DEVAM: 54. Kölenin Namaz Kıldırması
حدثنا
محمد بن بشار:
حدثنا يحيى:
حدثنا شعبة قال:
حدثني أبو
التياح، عن
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال:
(اسمعوا
وأطيعوا، وإن
استعمل حبشي،
كأن رأسه
زبيبة).
[-693-] Enes İbn Malik (r.a.) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
şöyle buyurduğunu nakletmîştir: Sizin başınıza geçirilen ve kendisine görev
verilen kişi başı kuru üzüm tanesi gibi (siyah ve kıvırcık olan) bir Habeşî köle
bile olsa onu dinleyin ve ona itaat edin!
Tekrar: 696 ve 7142.
AÇIKLAMA: Zeyn
İbnü'l-Müneyyir İmam Buharî'nin kullandığı bu başlık hakkında şunları
söylemiştir: "İmam Buharî, bunun caiz olduğunu açıkça ifade etmemiştir.
Maksadı sadece konuyla ilgili delillerini zikretmektir."
Kölenin Namaz
Kıldırması: Hz. Aişe'ye kölesi Zekvan'ın imamlık yaptığına dair rivayeti Ebu
Davud Kitabu'l-mesahif’ta ve İbn Ebi Şeybe de kendi eserinde mevsûl olarak
naklet-mişlerdir. Alimlerin çoğunluğuna göre kölenin imamlık yapmasında
herhangi bir sakınca yoktur, imamlığı sahihtir. İmam Malik bu görüşe katılmaz.
O şöyle demiştir: "Köle hürlere imamlık yapamaz. Ancak kölenin Kur'an
bilgisi hürlerden daha iyi ise bu durumda imamlık yapmasında bir sakınca
olmaz."
Namaz Kılarken
Açık Olan Kur'an'dan Okumak: Zekvan'ın Hz. Aişe'ye mushaftan okuyarak namaz kıldırmasına
dayanan bazı alimler namaz kılmakta olan bir kimsenin mushaftan okumasına
cevaz vermişlerdir. Ancak kimi alimlere göre bu, amel-i kesîr (namaz fiilleri
dışında olan ve namazı bozacak kadar çok olan hareketler) kapsamında
değerlendirildiği için caiz değildir.
Gayri Meşru
Olarak Doğan Bir Kimsenin İmamlık Yapması: Alimlerin çoğunluğuna göre gayri meşru olarak
doğan bir kimsenin imamlık yapmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak İmam
Malik'e göre böyle bir kimsenin namaz imamlığı için sürekli olarak tayin
edilmesi mekruhtur. İmam Malik bu hükmü verirken şu gerekçeye dayanmıştır;
İnsanlar böyle bir kişinin durumu hakkında İleri geri konuşup dedikodusunu yapabilirler
ve onun yüzünden günaha düşebilirler.
Ergenlik
Çağına Yaklaşmış Mümeyyiz Küçüklerin Namaz Kıldırması: İmam Buharî'nin
kullandığı bab başlığında ergenlik çağına girmemiş küçükler ifadesi mutlak
olarak zikredilmiştir. Ancak bu ifadesinin zahirine bakılırsa ergenlik çağına
yaklaşmış mümeyyiz küçüklerin kastedildiği anlaşılır. Bununla birlikte daha
genel bir anlam taşıyor olması da mümkündür. Ancak temyiz çağına girmemiş
küçüklerin namaz kıldıramayacağı ile ilgili rivayetler onların bu genel anlam kapsamına
giremeyeceğini göstermektedir. Nitekim İmam Buharî Mekke'nin fethiyle ilgili
rivayette Amr İbn Selime'nîn yedi yaşlarında iken kabilesine namaz imamlığı
yaptığını nakletmiştir. Ancak Ahmed İbn Hanbel'in söz konusu rivayette tevakkuf
ettiğini söyleyen bazı bilginler onun niçin tevakkuf ettiği hakkında şu
değerlendirmelerde bulunmuşlardır: Amr İbn Selime'nin bu yaşta iken namaz
kıldırdığına dair bilgi Resûlullah'a ulaşmamıştı, konuyla ilgili olarak Resûl-i
Ekrem'in herhangi bir bilgisi yoktu.
Amr İbn Selime kendisinin yedi yaşlarında iken namaz
kıldırdığını nakletmiştir ancak bu imamlığın farz namaz için mi yoksa nafile
namaz için mi olduğunu açıklamamıştır. Dolayısıyla Amr İbn Selime nafile namaz
kıldırdığını ifade etmek istemiş olabilir.
Bu değerlendirmelere
şu şekilde cevap verilmiştir:
Vahyin indiği dönemlerde yapılması meşru olmayan bir konuda
sahabîler-den hiçbiri hakkında Resûlulîah (s.a.v.)'in takriri vaki olmamıştır.
İmam Buharî'nin Amr İbn Selime ile ilgili olarak naklettiği rivayetin
bağlamına baktığımızda onun farz namaz kıldırdığı anlaşılmaktadır. Çünkü bu
rivayette geçen "Şu namazı şu vakitte kılın, namazın vakti
girdiğinde..." ifadesi söz konusu namazın farz namaz olduğunu
göstermektedir. Ayrıca Ebû Davud'un naklettiği rivayete göre Amr İbn Selime
şöyle demiştir: "Kendi kabilemin yanında bulunduğum bütün vakitlerde imam
ben oldum." Bu rivayet ise hem farz hem de nafile namazları kapsamına
alır.
Hasan-ı Basrî, İmam Şafiî ve İshak İbn Rahüye ergen olmayan
küçüğün imamlık yapabileceği görüşündedir. Buna karşılık İmam Malik ve Süfyan-ı
Sevrî küçüğün namaz kıldırmasını mekruh görürler. Ebû Hanife ve Ahmed ibn
Hanbel'den konuyla ilgili olarak iki farklı görüş nakledilmiştir. Ancak
onlardan nakledilen meşhur görüşe göre küçük, nafile namaz kıldırabîlir ama
farz namaz kıldıramaz.
Hadiste geçen başı kuru üzüm tanesi gibi ifadesi hakkında şu
değerlendirmeler yapılmıştır:
-Yapılan benzetme Habeşîler'in genelde küçük başlı insanlar
olmalarıyla ilgilidir.
-Yapılan benzetme onların siyahî olmalarıyla ilgilidir.
-Yapılan benzetme onların kısa ve kıvırcık saçlı olmalarıyla
ilgilidir.