باب:
الصلاة من
الإيمان.
30. Namaz İmandandır
-وقول
الله تعالى:
{وكان الله
ليضيع
إيمانكم} /البقرة:
143/: يعني صلاتكم
عند البيت.
Ve Allah teala’nın şu ayeti: "Allah sizin imanınızı zayi edecek
değildir [Bakara 143] yani sizin Kabe'de kıldığınız namazlarınızı zayi edecek
değildir.
حدثنا
عمرو بن خالد
قال: حدثنا
زهير قال:
حدثنا أبو
إسحاق، عن
البراء، أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: كان
أول ما قدم
المدينة نزل
على أجداده،
أو قال أخواله
من الأنصار،
وأنه صلى قبل
بيت المقدس
ستة عشر شهرا،
أو سبعة شهرا،
وكان يعجبه أن
تكون قبلته
قبل البيت،
وأنه صلى أول
صلاة صلاها
صلاة العصر،
وصلى معه قوم،
فخرج ممن صلى
معه، فمر على
أهل مسجد وهم
راكعون، فقال: أشهد
بالله لقد
صليت مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قبل
مكة، فداروا
كما هم قبل
البيت، وكانت
اليهود قد
أعجبهم إذ كان
يصلي قبل بيت
المقدس، وأهل
الكتاب، فلما
ولى وجهه قبل
البيت،
أنكروا ذلك.قال
زهير: حدثنا
أبو إسحاق عن
البراء في
حديثه هذا:
أنه مات على
القبلة قبل أن
تحول رجال وقتلوا،
فلم ندر ما
نقول فيهم،
فأنزل الله
تعالى: {وكان
الله ليضيع
إيمانكم}.
[-40-] Bera’ r.a. şöyle dedi: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu aleyhi ve
sellem Medine'ye ilk geldiğinde Ensar'dan ecdadının yahut dayılarının- yanında
misafir olarak kaldı. On altı ay (yahut on yedi ay) boyunca Beytü'l-Makdis'e yönelerek
namaz kıldı. Kıblenin Ka'be olmasını istiyordu. Medine'de Kabe'ye yönelerek
kıldığı ilk namaz ikindi namazı idi. Bir grup sahabe de onunla birlikte
kıldılar. Nebi s.a.v. ile birlikte namaz kılanlardan bir sahabi namazdan
çıkınca bir başka mescitte namaz kılan, namaz içinde rükû' eden bir topluluğun
yanına uğradı. Onlara:
Allah için şahitlik ederim ki Allah Resulü ile Kabe'ye dönerek
namaz kıldım, dedi. Bunun üzerine o topluluk bulundukları yerde Kabe'ye doğru
yöneldiler. Hz. Peygamberin Beytü'l-Makdis'e
dönerek namaz kılması Yahudilerin yani ehl-i kitabın hoşuna gidiyordu. Hz.
Peygamber namazda yüzünü Kabe'ye çevirince ehli kitap onun bu yaptığını
yadırgadı.
Züheyr şöyle demiştir: Ebû İshak, Bera'dan şunu rivayet etmiştir:
"Kıblenin değiştirilmesinden önce bazı kimseler vefat etmişler ve şehit
olmuşlardı. Biz onlar hakkında ne diyeceğimizi bilemedik. Bunun üzerine Yüce
Allah şu âyeti indirdi: "Allah sizin imanınızı zayi edecek
değildir.[Bakara 143]
Tekrar: 399, 4486, 4492, 7252
AÇIKLAMA: Allah sizin
imanınızı zayi edecek değildir": Allah sizin Beytü'l-Makdis'e yönelerek
kıldığınız namazı zayi edecek değildir. Buna göre Buhârî'nin "Sizin
Kabe'de kıldığınız namazları" sözü problemlidir. Üstelik bu bütün
rivayetlerde de sabit olup, bunun Kabe'de kılınan namazlara özgü olması da söz
konusu değildir. Bir görüşe göre burada yazım yanlışı yapılmış olup Buhârî'nin
sözünün aslı "sizin Kabe dışında kıldığınız namazları" şeklindedir.
Hz.Nebi
Hicretten Önce Namazını Nereye Dönerek Kılardı?
Bana (İbn Hacer) göre burada yazım yanlışı yoktur, doğrusu
böyledir. Buhârî bu işlerle ilgili İnce amaçlar taşımaktadır. Şöyle ki: Alimler
Hz. Peygamberin s.a.v. Mekke'de namaz kılarken nereye yöneldiği konusunda
ihtilaf etmişlerdir.
İbn Abbas ve diğerleri şöyle demişlerdir: Hz. Peygamber
Beytü'l-Makdis'e yönelmiş ancak Kabe'yi de arkasına almamış, Kabe'yi kendisi
ile Beytü'l-Makdis araşma alarak namaz kılmıştır.
Diğer âlimler ise Hz. Peygamberin sefem mutlak olarak
Beytü'l-Makdis'e yöneldiğini söylemişlerdir. Bir başka grup âlim de, Kabe'ye
yönelerek namaz kıldığını söylemişlerdir. Medine'ye hicret ettiğinde
Beytü'l-Makdis'e yönelmiştir. Bu zayıf bir görüş olup, bunun kabul edilmesi
halinde kıblenin yönü konusunda iki kere nesih olduğu iddia edilmiş olur.
İlk görüş en doğru görüştür. Çünkü bu, her iki görüşü de
toplamaktadır. Buhârî en sahih görüşe kesin olarak işaret etmek istemiştir ki
buna göre Hz. Peygamber Kabe'de iken Beytü'l-Makdis'e yönelerek namaz kılardı.
Müslümanların Kabe'de iken buradan başka bir yöne dönerek namaz kılmaları
durumunda namazları zayi olmuyorsa Kabe'den uzakta iken kıldıkları namaz hiç
zayi olmaz. Buhârî'nin sözünün tam açılımı şöyledir: "Allah sîzin Kabe
civarında Beytü’l-Makdis'e yönelerek kıldığınız namazlarınızı zayi etmez."
Kıblenin Kabe'ye çevrilmesi doğru olan görüşe göre hicrî ikinci yılın Recep
ayında olmuştur. Çoğunluk bunun kesin olduğunu kabul etmiştir.
Ebu Davud, Tirmİzî, İbn Hibban ve Hakim -bu İkisi hadisin sahih
olduğunu belirtmişlerdir İbn Abbas'tan şunu rivayet etmişlerdir: Namazın farz
olmasından sonra, kıble'nin değiştirilmesinden Önce vefat eden Müslümanların
sayısı on idi.
Hadisten
Çıkarılan Sonuçlar
Bu hadiste şu hususlar yer almaktadır: Dinî amelleri iman olarak
isimlendirmeyi doğru bulmayan Mürcie mezhebinin reddedilmesi, ellen* Rabbi
katındaki şeref ve yüceliği. açık bir talepte bulunmadığı halde Yüce Allah ona
istediğini vermiştir.
Sahabenin dinlerine gösterdikleri özen ve kardeşlerine olan
şefkatleri. Berâ'dan sahih olarak nakledilen hadise göre bu durumun bir
benzeri içkinin haram kılınması meselesinde de söz konusu olmuş, bunun üzerine
Yüce Allah şu âyetleri indirmiştir: "İman eden ve güzel işler/salih amel
yapanlara hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine
hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını,
ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce)
tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi
amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever".[Mâide, 93]
"Biz güzel ameller işleyenlerin mükâfatını zayi etmeyiz.[Kehf, 30] Bu
anlamı gözetmek maksadıyla Buhârî bu konudan sonra "Kişinin
Müslümanlığının güzel olması" konusunu ele almış, müslümanın iyilik
yapması durumunda bunun sevabını alacağına dair delil getirmiştir.