باب:
قول النبي صلى
الله عليه
وسلم: (الدين
النصحية: لله
ولرسوله
ولأئمة
المسلمين
وعامتهم).
42. Nebi s.a.v. İn "Din, Allah'a, Resulüne, Müslümanların
Yöneticilerine Ve Tüm Müslümanlara Nasihattir Sözü
-وقوله
تعالى: {إذا
نصحوا لله
ورسوله}
/التوبة: 91/.
Yüce Allah da şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve Resûlü'ne
karşı samimi (bağlı) olurlarsa.[Tevbe 91]
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا يحيى،
عن إسماعيل
قال: حدثني
قيس بن أبي
حازم، عن جرير
بن عبد الله قال:
بايعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم على إقام
الصلاة، وإيتاء
الزكاة،
والنصح لكل
مسلم.
[-57-] Cerir bin Abdullah'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e namaz
kılmak, zekat vermek ve her müslümana (karşı) hayırhah olmak üzere biat ettim.
Tekrar: 524, 1401, 2714, 2715, 7204
AÇIKLAMA: Din
nasihattir": Bu söz mübalağa olarak kabul edilebilir. Burada kasdedilen
"Dinin büyük kısmı hayırhahlıktır, nasihattir," anlamıdır. Nitekim
"Hac Arafattır" hadisi de böyledir. Bu söz ilk anda anlaşıldığı
şekilde de kabul edilebilir. Çünkü kişinin ihlasla yapmadığı, içinden gelerek
samimiyetle davranmadığı hiçbir şey dinden sayılmaz.
el-Mâzirî şöyle demiştir: Nasihat sözcüğü aslında balı süzmek
anlamına gelir. Nitekim halis olan şey hakkında bu sözcük kullanılır. Yahut da
bu söz ip ile bir şeyi dikmek anlamına gelir. Bunun anlamı İğnenin yırtılan
yerleri bir araya getirmesi gibi, kişinin kardeşinin dağınıklığını nasihatla
toparlamasıdır. "Tevbe-i Nasuh" da böyledir. Günah dini yırtmakta,
tevbe de onu dikmektedir."
Hattâbî ise şöyle demiştir: "Nasihat", pek çok anlama
gelen bir sözcüktür. Anlamı, nasihatta bulunulan kişinin kısmetinin bolluğu ve
avamî tabiriyle şanslı olması ile ilgilidir. Bu kelime çok özlü bir kelimedir.
Hatta sözler İçinde bu kelime kadar özlüsü yoktur.
Bu hadis hakkında da "dinin dörtte biri" denilmiştir.
Bunu dört hadisten biri kabul edenler arasında Muhammed b. Eşlem et-Tusî'nin
olduğu bilinmektedir.
Nevevî ise bu konuda şöyle der: Hatta bu hadis tek başına dinin
bütün amaçlarını gerçekleştirmektedir. Çünkü din hadiste zikredilen hususlardan
ibarettir:
Allah için hayırhah olmak, nasihatta bulunmak", O'nu layık
olduğu sıfatlarla nitelemek, iç ve dış ile O'na boyun eğmek, O'na itaat etmek suretiyle
O'nun sevdiği şeylere rağbet göstermek, günahları terk etmek suretiyle O'nun
öfkelendiği şeylerden uzak durmak, O'na isyan edenleri döndürmek için cihad
etmektir.
Allah'ın kitabı için nasihatta bulunmak", onu öğrenmek,
öğretmek, hakkıyla okumak, güzel bir biçimde yazmak, anlamını kavramaya
çalışmak, çizdiği sınırları ezberlemek, içindekilerle amel etmek, onu geçersiz
kılmaya çalışanlara karşı onu savunmaktır.
Allah'ın Resulü için nasihatta bulunmak, hayırhah olmak",
onu yüceltmek, hayatta iken de öldükten sonra da ona (onun davasına) sahip
çıkıp yardım etmek, öğrenmek ve öğretmek suretiyle sünnetini ihya etmek,
sözlerine ve fiillerine uymak, onu ve ona uyanları sevmektir.
"Müslümanların yöneticilerine nasihatta bulunmak, hayırhah
olmak", yerine getirmek zorunda oldukları görevde onlara yardımcı olmak,
gaflet etmeleri durumunda onları uyarmak, bir hata yaptıklarında kusurlarını
gidermek, insanları onun yönetiminde birleştirmek, emiru'l-mü'minine nefret
besleyenlere karşı çıkmak, onların bu tavırlarını reddetmek. Onlara karşı en
büyük hayırhahhk, nasihatta bulunmak, onları en güzel bir yolla haksızlık
yapmaktan uzaklaştırmaktır.
Müctehid imamlar da "Müslümanların imamları
(yöneticileri)" kavramının kapsamına girmektedir. Onlara karşı hayırhah
olmak da; ilimlerini yaymak, hayat hikayelerini anlatmak, onlara karşı hüsnü
zanda bulunmaktır.
"Tüm Müslümanlara hayırhah olmak", onlara şefkatli
olmak, yararlı olacak şeyler yapmak, onlara kendileri için yararlı şeyler
öğretmek, eziyet etmemek, kendisi için İstediğini onlar için de istemek,
kendisi için çirkin gördüğü şeyi onlar için de çirkin görmektir.
Bu hadisten çıkan diğer bir sonuç da şudur: Nasihat’a din ismi
verildiğinden amele de din denilir. Buhârî de İman kitabının büyük bölümünü bu
anlayışa dayandırmıştır.
Nebi s.a.v.’e bey'at ettim": Kadı İyaz şöyle demiştir:
"Namaz ve zekat çok bilindiğinden yalnızca onlar zikredilmiş, oruç ve
diğer ameller zikredilmemiştir. Çünkü onlar işitip itaat etme kapsamına
dahildir."