باب: بدء
الأذن.
1. EZAN'IN BAŞLANGICI
-وقوله
عزوجل: {وإذا
ناديتم إلى
الصلاة
اتخذوها هزوا
ولعبا ذلك
بأنهم قوم لا
يعقلون}
/المائدة: 58/.
وقوله: {إذا
نودي للصلاة
من يوم
الجمعة} /الجمعة:
9/.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"Namaz'a çağırdığınız zaman, o'nu alay ve eğlence konusu yaparlar.
Bu davranış, onların düşünmeyen bir toplum olmalarından ileri gelir. [el-Mâide
58]
"Ey iman edenler! Cum'a günü namaza çağrıldığı (ezan
okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın.[el-Cum'a 9]
حدثنا
عمران بن
ميسرة: حدثنا
عبد الوارث:
حدثنا خالد
الحذاء، عن
أبي قلابة، عن
أنس قال: ذكروا
النار
والناقوس،
فذكروا
اليهود والنصارى،
فأمر بلال: أن
يشفع الأذان،
وأن يوتر الإقامة.
[-603-] Enes (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: İnsanlara
namaz vaktinin girdiğini duyurmak için ateş yakılmasını veya çan çalınmasını
önerdiler. Bunların Yahudi ve Hıristiyan âdeti olduğu söylenerek bu önerilen
reddedildi. Nihayet Bilal, ezanı çifter çifter, kameti de teker teker okumakla
emrolundu.
Tekrar: 605, 606, 607, 3457.
حدثنا
محمود بن
غيلان قال:
حدثنا عبد
الرزاق قال:
أخبرنا ابن
جريج قال:
أخبرني نافع:
أن ابن عمر
كان يقول: كان
المسلمون حين
قدموا
المدينة،
يجتمعون
فيتحينون
الصلاة، ليس
ينادى لها، فتكلموا
يوما في ذلك،
فقال بعضهم:
اتخذوا
ناقوسا مثل
ناقوس
النصارى، وقال
بعضهم: بل
بوقا مثل قرن
اليهود، فقال
عمر: أولا
تبعثون رجلا
ينادي
بالصلاة،
فقال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (يا
بلال، قم فناد
بالصلاة).
[-604-] Nâfi'den İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir:
"Müslümanlar Medine'ye geldikleri zaman, bir araya gelip namaz vakitlerini
beklerlerdi. Namaz İçin bir çağrıda bulunulmazdı. Birgün bu konu üzerinde
konuşmaya başladılar. Biri 'Hıristiyanlar'ın çanı gibi bir çan edinin' diye
önerdi. Diğer biri, Aslında Yahudilerin borazanı gibi bir borazan edinin' diye
teklifte bulundu. Nihayet Ömer (r.a.), 'Acaba halka namaz vaktini ilan etmesi
için birini görevlendirmek mümkün olabilir mi? dedi. Bunun üzerine Allah Resulü
Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ey Bilal! kalk ve namaz için seslen buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizi Salat; İbn Mâce, Ezan
AÇIKLAMA: (Ezanın Başlangıcı)
Ezanın ne zaman dini bir uygulama olarakbaşladığı konusunda ihtilaf
edilmiştir. Tercih edilen görüşe göre, hicretin İlk senesinde başlamıştır.
Önemli Açıklama
Ezanın hicretten önce Mekke'de dînî bir uygulama olarak
başladığını gösteren hadisler nakledilmiştir. Gerçekte bu hadislerin hiç biri
sahih değildir. Nitekim İbnu'l-Münzir kesin bir ifade ile, Nebi s.a.v.'in
Mekke'de namazın farz kılındığı andan Medine'ye hicret edip Abdullah İbn Ömer
ve Abdullah Ibn Zeyd hadislerinde geçtiği üzere namaza çağrı konusunda yapılan
İstişareye kadar ezansız namaz kıldığını belirtmiştir.
Ibnu'l-Müneyyir şöyle demiştir: "İmam Buhârî, ezanın
hükmünü açıkça belirtmeye yanaşmamıştır. Çünkü, bu konudaki rivayetler belli
bir hüküm içermemektedir. Bu yüzden ezanın dînî bir uygulama olduğunu
belirtmek suretiyle kendisine yöneltilebilecek itirazlardan korunmuştur.
(Müslümanlar Medîne'ye geldikleri zaman) Mekke'den Medîne'ye
hicret ederek geldikleri zaman. (seslen) Kadı Iyâz şöyle demiştir:
"Buradaki seslenmeden maksat, ezan okumak değil sadece namaz vaktinin
girdiğini duyurmaktır.
(Ey Blal Kalk) Kadı Iyâz ve diğerleri şöyle demiştir: "Bu
hadis, ezanın ayakta okunacağına delil teşkil eder." İbn Huzeyme ile
İbnu'l-Münzir de bu çıkarımda bulunmuştur. Nevevî ise şu şekilde buna itiraz
etmiştir: "Nebi s.a.v.'in Kalk' demesi, 'Herkesçe görülebilecek bir yere
git ve cemaate duyması için orada namaz vaktinin girdiğini duyur' anlamına
gelir. Bu ifade ile, ezan okununca ayağa kalkmak kasdedilmemiştir." İmam
Nevevî'nin bu itirazı hadisin lafzına aykırı değildir. Çünkü her ne kadar onun
söylediği daha çok tercihe şayan olsa da, söz konusu İfade iki manaya da
gelebilir. Kadı Iyâz, Ebu Sevr dışında âlimlerin tamamının oturarak ezan
okumayı caiz görmediğini nakletmiştir. Ebu'l-Ferec el-Mâlikî de Ebu Sevr'le
aynı görüşü paylaşmıştır. Ancak onun bu nakli, bu konuda Şafiî mezhebi içinde
var olan meşhur hilaf gösterilerek tenkit edilmiştir. Bütün Hanefîler'e göre
meşhur olan, ezanın ayakta okunmasının sünnet olduğudur. Onlara göre ezanın
oturarak okunması da caizdir. Doğrusu, İbnu'l-Münzir'İn İfade ettiği gibi
âlimler, ezanın ayakta okunmasının sünnet olduğu konusunda birleşmişlerdir.
Önemli
Açıklama
Bİlâl'in o dönemde cemaati namaza çağırmak için söylediği lafız
"es-Salâtü câmîatün" dür. Bu bilgiyi, İbn Sa'd Tabakalında Saîd İbn
Müsey-yeb'in mürselleri arasında tahriç etmiştir.
İbn Ömer hadisinde, lafızla yetinmeyip istinbat edilmiş
manalardan hüküm çıkarma isteğinin dînen uygun olduğuna bir delil vardır. Bu
görüşü İbnu'İ-Arabî dile getirmiştir. Yine bu hadise göre maslahatlar gözetilir
ve maslahatlara göre amel edilir. Çünkü ashâb-ı kiram namaza erken geldikleri
için işlerinden güçlerinden geri kalıyorlardı. Bu durum onları zor durumda
bırakıyordu. Geç kaldıkları zaman ise, namaz vaktinin çıkmasına neden
oluyorlardı. Bu mesele üzerinde düşündüler.
Ayrıca bu hadise göre önemli konularda istişare yapmak dinin
öngördüğü bir meseledir. İstişare yapanların ictihadları sayesinde ulaştıkları
görüşlerini belirtmelerinde bir sakınca yoktur. Bu hadisten anlaşıldığına
göre, Hz. Ömer'in bariz bir menkıbesi ortaya çıkmıştır.