باب: الأذان
بعد ذهاب
الوقت.
35. VAKİT GEÇTİKTEN SONRA EZAN OKUMAK
حدثنا
عمران بن
ميسرة قال:
حدثنا محمد بن
فضيل قال:
حدثنا حصين،
عن عبد الله
بن أبي قتادة،
عن أبيه قال
: سرنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم ليلة،
فقال بعض
القوم: لو
عرست بنا يا
رسول الله،
قال: (أخاف أن
تناموا عن
الصلاة). قال بلال:
أنا أوقظكم،
فاضطجعوا،
وأسند بلال
ظهره إلى
راحلته،
فغلبته عيناه
فنام،
فاستيقظ النبي
صلى الله عليه
وسلم وقد اطلع
حاجب الشمس، فقال:
(يا بلال، أين
ماقلت). قال: ما ألقيت
علي نومة
مثلها قط،
قال: (إن الله
قبض أرواحكم
حين شاء،
وردها عليكم
حين شاء، يت
بلال، قم فأذن
بالناس
بالصلاة).
فتوضأ، فلما
ارتفعت الشمس
وابياضت، قام
فصلى.
[-595-] Abdullah İbn Ebî Katade babasından şöyle nakletmiştir: "Bir
gece Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
ile birlikte seferdeydik. Derken topluluk içinden biri 'Ey Allah'ın
elçisi bizim için bir mola versen!' dedi. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): 'Ben uyuya kalıp namaza kalkamamanızdan endişe ediyorum' şeklinde
karşılık verdi. Bunun üzerine Bilal, 'Ben sizi uyandırırım' dedi. Nihayet
kafiledeki herkes uyudu. Bilâl de sırtını bineğine yasladı. Gözleri uykuya
yenik düştü ve o da uyuya kaldı. Derken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
uyandı. O esnada, güneşin yuvarlağı ufukta belirmişti. Bunun üzerine: 'Ey
Bilâl! Söylediğin söz nerde kaldı?' dedi. Bilal, 'Hayatımda bunun gibi bir
uykuyla karşılaşmadım' diye cevap verdi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu: Allah Teâlâ dilediği zaman sizin ruhlarınızı kabzeder,
dilediği zaman de geri iade eder... Ey Bilal! Kalk Müslümanlara namazı haber
vermek için ezan oku! Daha sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem abdest aldı.
Güneş iyice yükselip ışığı beyazlaşınca kalktı ve cemaate namaz kıldırdı.
Tekrar: 7471.
AÇIKLAMA: Bir gece Nebi
s.a.v. ile birlikte seferdeydik İkamet etmeden bir yerde konaklamaya denir.
Aslında gecenin sonlarına doğru bir yerde konaklamak manasına gelir.
Bizim için bir mola versen! Bu ifadede yer alan (şart
cümlesinin) cevabı mahzuftur. Takdiri ise şu şekildedir: Bizim için daha kolay
olur.
Ey Bilâl! Söylediğin söz nerde kaldı? Bu ifade, ben sizi
uyarırım sözünü neden yerine getirmedin anlamına gelir.
Allah Teâlâ dilediği zaman sizin ruhlarınızı kabzeder Nebi
s.a.v.'in bu ifadesi şu âyetin manasıyla aynıdır: Allah, ölenin ölüm zamanı
gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da, ölümüne hükmettiğini
vefat ettirir, ötekini ise muayyen bir vakte kadar bırakır.[ez-Zümer 42]
Hadiste geçen ruhları kabzetme ifadesinden ölüm sonucu çıkmaz. Zira ölüm, ruhun
beden ile görünen ve görünmeyen bütün ilişkilerinin kesilmesi anlamına gelir.
Uyku İse, sadece görünen İlişkilerinin kesilmesinden İbarettir.
(Abdest aldı) Bu ifadeden şu anlaşılır: Nebi s.a.v.in namazı
güneşin doğup yükselmesi anına kadar tehir etmesi, ihtiyaçlarını gidermeleri
yüzündendi. Yoksa kerahat vaktinin çıkmasını bekleme endişesinden dolayı
değildi.
Hadisten
Çıkarılan Sonuçlar
1- Bir lidere tabî olan kimseler, dini ve diğer konulardaki
maslahatlarına ilişkin istekte bulunabilirler. Ancak bunu itiraz şeklinde değil
de, arz yoluyla yapabilirler.
2- Lider konumunda olan kimse, dinî maslahatları gözetmek
zorundadır. İbadetlerin vaktinin geçmesine neden olacak hususlardan
kaçınmalıdır.
3- Dinî ibadetlerin vakitlerinin geçmemesi İçin bir görevli
kullanılabilir.
4- Önemli konularda bir kişi ile yetinilebilir.
5- Mâkul bir neden ileri sürenin mazereti kabul edilir.
6- Birinin verilen görevi yerine getirip getirmediği
sorgulanabilir. Bu yüzden Bilâl'e Nebi s.a.v. soru yöneltmiştir. Böylece kendisine
güven iddiası ile nefsine karşı hüsn-ü zan beslemesinden kaçınması İçin
uyarılmıştır. Bu uyarı özellikle de, kişinin kendi iradesinin söz konusu
olmadığı ve nefsine yenik düşmesinin muhtemel olduğu durumlarda geçerlidir.
Bilâl ezan okumak için bu vakitte uyanmayı âdet haline getirdiğinden
dolayı "Ben sizi uyandırırım"
diye ortaya atılmıştır.
7- Devlet başkanının bizzat kendisi askerî seferlere
katılabilir.
8- Bu hadiste kaderi
reddedenlere bir cevap vardır. Çünkü kainatta her şey kadere göre meydana
gelir.
9- Kazaya kalan namaz için ezan okunur. İmam Şafiî kavl-i
kadîm'inde (eski içtihadında) bu görüşü benimsemiştir. Ahmed İbn Hanbel, Ebu
Sevr ve İbn Münzîr de bu kanaattedir. İmam Şafiî'nin kavli cedîd'i (yeni
içtihadı) ile İmam Mâlik ve Evzâî'ye göre ise kazaya kalan namaz İçin ezan
okunmaz. Ancak Şafiîler'İn çoğuna göre bu hadis sahih olduğu İçin kazaya kalan
namaz için ezan okunur.
10- Kazaya kalan namaz cemaatle kıhnabilir. Nitekim bir konu
sonra bu mesele ele alınacaktır.
11- Kazaya kalan namaz, vaktin çıktığı andan daha sonraya
bırakılabilir.