DEVAM: 7- Bir yere
oturup ALLAH’ı hatırlayıp onun dinini gündemde tutanların değeri ve kıymeti.
حدثنا محمد
بن بشار حدثنا
مرحوم بن عبد
العزيز
العطار حدثنا
أبو نعامة عن
أبي عثمان
النهدي عن أبي
سعيد الخدري
قال خرج
معاوية إلى
المسجد فقال
ما يجلسكم
قالوا جلسنا
نذكر الله قال
آلله ما
أجلسكم إلا
ذاك قالوا
والله ما أجلسنا
إلا ذاك قال
أما أني ما
أستحلفكم
تهمة لي وما
كان أحد
بمنزلتي من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أقل
حديثا عنه مني
إن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم خرج على
حلقة من
أصحابه فقال ما
يجلسكم قالوا
جلسنا نذكر
الله ونحمده
لما هدانا
للإسلام ومن
علينا به فقال
آلله ما
أجلسكم إلا
ذاك قالوا
آلله ما
أجلسنا إلا ذاك
قال أما إني
لم أستحلفكم
لتهمة لكم إنه
أتاني جبريل
فأخبرني أن
الله يباهي
بكم الملائكة
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
غريب لا نعرفه
إلا من هذا
الوجه وأبو
نعامة السعدي
أسمه عمرو بن
عيسى وأبو
عثمان النهدي
أسمه عبد الرحمن
بن مل
Ebû Saîd el Hudrî
(r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
Muaviye bir gün mescide
çıktı ve toplu halde olan bir guruba sizi burada oturtan sebeb nedir? diye
sordu. Onlar da:
“Allah’ın verdiği
nimetleri hatırlayıp onu daima gündemde tutmak ve onun rızasını kazanmak için
dinimizi öğrenmek için oturuyoruz” dediler. Muaviye:
“Allah hakkı için sizi
burada oturtan sebep bu mudur?” dedi. Onlar da:
“Vallah’i sadece bu
sebeple burada oturmaktayız” dediler. Muaviye:
Dikkat ediniz sizi
töhmet ettiğimden dolayı sizden yemin istemiş değilim. Rasûlullah (s.a.v.)’e
karşı benim yakınlık derecemde olup ta kendisinden benden daha az hadis rivâyet
eden yoktur. Rasûlullah (s.a.v.), ashabından meydana gelmiş bir topluluğun
yanına çıkmış ve:
“Sizi bu toplulukta
oturtan sebep nedir?” diye sormuştu. Onlar da şöyle demişlerdi:
“Allah’ı hatırlayıp ona
hamdetmek ve bizi İslam üzere hidayet ettiği için ve bize lutfuyla muamele
ettiği ve bize her türlü nimetleri verdiği için hamdedip şükretmek için
oturduk.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Allah hakkı için sizi
oturtan sebep sadece bu mudur?” Onlar da:
“Allah hakkı için bizi oturtan
sebep budur” dediler. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
“Dikkat ediniz size
karşı bir töhmetten dolayı sizden yemin istemiş değilim. Ne varki Cibril bana
geldi ve meleklere karşı Allah’ın sizinle övündüğünü bildirdi.”
İzah:
(Müslim, Zikir; Nesâî,
Adab-ül Kudat)
Bu hadis hasen
garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû Neame es Sa’dî’nin ismi Amr b.
İsa’dır. Ebû Osman en Nehdî’nin ismi ise Abdurrahman b. Mell’dir.