54- ARAFAT BÖLGESİNİN
TAMAMI VAKFE YERİDİR
حدثنا محمد
بن بشار حدثنا
أبو أحمد
الزبيري حدثنا
سفيان عن عبد
الرحمن بن
الحارث بن
عياش بن أبي
ربيعة عن زيد
بن علي عن
أبيه عن عبيد
الله بن أبي
رافع عن علي
بن أبي طالب
رضى الله
تعالى عنه قال
وقف رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بعرفة
فقال هذه عرفة
وهذا هو
الموقف وعرفة
كلها موقف ثم
أفاض حين غربت
الشمس وأردف
أسامة بن زيد
وجعل يشير
بيده على
هينته والناس
يضربون يمينا
وشمالا يلتفت
إليهم ويقول
يا أيها الناس
عليكم السكينة
ثم أتى جمعا
فصلى بهم
الصلاتين
جميعا فلما
أصبح أتى قزح
فوقف عليه
وقال هذا قزح
وهو الموقف
وجمع كلها
موقف ثم أفاض
حتى انتهى إلى
وادي محسر
فقرع ناقته
فخبت حتى جاوز
الوادي فوقف
وأردف الفضل
ثم أتى الجمرة
فرماها ثم أتى
المنحر فقال
هذا المنحر
ومنى كلها
منحر واستفتته
جارية شابة من
خثعم فقالت أن
أبي شيخ كبير
قد أدركته
فريضة الله في
الحج أفيجزئ
أن أحج عنه
قال حجي عن
أبيك قال ولوى
عنق الفضل فقال
العباس يا
رسول الله لم
لويت عنق بن
عمك قال رأيت
شابا وشابة
فلم آمن
الشيطان
عليهما ثم أتاه
رجل فقال يا
رسول الله إني
أفضت قبل أن
أحلق قال احلق
أو قصر ولا
حرج قال وجاء آخر
فقال يا رسول
الله إني ذبحت
قبل أن أرمي قال
ارم ولاحرج
قال ثم أتى
البيت فطاف به
ثم أتى زمزم
فقال يا بني
عبد المطلب
لولا أن
يغلبكم الناس
عنه لنزعت
Ali b. ebî Tâlib
(r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Arafat’ta vakfe
yaptı ve şöyle buyurdu: “Burası Arafattır, burası vakfe yapılacak yerdir.
Arafat bölgesinin tamamı vakfe yeridir.”
Sonra güneş batınca
oradan ayrılmak için hareket etti. Üsâme b. Zeyd’i binitinin arkasına aldı. Eli
ile insanlara işaret ediyordu, insanlar büyük kalabalıklar halinde sağa sola
çalkalanıyorlardı, onlara bakıp; “Ey insanlar sükunetli olun” diyordu. Sonra
hep birlikte denilen Müzdelife’ye gelerek iki vakit namazını bir anda birlikte
kıldırdı. Sabah olunca “Kuzah” denilen yere geldi ve orada vakfe yaptı ve şöyle
buyurdu: “Burası Kuzah’tır ve vakfe yapılacak yerdir Cem’in yani Müzdelife’nin
tamamı vakfe yapılacak yeridir.” Sonra ilerledi Muhassir vadisine varınca
devesini kamçıladı ve o bölgeden hızlıca geçti Muhassir vadisini geçince durdu.
Fadl b. Abbâs’ı binitinin arkasına aldı sonra şeytan taşlama yerine gelerek taş
attı. sonra kurban kesme yerine geldi ve şöyle buyurdu: “İşte burası kurban
kesme yeridir. Minâ’nın tamamı kurban kesme yeridir.” Has’am kabilesinden genç
bir kız fetva almak üzere Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek: “Babam yaşlı bir kimse
olup kendisine Hac farz olmuştur. Onun yerine haccetmem caiz midir?” diye
sordu. Rasûlullah (s.a.v.) “Babanın yerine haccet” buyurdular. Bu esnada
binitinin arkasında bulunan Fadl’ın boynunu geri tarafa çeviren Rasûlullah
(s.a.v.)’e Abbâs sormuştu: “Amca oğlunun boynunu niçin geri çevirdin” diye.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Fetva sormaya gelen genç delikanlı kız ve
binitinin arkasında genç delikanlı erkek bunların birbirlerine bakmaları
sonucunda şeytanın bir zarar verebileceğinden emin olmak için” buyurdular.
Sonra bir adam daha
geldi: “Ey Allah’ın Rasûlü ben tıraş olmadan haccın tavafını yapıvermişim ne
olacak” deyince; Rasûlullah (s.a.v.): “Tıraş oluver veya saçını kısaltıver
zararı yoktur” buyurdular. Başka bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü, şeytanı
taşlamadan önce kurbanı kesivermişim ne olacak? Dedi. Rasûlullah (s.a.v.) de:
“Şeytana taş atıver zararı yoktur.” buyurdular.
Sonra Rasûlullah
(s.a.v.) Ka’be’ye gelerek tavaf etti sonra zemzem kuyusuna geldi ve: “Ey
Abdulmuttalib oğulları insanlar zemzem çekmek için sizi sıkıntıya
sokmayacaklarını bilseydim bende bu kuyudan su çekerdim” buyurdular.
Diğer tahric: Ebû
Dâvûd, Menasik; İbn Mâce Menasik
قال وفي
الباب عن جابر
قال أبو عيسى
حديث علي حديث
حسن صحيح لا
نعرفه من حديث
على إلا من هذا
الوجه من حديث
عبد الرحمن بن
الحارث بن
عياش وقد رواه
غير واحد عن
الثوري مثل
هذا والعمل على
هذا عند أهل
العلم رأوا أن
يجمع بين
الظهر والعصر
بعرفة في وقت
الظهر وقال
بعض أهل العلم
إذا صلى الرجل
في رحله ولم
يشهد الصلاة
مع الإمام إن
شاء جمع هو
بين الصلاتين
مثل ما صنع
الإمام قال
وزيد بن علي
هو بن حسين بن
علي بن أبي
طالب عليه
السلام
Tirmîzî: Bu konuda
Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ali hadisi
hasen sahihtir ve sadece bu şekliyle Abdurrahman b. Hâris b. Ayyaş’ın
rivâyetiyle bilmekteyiz.
Pek çok kimse bu
hadisi Sevrî’den aynı şekilde rivâyet etmişlerdir. İlim adamları bu hadisle
amel ederler ve: “Arafat’ta öğle ve ikindi namazlarını öğle vaktinde kılınması
görüşündedirler.
Bazı ilim adamları
ise: “Kişi cemaate katılmaz da kendi çadırında kılar ise aynen imamın yaptığı
gibi iki namazı bir vakitte cem eder” demektedirler.
Zeyd b. Ali Ebû
Tâlib’in oğlu, Ali’nin oğlu Hüseyin’in oğludur. (Allah’ın selamı hepsinin
üzerinde olsun)