DEVAM: 12- KAN
ALDIRMAK ŞEKLİNDEKİ TEDAVİ YOLU
حدثنا عبد بن
حميد أخبرنا
النضر بن شميل
حدثنا عباد بن
منصور قال
سمعت عكرمة
يقول كان لابن
عباس غلمة
ثلاثة حجامون
فكان اثنان
منهم يغلان
عليه وعلى
أهله وواحد
يحجمه ويحجم
أهله قال وقال
بن عباس قال
نبي الله صلى
الله عليه وسلم
نعم العبد
الحجام يذهب
الدم ويخف
الصلب ويجلو
عن البصر وقال
إن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حين عرج
به ما مر على
ملأ من
الملائكة إلا
قالوا عليك
بالحجامة
وقال إن خير
ما تحتجمون
فيه يوم سبع
عشرة ويوم تسع
عشرة ويوم
إحدى وعشرين
وقال إن خير
ما تداويتم به
السعوط
واللدود
والحجامة
والمشي وإن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لده
العباس
وأصحابه فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من لدني
فكلهم أمسكوا
فقال لا يبقى
أحد ممن في
البيت إلا لد غير
عمه العباس
İkrime (r.a.)’den rivâyete
göre, şöyle demiştir: İbn Abbâs’ın kan alma işini bilen üç hizmetçisi vardı
ikisi ona ve ailesine gelir temin ederdi. Birisi ise kan alma işi yapardı.
İkrime dedi ki: İbn Abbâs şöyle dedi:
“Peygamber (s.a.v.), kan
almayı bilen köle ve hizmetçi ne iyidir. Kanı alıyor, sulbun yükünü
hafifletiyor. Gözlerin parlak görmesini sağlıyor. İbn Abbâs şöyle devam etti:
“Rasûlullah (s.a.v.), miraç’ta hangi melek gurubuna uğramış ise hepsi kan
aldırma işine devam et” demişlerdi. Yine Rasûlullah (s.a.v.): “Kan aldıracağınız
en uygun günler her kamerî ayın on yedi, on dokuz ve yirmi birinci günleridir”
buyurdu.
Yine Rasûlullah
(s.a.v.):
“Tedavide kullandığınız
en iyi ilaçlar burun damlası, şurup, kan aldırmak ve müshil ilaçlarıdır”
buyurdu. Rasûlullah (s.a.v.)’e amcası Abbâs ve diğer bazı kimseler bir
rahatsızlığı anında kendisine rızası olmadan zorla şurup içirdiler de
Rasûlullah (s.a.v.), bana kimler şurup içirmişti diye sordu. Hepsi sustular
bunun üzerine amcası Abbâs’tan başka herkese o şuruptan içirildi.
Diğer tahric: Ebû
Dâvûd, Tıp; İbn Mâce: Tıp
قال عبد قال
النضر اللدود
الوجور
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
غريب لا نعرفه
إلا من حديث
عباد بن منصور
وفي الباب عن
عائشة
Abd b. Humeyd diyor ki:
Nadr şöyle demiştir: Ledûd = Vecûr demektir ki ağızdan alınan sıvı bir ilaçtır.
Tirmizî: Bu hadis
hasen garibtir. Abbâd b. Mensur’un rivâyeti olarak biliyoruz.
Bu konuda Âişe’den de
hadis rivâyet edilmiştir.