DEVAM: 41. Ameller Niyetlere Ve Sevap Elde Etme İsteğine
Göredir, Herkes İçin Niyet Ettiği Vardır
حدثنا
حجاح بن منهال
قال: حدثنا
شعبة قال: أخبرني
عدي بن ثابت
قال: سمعت عبد
الله بن يزيد،
عن أبي مسعود،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (إذا
أنفق الرجل
على أهله
يحتسبها فهو
له صدقة).
[-55-] Ebu Mes’ud r.a. şöyle dedi: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki: "Kişi Allah'ın rızasını gözeterek ailesine harcama
yaptığında bu kendisi için sadaka olur.
Tekrar: 4006, 5351
حدثنا
الحكم بن نافع
قال: أخبرنا
شعيب، عن الزهري
قال: حدثني
عامر بن سعد،
عن سعد بن أبي
وقاص: أنه
أخبره: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (إنك
لن تنفق نفقة
تبتغي بها وجه
الله إلا أجرت
عليها، حتى ما
تجعل في في
امرأتك).
[-56-] Sa'd b. Ebî Vakkas'tan rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın rızasını gözeterek yaptığın
her harcamadan dolayı sevap alırsın, hatta eşinin ağzına koyduğun lokmadan
bile.
Tekrar: 1295, 2742, 2744, 3936, 4409, 5354, 5659, 5668, 6373,
6733
AÇIKLAMA: Allah'ın rızasını
gözeterek": Kurtubî bu konuda şöyle der: Bu sözün kendisinden anlaşılan
şudur; yapılan harcama vacip olsun mubah olsun ancak kişi Allah'a yaklaşmayı
kasdettiğinde sevabı hak eder. Sözün zıddından ise şu anlaşılır: Allah'a
yaklaşmayı kasdetmeyen kişi yaptığı harcamadan dolayı sevap alamaz, ancak
zimmeti kendisine gerekli olan nafaka borcundan kurtulmuş olur. Burada
harcamaya "sadaka" adı mecaz olarak verilmiş olup, bununla sevap
kasdedilmiştir. Hakikat anlamının kasdedilmediğini şu karine göstermektedir:
Hâşimî soyuna mensup bir kadına sadaka/zekat haram olduğu halde, nafaka
verildiğinde alması caizdir.
İkinci hadiste Sa'd'a hitap edilmişse de burada hem o hem de
harcama yapma durumunda olan herkes kasdedilmiştir.
Allah'ın rızası": Yani Allah katında olan sevap.
Eşinin ağzına koyduğun lokmadan bile (sevap alırsın)":
Nevevîbu ifadeden şu sonucu çıkarmıştır: Kişinin bir şeyden zevk alması şayet
hakka uygun ise bu onun sevap almasına engel olmaz. Çünkü kişinin eşinin ağzına
lokma koyması çoğunlukla eşi ile oynaşma durumunda olur. Bunda ise nefsin
arzusunun payı bulunmaktadır. Bununla birlikte söz konusu durumda kişi sevap
talep ederse bu Allah'ın lütfü ile gerçekleşir.
Ben (İbn Hacer) derim ki: Bu konuda kişinin hanımının ağzına
lokma koymasından daha fazlasını İfade eden bir hadis de bulunmaktadır.
Müslim'in Ebu Zer'den rivayet ettiği hadiste Nebi s.a.v. şöyle buyurmuştur:
"Sizden birinizin hanımı ile ilişkide bulunması da sadakadır".
Sahabeden birisinin: "Bizden birisi şehvetini tatmin ettiği halde bundan
dolayı sevap mı alıyor?" diye sorması üzerine Nebi s.a.v. Evet. Şayet o
kişi şehvetini haram bir şekilde tatmin etseydi bu günah olmaz mıydı?"
buyurmuştur.
Nefsin arzusuna bu derece uygun bir şeyde bile böyle sevap söz
konusu olursa, nefsin arzusuna uygun olmayan şeylere ne demeli?
Nebi (s.a.v.)'in kullandığı "lokma" sözcüğü, bu kuralı
sağlamlaştırmak İçin söylenmiş mübalağalı bir ifadedir. Çünkü açlıktan ölme
durumunda olmayan hanımına bir lokma yemek yedirmekten dolayı bile kişi sevap
alırsa, muhtaç bir kişiye birkaç lokma yediren kişiye ne demeli? Çok düşük
değerde bir lokmayı İnfak etme bu kadar büyük sevap getirirken daha meşakkatli
ameller yapanların kazanacağı sevaplar hadsiz olmaz mı?
Bunlara ek olarak şu da söylenebilir: Kocanın, karısına yemek
yedirmesinin yararı aslında yine kendisine dönmektedir. Çünkü bu, kadının beden
güzelliğini etkilemekte, bunun yararı da kocaya ait olmaktadır. Yine çoğunlukla
kadına harcama yapma, başkasına yapılan harcamaların aksine kişinin içinden
gelerek olur. Diğer harcamalar ise nefisle mücahedeyi gerektirir. Hal böyle
iken kadına yapılan harcamadan bîle sevap alınırsa, diğer harcamaların durumu
ne olur? (Tabi ki onlara kat kat fazlasıyla sevap verilir.