-قال
أنس: وإذا سجد
فاسجدوا. باب: متى
يسجد من خلف
الإمام.
52. İmamın Arkasında Namaz Kılan Cemaat Ne Zaman Secdeye
Varır? Enes İbn Mâlik Şöyle Demiştir:
İmam Secde Ettiğinde Siz De Secde Edin!
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا يحيى بن
سعيد، عن
سفيان قال:
حدثني أبو
إسحق قال:
حدثني عبد
الله بن يزيد
قال: حدثني
البراء، وهو
غير كذوب، قال: كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا قال:
(سمع الله لمن
حمده). لم يحن
أحد منا ظهره،
حتى يقع النبي
صلى الله عليه
وسلم ساجدا،
ثم نقع سجودا
بعده.
حدثنا
أبو نعيم، عن
سفيان، عن أبي
إسحق: نحوه بهذا.
[-690-] Abdullah İbn Yezîd şöyle demiştir: Bana Bera' bin Âzib - o
kesinlikle yalancı biri değildir - Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile
birlikte kıldıkları namazı şu şekilde nakletti: "Resûlullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem namaz kıldırırken سمع
الله لمن حمده (Semi'allahu limen hamideh) deyip secdeye varana kadar bizden
hiç kimse belini bükmezdi. Biz secdeyi O'ndan sonra yapardık.
Tekrar: 747, 811.
AÇIKLAMA: "İmamın
arkasında namaz kılan cemaat ne zaman secdeye varır?" şeklinde verilen bab
başlığı şu anlama gelir: "İmam rükûdan doğrulduğunda veya iki secde
arasında oturduğunda cemaat ne zaman secdeye varır?"
"O kesinlikle yalancı biri değildir" ifadesi rivayetin
zahirinden anlaşıldığı kadarıyla Abdullah İbn Yezîd'e aittir. Nitekim Humeydî
ve ei-Umde adlı kitabın müellifi böyle düşünmektedir. Ancak Abbas ed-Dûrî
et-Târîh adlı eserinde Yahya İbn Maîn'in şöyle dediğini nakletmiştir:
"Abdullah İbn Yezîd bu ifadesiyle Berâ İbn Âzib'i değil, Berâ'dan nakleden
raviyi kasdetmiştir. Zira Resûlullah'ın ashabından biri hakkında o yalancı
değildir ifadesi kullanılamaz." Yahya İbn Maîn'in sözü şunu
anlatmaktadır: Adil olup olmadığı kesin olarak bilinemeyen kimseler hakkında
böyle bir ifadenin kullanılması iyi olabilir. Halbuki Resûlullah'ın ashabının
tamamı âdildir ve tezkiye edilmeye ihtiyaçları yoktur.
Hattâbî, Yahya İbn Maîn'in görüşlerine ek olarak şöyle demiştir:
"Bu ifade hadisi nakleden ravi hakkında şüpheler bulunması ve onu töhmet
altında tutmak anlamına gelmez. Burada ravinin sadık doğru olduğu
anlatılmaktadır. Zaten muhaddisler ve hadis ravileri, hadisin senedinde geçen
raviler hakkında ayrıntılı bilgi vermek ve onların daha iyi tanınmasını sağlamak
istiyorlarsa bu tarz ifadelere başvururlar. Hatta Ebû Hureyre ve Abdullah İbn
Mes'ud, Resûlullah hakkında bile buna benzer ifadeler kullanmışlardır. Ebu
Hureyre şöyle demiştir; Hem doğru olan hem de doğruluğu müsellem olan dostum
Resûlullah'ın ve şöyle buyurduğunu işittim... Abdullah İbn Mes'ud'un sözü ise
şöyledir; Hem doğru olan hem de doğruluğu müsellem olan Resulullah bana şunları
anlattı... "
Kâdî İyâz şöyle demiştir: "Bu ifadenin kullanılması
sahâbîler hakkında yanlış bir düşünce oluşmasına asla mahal vermez. Zira
sahâbîlerin hiçbiri hakkında cerh ve tadil yoluna başvurulmaz. Bu ifadeyi
kullanan ravinin maksadı hadisi daha tekidli bir şekilde^anlatmaktır. Hadisi
doğrudan, hakkında asla bir töhmet bulunmayan Berâ İbn Azib'den naklettiğini
vurgulamak istemiştir.
Hadiste geçen "secdeye varana kadar" ifadesi başka
rivayetlerde "alnını yere koyana kadar" şeklinde geçmektedir.