باب:
الدين يسر.
29. Din Kolaylıktır
-وقول
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (أحب
الدين إلى
الله الحنيفة
السمحة).
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Allah'ın en sevdiği
din müsamahakâr ve fıtrata uygun olan Hanifliktir" sözü.
حدثنا
عبد السلام بن
مطهر قال:
حدثنا عمر بن
علي، عن معن
بن محمد
الغفاري، عن
سعيد بن أبي سعيد
المقبري، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى الله
عليه وسلم قال
: (إن
الدين يسر،
ولن يشاد
الدين أحد إلا
غلبه، فسددوا
وقاربوا،
وأبشروا،
واستعينوا
بالغدوة
والروحة وشيء
من الدلجة).
[-39-] Ebu Hureyre r.a. dediki Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki: "Dîn kolaylıktır. Dini aşmak isteyen kimse, ona yenik
düşer. O halde, orta yolu tutunuz, (elinizden gelenin) en iyisini yapmaya
çalışınız, o zaman size müjdeler otsun; günün başlangıcından, sonundan ve bir
miktar da geceden faydalanınız.
Tekrar: 5673, 6463, 7235.
AÇIKLAMA: Din’in Kolaylık
Olması: Nebi s.a.v.'in ''Din kolaylıktır" sözü İslâm dininde kolaylık
bulunduğunu ifade etmektedir. Yahut da İslâm dini diğer dinlere münasebetle
mübalağa amacıyla "kolaylık" diye nitelendirilmiştir. Çünkü Yüce
Allah, önceki ümmetlerde bulunan bir takım ağır hükümleri bu ümmetten kaldırmıştır.
Bunun en büyük örneği şudur: Önceki ümmetlerin tevbesi kendilerini öldürmek
şeklinde idi. Bu ümmetin tevbesi ise günahı bırakmak, gelecekte işlememeye
azmetmek ve işlenen günahtan pişmanlık duymak suretiyle olur.
"Allah'ın en sevdiği din, kolaylık ve müsamahadır"
sözündeki din kelimesi "din'in hasletleri" anlamında kullanılmıştır.
Çünkü din'in özelliklerinin tümü sevilir. Ancak bunlardan kolay olanlar Allah
tarafından daha çok sevilir. Ahmed b. Hanbel'in sahih bir senedle adını
vermediği bir bedevi'den rivayet ettiği şu hadis de bunu göstermektedir:
"Dininizin en hayırlısı en kolay olanıdır". Diğer bir ihtimale göre
buradaki din kelimesi cinstir. Bu durumda hadisin anlamı şu şekilde olur:
"Allah'ın en çok sevdiği din Hanifliktir". Buradaki dinlerden kasıt,
değiştirilme ve neshedilmeden önceki eski şeriatlardır. Haniflikten kasıt ise
Hz. İbrahim'in dinidir. "Hanif" kelimesi sözlükte Hz. ibrahim'in
dininden olanlara verilmektedir. Hz. İbrahim batıldan hakka meylettiği için
kendisine hanif denilmiştir. Çünkü hanif sözcüğünün asıl anlamı
"meyletmektir". Müsamaha da kolaylık demektir. Yani bu din kolaylık
üzerine bina edilmiştir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Din
hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de
böyleydi). [Hac, 78]
Din'i Aşmak
"Din'i aşmak isteyen kimse ona yenik düşer": Bu şu
anlama gelir: Bir kimse dinî amellerde derinleştiği halde yumuşaklığı terk
ederse aciz duruma gelir, amel etmekten geri kalır ve yenik düşer.
İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: Bu hadis peygamberlik
mucizelerinden biridir. Biz ve biz'den öncekiler dinde aşırıya gidenlerin yarı
yolda kaldığını gördük. Bu hadiste kasdedilen, ibadette en olgun dereceleri
talep etmeyi engellemek değildir. Çünkü bu övülen şeylerdendir. Burada kişiyi
bıkkınlığa götürecek şekilde aşırılığa kaçmak yasaklanmıştır. Yahut da daha
faziletli ameli terk etmeyi gerektirecek şekilde nafile ibadetle meşgul olmak
yasaklanmıştır. Diğer bir ihtimale göre farzı vaktinin dışına çıkarmak
yasaklanmıştır. Şöyle ki; gece'nin tümünü namaz kılarak geçiren kişi uykusuna
yenik düşerek gece'nin sonunda uyuyarak sabah namazında cemaate yetişemez,
yahut namazın kılınabileceği normal vakit geçinceye kadar uyur, ya da güneş
doğuncaya kadar uyuyarak farz vakti kaçırır. Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiği
Mihcen b. Erda' hadisi şöyledir: "Siz bu işe mübalağa ile ulaşamazsınız.
Dininizin en hayırlısı kolaylıktır".
Bu hadisten dindeki ruhsatların esas alınmasına işaret vardır. Ruhsatın
bulunduğu yerde azimete göre amel etmek aşırılıktır. Örneğin suyu kullanamayan
kişinin teyemmümü terk etmesi ve kendisi için zararlı olduğu halde suyu
kullanması böyledir.
Orta yolu tutunuz": İfrat ve tefrite sapmaksızin doğruyu
esas alınız.
(Elinizden gelenin) en iyisini yapmaya çalışınız": En
mükemmelini yapamıyorsanız bari ona yakın olanını yapmaya çalışınız.
O zaman size müjdeler olsun" : Az da olsa sürekli amel
etmeniz sebebiyle sevinin. Bu söz ile
mükemmel ameli yapamayan kişilerin müjdelenmesi amaçlanmıştır. En mükemmeli
yapamamak kişinin kendi fiilinden kaynaklanmıyorsa kişinin sevabının azalmasını
gerektirmez. Müjdelenen şey, muhatabın gözünde büyüsün ve yücelsin diye
belirtilmemiştir.
"Günün başlangıcından...faydalanınız": İbadeti dinç
olunan zamanlarda yaparak devamlı olmasına çalışınız.
Hadiste geçen "ğudve" kelimesinin asıl anlamı gündüzün
ilk başlarında yürümektir. Cevheri şöyle demiştir: Bu, sabah namazı ile güneşin
doğuşu arasındaki vakittir. Hadiste geçen "ravha" kelimesinin asıl
anlamı güneşin batıya meyletmesinden sonra yürümektir. Hadiste geçen
"dülce" kelimesi ise gecenin sonunda yürümektir. Diğer bir görüşe
göre de gece boyu yürümektir. Bu sebeple "bir kısmında" ifadesi ile
sınırlandırılmıştır. Ayrıca gece ameli, gündüz amelinden daha zordur. Bu
vakitler yolculuk yapan kişinin en dinç olduğu zamanlardır. Hz. Peygamber sanki
bu hadiste bir hedefe doğru yürüyen kişiye hitap ederek kişinin dinç olduğu
vakitleri ona bildirmektedir. Çünkü yolculuk yapan kişi hem gece hem de gündüz
yolculuğuna devam ederse aciz düşer, yarı yolda kalır. Yukarıda belirtilen
kişinin dinç olduğu vakitlerde yolculuk yaparsa zorluk söz konusu olmadan
yolculuğuna devam edebilir. Bu, şu açıdan güzel bir benzetmedir: Dünya gerçekte
âhirete doğru giden bir mekandır. Bu sayılan vakitler ise İbadet için bedene en
rahat vakitlerdir. Buhârî'nin bu hadisi daha önceki hadislerin ardından
getirmesinde açık bir uyum vardır. Çünkü önceki hadisler Ramazan gecelerini
ibadetle, gündüzleri oruçla geçirmeye, cihad etmeye teşvik etmektedir. Buhârî
daha sonra bu hadisi zikrederek, bu amelleri işleyecek kişi için en iyisinin
aciz kalacak ve amel edemeyecek şekilde kendisini yormaması olduğunu, aksine
ameline devam etmesi ve bunu bırakmaması için yumuşak bir şekilde ve tedrice
riayet ederek hareket etmesi gerektiğini belirtmek istemiştir.