5- VARİS'E (MİRASTAN
PAY ALAN KİMSEYE) VASİYET YOKTUR
حدثنا علي بن
حجر وهناد
قالا حدثنا
إسماعيل بن
عياش حدثنا
شرحبيل بن
مسلم
الخولاني عن
أبي أمامة
الباهلي قال
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول في خطبته
عام حجة
الوداع إن
الله قد أعطى
لكل ذي حق حقه
فلا وصية
لوارث الولد
للفراش
وللعاهر
الحجر
وحسابهم على
الله ومن ادعى
إلى غير أبيه
أو انتمى إلى
غير مواليه
فعليه لعنة
الله التابعة
إلى يوم
القيامة لا
تنفق امرأة من
بيت زوجها إلا
بإذن زوجها
قيل يا رسول
الله ولا
الطعام قال
ذلك أفضل أموالنا
ثم قال
العارية
مؤداة
والمنحة مردودة
والدين مقضي
والزعيم غارم
Ebû Umâme el Bahîli
(r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem’den işittim veda haccındaki hutbesinde şöyle buyurdu:
“Allah her hak sahibine
hakkını vermiştir, dolayısıyla miras alana vasiyet yoktur. çocuk yatağın sahibi
olan erkek veya efendinindir. Zina edenin hakkı mirastan mahrum edilmektir veya
taşlanarak öldürülmektir. Ve onların hesabı (sevap, ceza, bağışlanma) Allah’a
aittir. Her kim babasından başkasına intisab ederse yani başka birine babam
budur derse veya bir köle sahibinin dışında başka birisinin efendisi olduğunu
iddia ederse kıyamete kadar Allah’ın laneti=yani rahmetinden uzak kalmasıonun
üzerinedir. Kadın kocasının evinden uzak kalması onun üzerinedir. Kadın
kocasının evinde ancak kocasının izniyle harcamada bulunabilir. Bu esnada Ey
Allah’ın Rasûlü! Kadın kocasının evinden bir fakire yiyecek de mi veremez?
Denildi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), esasen mallarımızın en değerlisi
odur buyurdu. Sonra şöyle devam etti: Ödünç alınan her şey ödenecektir. Ödünç
olarak verilen hayvan, ağaç, ve arazide sahibine geri verilecektir. Her türlü
borç ta mutlaka ödenecektir. Kefil olan da borç ödenmezse o borcu ödeyecektir.”
Diğer tahric: Ebû
Dâvûd, Vesâyâ; İbn Mâce, Vesâyâ)
قال أبو عيسى
وفي الباب عن
عمرو بن خارجة
وأنس وهو حديث
حسن صحيح وقد
روى عن أبي
أمامة عن النبي
صلى الله عليه
وسلم من غير
هذا الوجه
ورواية
إسماعيل بن
عياش عن أهل
العراق وأهل
الحجاز ليس
بذلك فيما تفرد
به لأنه روى
عنهم مناكير
وروايته عن
أهل الشام أصح
هكذا قال محمد
بن إسماعيل
قال سمعت أحمد
بن الحسن يقول
قال أحمد بن
حنبل إسماعيل
بن عياش أصلح
حديثا من بقية
ولبقية
أحاديث مناكير
عن الثقات
وسمعت عبد
الله بن عبد
الرحمن يقول
سمعت زكريا بن
عدي يقول قال
أبو إسحاق
الفزاري خذوا
عن بقية ما
حدث عن الثقات
ولا تأخذوا عن
إسماعيل بن
عياش ما حدث
عن الثقات ولا
عن غير الثقات
Tirmizî: Bu konuda Amr
b. Harîce ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Bu
hadis Ebû Umâme’den değişik yollarla da rivâyet edilmiştir.
İsmail b. Ayyaş’ın,
Iraklılardan ve Hicazlılardan tek başına rivâyeti pek sağlam değildir. Çünkü
onlardan münker hadisler rivâyet etmektedir. Şamlılardan rivâyeti ise daha
sağlamdır. Muhammed b. İsmail bu konuda böyle söylemiştir.
Tirmizî: Ahmed b.
Hasan’ın, Ahmed b. Hanbel’den şöyle naklettiğini işittim: İsmail b. Ayyaş’ın
durumu diğer münker hadisler aktaranlara göre daha iyidir. Diğerlerinin
güvenilir kimselerden rivâyet ettiği münker hadisler vardır. Abdullah b.
Abdurrahman’dan işittim şöyle diyordu: Zekeriyya b. Adiyy’den işittim şöyle
diyordu: Ebû İshâk el Fezarî şöyle diyor: Bakiyye denilen kişilerin güvenilen
kişilerden yaptıkları rivâyetleri alın İsmail b. Ayyaş’ın ise gerek güvenilir
gerekse başka kimselerden yaptığı rivâyetlerini almayın. (Bakıyye: İsmail b.
Ayyaş’ın dışındaki münker hadisler aktaran kimseler.)