TEDVİNU’L-HADİS --
TEDVİN :
“Sözlük yönünden tedvin,
defter gibi yazılı sahifelerden ibaret metinleri birleştirerek divan haline
getirmek demektir. Bu manada hadisleri yazarak bir araya toplamaya denilmiştir.
Zaten Tedvînu'l-hadîs şeklinde ve bu manayı ifade edecek tarzda kullanılmıştır.
Hadis tarihinde
hadisleri yazarak toplama faaliyetini başlatan başlıca amiller arasında Hz.
Peygamber'in fani hayattan ayrılmasından sonra geçen zaman içinde İslam
fetihlerinin gelişmesi üzerine hadisleri bilen sahabîlerden bir kısmının
fethedilen yeni ülkelere dağılması, arkasından teker teker bu dünyadan
çekilmeleri; Hz. Osman'ın şehit edilmesinden sonra meydana gelen siyasî
karışıklığın İslam birliğini parçalamasiyle ortaya çıkan grupların hadis uydurmaya
başlamaları ve hadislerin kaybolmasından endişe duyulması başta gelir. Emevî
Halifesi Ömer b. Abdilaziz, Medine Valisi Ebubekr b. Muhammed b. Amr'a
hadislerin kaybolması endişesini dile getiren bir mektup göndererek Hz.
Peygamber'den arta kalan eserlerin toplanmasını emretmiştir. Halife bu
mektubunda şöyle diyordu: “Hz. Peygamber (s.a.s)'in hadislerini ve
sünnetlerini, Amra bint Abdirrahman'ın rivayet ettiği hadisleri araştır ve yaz;
zira ben alimlerin ölüp gitmeleriyle ilmin kaybolmasından korkuyorum.
Araştırmaların, o
zamanki İslâm aleminin her yanına yazıldığını açığa çıkardığı bu Halife emri
üzerine yoğun bir hadis toplama faaliyeti başlamıştır. Meşhur tâbi'î İbn Şihâb
ez-Zuhrî'nin bu işle resmen görevlendirildiği anlaşılmaktadır. İbn Abdilberr'in
bir rivayetinde bu husus açıkça belirtilmiştir: “Ömer b. Abdilaziz bize
sünnetlerin toplanmasını emretti. Ona defter defter yazdık. O da idaresi
altındaki yerlere bu defterlerden birer tanesini gönderdi.” İbn Şihâb bu görevi
layıkıyla yerine getirerek ilme büyük hizmette bulunmuştur. Onun hadisleri ilk
tedvin eden kişi olarak tanınması tedvin görevini hakkıyle yerine getirmesi
sonucudur. Onunla birlikte başka hadis tedvin edenler de olmuştur. Ancak İbn
Şihâb tedvin işini resmi olarak yürütmüştür. Sahabe devrinin sonlarına doğru
hadis tedvini yaygın hale gelmiştir.
Tedvin devrini takip
eden tasnif devrinde, toplanan hadisler çeşitli metodlarla tertiplenerek
kitaplar yazılmaya başlamıştır.