باب: إذا لم
يتم الإمام
وأتم من خلفه.
55. İmam'ın Eksik Kıldığı Namaz'ı Cemaatin Tam Olarak Kılması
حدثنا
الفضل بن سهل
قال: حدثنا
موسى بن الحسن
الأشيب قال:
حدثنا عبد الرحمن
بن عبد الله
بن دينار، عن
زيد بن أسلم،
عن عطاء بن
يسار، عن أبي
هريرة: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
(يصلون لكم،
فإن أصابوا
فلكم، وإن
أخطؤوا فلكم
وعليهم).
[-694-] Ebu Hureyre (r.a.) Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğunu nakletmiştir: "İmamlar sizin için namaz kıldırıyorlar. Eğer
doğru kıldırırlarsa kıldığınız namaz'ın sevabını alırsınız. Buna karşılık
hatalı kıldırırlarsa kıldığınız namaz'ın sevabını siz alırsınız, günahı İse
namazı kıldıran imamlara olur."
AÇIKLAMA: Hadiste geçen hatalı
kıldırmak ifadesi bilerek yapılan kasıtlı yanlışların (amden) eş anlamlısı
olarak kullanılmamıştır; dolayısıyla hadisteki hatalı kıldırmak ifadesi
yanılmak anlamındadır. Zira kasıtsız olarak gerçekleşen hatalar yanılgılar
dolayısıyla günah olmaz. Mihleb şöyle demiştir: "Bu hadis salih insanların
arkasında namaz kılmanın caiz olduğunu gösterdiği gibi kendisinden çekinilen ve
korkulan fâsık günahkâr kimselerin arkasında namaz kılmanın caiz olduğunu da
göstermektedir."
Mihleb'in bu görüşü İle ilgili olarak yapılan değerlendirmelerden
biri şöyledir: "Bu sözde geçen kendisinden çekinilen ve korkulan fâsık
günahkâr kimseler ifadesi, söz konusu kişilerin güç ve otorite sahibi kimseler
olduğunu göstermektedir."
el-Beğavî Şerhu's-sünne adlı eserinde şöyle demektedir: "Bu
hadis abdestsiz olarak namaz kıldıran bir imamın arkasında namaz kılan cemaatin
namazının sahih geçerli olduğunu göstermektedir. Ancak bu durumda imamın
namazını iade etmesi gerekir."
Bu hadisin kasıtlı veya kasıtsız her türlü hata ve yanlışı
kapsamına aldığını (mutlak olduğunu) ileri süren bazı bilginlere göre cemaatin
namazı her halükârda geçerli olur. Zira hadiste geçen hatalı kıldırmak ifadesi
kasıtlı olarak yanlış yapmanın (amd) eşanlamlısı olarak kullanılmıştır.
Buna göre ictihâdî olarak görüş ayrılıklarının bulunduğu
durumlarda da bu hadis kriter olarak kabul edilebilir. Namazda besmele okumanın
gerekliliğine ve besmelenin kıraatin temel rükünlerinden biri olup Fatiha
sûresinden bir âyet olmadığına inanan bir kimse bunları ictihâdî olarak kabul
etmeyen bîr imamın arkasında namaz kılarsa, namazının geçerli olabilmesi için
besmeleyi bizzat okuması gerekir; yani cemaat ictihâdî olarak imamdan farklı
düşünüyorsa namazının geçerli olabilmesi için kendi ictihâdî görüşünü
uygulamakla yükümlüdür. Çünkü bu durumda cemaate göre imam hata etmiş sayılır.
Bu hadis şunu gösterir: "Cemaat namazını doğru kılmışsa,
imamın hata etmiş olması cemaatin namazını etkilemez."
باب: إمامة
المفتون
والمبتدع.
56. Fitneye Karışan Kimselerin Ve Bid'atçilerin İmamlık Yapması
-وقال
الحسن: صل
وعليه بدعته.
Konuyla ilgili olarak Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Sen
namazını kıl, burada günah bid'atçinin boynunadır."
قال
أبو عبد الله:
وقال لنا محمد
بن يوسف: حدثنا
الأوزاعي:
حدثنا
الزهري، عن
حميد بن عبد
الرحمن، عن
عبيد الله بن
عدي بن خيار: أنه
دخل على عثمان
بن عفان رضي
الله عنه، وهو
محصور، فقال:
إنك إمام
عامة، ونزل بك
ما ترى، ويصلي
لنا إمام
فتنة،
ونتحرج؟ فقال:
الصلاة أحسن
ما يعمل
الناس، فإذا
أحسن الناس
فأحسن معهم،
وإذا أساؤوا
فاجتنب
إساءتهم.وقال
الزبيدي: قال
الزهري: لا
ترى أن يصاى
خلف المخنث،
إلا من ضرورة
لا بد منها.
[-695-] Ubeydullah İbn Adiyy İbn Hiyar (r.a.) şöyle demiştir: "Osman
(r.a.) göz hapsinde tutulup evi kuşatıldığı' zaman kendisini ziyarete gittim. Ona
şöyle dedim; 'Siz halkın imamısınız ancak başınıza gelenleri görüyoruz. Şu anda
bize namaz kıldıran ise fitnecilerin başıdır. Biz onun arkasında namaz
kıldığımız için günaha girdiğimizi düşünerek sıkıntı çekiyor ve korkuya
kapılıyoruz.' Bunun üzerine Osman (r.a.) bana şunları söyledi; Namaz insanların
yaptığı en güzel ameldir; bu bakımdan halk güzel bir iş yapıyorsa sen de
onlarla birlikte hareket et, ama kötü İşler yapıyorlarsa onların
kötülüklerinden uzak dur."
AÇIKLAMA: Muhammed İbn Velîd
ez-Zebîdî, İbn Şihâb ez-Zührî'nin şöyle dediğini nakletmiştir: "Çok açık
bir zorunluluk bulunmadığı sürece kadınsı hareketlerde bulunan kimselerin
(muhannis - muhannes) arkasında namaz kılmanın uygun olmadığı
görüşündeyiz."
حدثنا
محمد بن أبان:
حدثنا غندر،
عن شعبة، عن
أبي التياح:
أنه سمع أنس
بن مالك:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم لأبي ذر:
(اسمع وأطع
ولو لحبشي،
كأن رأسه
زبيبة).
[-696-] Enes İbn Mâlik (r.a.), Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
Ebû Zerr'e şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kafası kuru üzüm tanesi gibi
Habeşî bir köle dahi olsa (kendisine görev verilen kimseleri) dinle ve (onlara)
itaat et.
AÇIKLAMA: Bâb başlığında
geçen; Fitneye karışan kimseler ifadesi, meşru devlet başkanına karşı ayaklananları
anlatmaktadır. Fakat bazı alimlere göre bu İfade daha geniş bir anlam
yelpazesine sahiptir.
Bidatçi kelimesi ehl-i sünnet ve'1-cemaatin itikadı
düşüncelerine aykırı görüş benimseyen kimseler için kullanılır.
Hz. Osman'ın 'Halk güzel bir iş yapıyorsa sen de onlarla
birlikte hareket et' şeklindeki sözünün zahirî anlamı onun fitneye karışan
kimselerle birlikte namaz kılınmasına ruhsat / izin verdiğini göstermektedir.
Bu bakımdan o adeta şöyle demiştir: "Namazı kıldıran kimsenin fitneye
karışmış olması sana zarar vermez. Aksine eğer iyi bir İş yapıyorsa onun
hayırlı eylemlerine sen de katıl, fakat fitneye düştüğü konularda asla yanında
yer alma!"
Hz. Osman'ın 'Kötü işler yapıyorlarsa onların kötülüklerinden
uzak dur' şeklindeki sözü insanları fitneden, fitne olaylarına karışmaktan ve
söz, eylem ve İnanç bakımından çirkin (münker) olan her türlü davranıştan
sakındırmaktadır.
Hadisten
Çıkarılan Sonuçlar
1- Cemaate devamlı surette katılmak gerekir, çünkü Hz. Osman'ın
sözünde bunun İçin teşvik vardır. Özellikle fitne zamanlarında cemaate devam etmenin
emredilmesi ise ayrılığı körüklememe ve müslümanları bir arada tutma amacına
matuftur.
2- Cemaate katılmayı terk etmektense arkasında namaz kılınması
hoş karşılanmayan insanların imamlığında namaz kılmak daha uygun bir
davranıştır.
3- Cuma namazının devlet başkanının izni olmaksızın
kılınamayacağını söyleyenlere bu rivayette reddiye bulunmaktadır. Buna göre
Cuma namazı konusunda devlet başkanının izni şart değildir.
İbn Şihâb'ın sözünde geçen (ve kadınsı hareketlerde bulunan
kimseler şeklinde tercüme ettiğimiz) ... kelimesi hem muhannis (ism-i fail)
hem de muhannes (ism-i meful) şeklinde okunabilir. İsm-i fail olması durumunda
bu kelime yürürken veya konuşurken kırıtan, kadınsı hareketlerde bulunan ve kadınlara
benzeyen erkek anlamına gelirken, ism-i meful olması durumunda homoseksüel
kimseleri anlatır.
Çok açık bir zorunluluk bulunmadığı sürece ifadesi, homoseksüel
olan kimselerin güç ve otorite sahibi olmaları durumunu anlatır. Bu insanlar
güç ve otorite sahibi İse veya otorite sahibi kimseler tarafından
görevlendirilmişlerse cemaat terk edilmez.