DEVAM: 12- Hud
suresinden tefsir edilen ayetler.
حدثنا بندار
حدثنا أبو
عامر العقدي
حدثنا سليمان
بن سفيان عن
عبد الله بن
دينار عن بن
عمر عن عمر بن
الخطاب قال
لما نزلت هذه
الآية {
فمنهم شقي
وسعيد }
سألت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فقلت يا نبي
الله فعلى ما
نعمل على شيء
قد فرغ منه أو
على شيء لم
يفرغ منه قال
بل على شيء قد
فرغ منه وجرت
به الأقلام يا
عمر ولكن كل
ميسر لما خلق
له
وهذا حديث
حسن غريب من
هذا الوجه لا
نعرفه إلا من
حديث عبد الله
بن عمر
Ömer b. Hattâb
(r.a.)’den rivâyete göre, “O gün gelince
Allah’ın izni olmaksızın, kimse konuşamayacaktır. O gün bir araya
getirilenlerden kimileri, felakete uğramış üzüntülü ve mutsuz, kimileri de
mutlu ve sevinçli olacaklardır.” Hûd sûresi 105. ayeti
indiği zaman Nebi (s.a.v)’e sordum.
Ey Allah’ın Nebisi
kesinleşmiş bir şey için mi amel etmekteyiz yoksa Allah tarafından takdir
edilmemiş bir konum üzerine mi çalışıp çabalamaktayız? Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v.), bilakis kesinleşmiş ve kalemlerin yazmış olduğu şey üzerinde… Fakat
herkes yaratıldığı duruma kolay getirilmiştir.
Diğer tahric: Tirmizi
tefsir; Ebû Dâvûd, Sünne
Tirmizî: Bu hadis bu
şekliyle hasen garibtir. Bu hadisi sadece Abdullah b. Ömer rivâyetiyle
bilmekteyiz.