verildi / ben saba rüzgarı ile desteklendim. Ad kavmi ise debur denen rüzgar
ile helak oldu.
Tekrar: 3205, 3343,
4105
AÇIKLAMA: Zeyn İbnü'l-Müneyyir bu konu başlığı ile ilgili olarak
şunları söylemiştir: "İmam Buharî'nin kullandığı bu başlık 25. başlıkta
nakledilen Enes hadisinin saba rüzgarı dışındaki rüzgarlarla ilgili olduğuna
işaret etmektedir, yani bu başlık Enes hadisinin buradaki rivayetle tahsis
edildiğini göstermektedir. Çünkü saba rüzgarının Resul-i Ekrem'e (s.a.v.) ilahî
yardım oluşu onun bu rüzgar estiğinde sıkıntı duymayıp neşe içinde olmasını
gerektirir."
Bununla birlikte Enes
hadisinin tahsis edilmediği ve genel anlamı (umum) üzere kaldığı da
düşünülebilir. Bu genel anlam için şu açıklamalar yapılabilir:
1. Resul-i Ekrem'in
(s.a.v.) saba rüzgarı ile desteklenmesi Enes hadisinde belirtilen tavrı
sergilediği dönemlerden daha sonra olmuştur. Çünkü bu ilahî yardım Hendek
savaşı sırasında gerçekleşmiştir. Nitekim Mücahid ve diğer müfessirlerin açıkça
ifade ettikleri gibi: "Biz onların üzerine bir rüzgar ve sizin görmedi§niz
ordular gönderdik [Ahzab 9] ayeti de buna işaret etmektedir.
2. Saba rüzgarı İslam
düşmanlarını yok ettiği için Resul-i Ekrem'e (s.a.v.) ilahî yardım olmuştur.
Fakat Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu rüzgar sırasında ümmetinden günahkar
ve asî olanlar da yok olabileceği için sıkıntı ve endişe duymuş olabilir. Zira
Resulullah (s.a.v.) ümmetine karşı pek merhametli ve şefkatlidir.
3. Ayrıca saba rüzgarı
bulutları birleştirip toparlar ve genelde bu durumda yağmur yağar. Bu rüzgarın
getirdiği yağmur başladığında ise insanlar sığınacak yer arar. Bu da saba
rüzgarı estiği zaman korku ve endişe duyulduğu anlamına gelir. İşte tüm bu
açıklamalar Zeyn İbnü'i-Müneyyir'in dile getirdiği tahsîs (sadece saba rüzgarı
dışındaki rüzgarlardan korku duyulacağı) anlayışını zedelemektedir.
Saba rüzgarına
"Kabul (karşı taraftan gelen}" rüzgarı adı da verilir. Çünkü bu
rüzgar doğudan eser ve Kabe'nin kapısına vurur. Bunun karşıtı olan rüzgar ise
Ad kavmini helak eden "Debur (ters taraftan gelen) - Batı" rüzgarıdır.
Bu rüzgarlara niçin bu adların verildiğiyle ilgili olarak şunlar da
söylenmiştir: Saba rüzgarına Kabul rüzgarı adı verilmiştir, çünkü İslam'ı kabul
edenlere bir destek olarak gönderilmiştir. Halbuki Ad kavmini helak eden
rüzgara debur denmiştir, çünkü İslam'dan yüz çeviren ve sırt dönen insanları
helak etmiştir. Zaten debur rüzgarı, saba rüzgarından daha şiddetli eser.
İleride de açıklayacağımız gibi Ad kavmini helak eden bu rüzgar tüm gücüyle
esmemiş, debur rüzgarının asıl kapasitesine göre sadece basit bir esinti
olmuştur. Buna rağmen Ad kavminin kökünü kurutmuştur. Nitekim Cenab-ı Hakk
şöyle buyurmuştur: "Sen onlardan geriye kalan hiç bir şey görebiliyor
musun? [Hakka 8] Fakat Allah Teala, alemlere rahmet olarak gönderdiği
Resulü'nün müslüman olacaklarına dair taşıdığı umut dolayısıyla kavmine karşı
duyduğu acıma ve merhameti bildiği için sadece saba rüzgarı gönderdi ve onları
sıkıntıya düşürerek müslümanlardan uzaklaşmalarını sağladı. Fakat buna rağmen
onlardan hiçbirini helak etmedi.
Ayrıca kuzeyden esen
rüzgara Şimal, güneyden esen rüzgara da Cenub adı verilir.