DEVAM: 25- ÖLÜ
ARKASINDAN AĞLAMANIN BİR SINIRI VAR MIDIR?
حدثنا علي بن
خشرم أخبرنا
عيسى بن يونس
عن بن أبي
ليلى عن عطاء
عن جابر بن
عبد الله قال
أخذ النبي صلى
الله عليه
وسلم بيد عبد
الرحمن بن عوف
فانطلق به إلى
ابنه إبراهيم
فوجده يجود
بنفسه فأخذه
النبي صلى
الله عليه
وسلم فوضعه في
حجره فبكى
فقال له عبد
الرحمن أتبكي
أولم تكن نهيت
عن البكاء قال
لا ولكن نهيت
عن صوتين
أحمقين
فاجرين صوت
عند مصيبة خمش
وجوه وشق جيوب
ورنة شيطان
وفي الحديث
كلام أكثر من
هذا
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
Câbir b. Abdullah
(r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.),
Abdurrahman b. Avf’ın elinden tutarak son anlarını yaşamakta olan oğlu
İbrahim’in yanına vardılar. Peygamber (s.a.v.) çocuğunu kucağına aldı ve
ağladı. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf; Ağlamayı bize yasaklıyor ve kendiniz
ağlıyorsunuz ha dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Ben sadece dengesizce
ve bağırarak ağlamaktan dolayı yasakladım. Yani musibet anındaki dengesiz
sesleri, yüzlerin tırmalanmasını, yaka paça yırtılmasını ve şeytanca gürültüsü
durumundaki sesleri…” Bu hadis daha uzuncadır.
Tirmîzî rivâyet
etmiştir.
Tirmîzî: Bu hadis
hasendir.