DEVAM: 53- ARAFAT'TA
BULUNMA VE DUA
حدثنا محمد
بن عبد الأعلى
الصنعاني
البصري حدثنا
محمد بن عبد
الرحمن
الطفاوي
حدثنا هشام بن
عروة عن أبيه
عن عائشة قالت
كانت قريش ومن
كان على دينها
وهم الحمس
يقفون
بالمزدلفة يقولون
نحن قطين الله
وكان من سواهم
يقفون بعرفة
فأنزل الله
تعالى {
ثم أفيضوا من
حيث أفاض
الناس }
قال أبو عيسى
هذا حديث حسن
صحيح قال
ومعنى هذا
الحديث أن أهل
مكة كانوا لا
يخرجون من
الحرم وعرفة
خارج الحرم
وأهل مكة
كانوا يقفون
بالمزدلفة
ويقولون نحن
قطين الله يعني
سكان الله ومن
سوى أهل مكة
كانوا يقفون
بعرفات فأنزل
الله تعالى {
ثم أفيضوا من
حيث أفاض
الناس }
والحمس هم
أهل الحرم
Âişe (r.anha)’dan
rivâyete göre, şöyle demiştir: Kureyş ve Kureyş’in dini üzerinde olanlar ki
onlar Ahmesî’ler yani Humus’lerdir. Müzdelife’de vakfe yaparlar ve biz Allah’ın
evinin sakinleriyiz derlerdi. Onların dışındakiler ise Arafat’ta vakfeye
dururlardı. Bunun üzerine Allah Bakara 199. ayetini indirdi:
“Sonra
sizler de dalga dalga ilerleyen öteki insanlarla birlikte ilerleyin…”
Diğer tahric: Buhârî,
Hac; Müslim, Hac)
Tirmîzî: Bu hadis
hasen sahihtir. Bu hadisin anlamı şudur. Mekkeliler harem sınırları dışına
çıkmazlardı. Arafat bölgesi ise harem bölgesi dışında sayılırdı. Bu yüzden
Mekkeli olduklarını söyleyenler Müzdelife’de vakfe yaparlar ve “Biz, Allah’ın
evinin sakinleriyiz” derlerdi. Mekkelilerin dışındakiler ise Arafat’ta vakfe
yaparlardı. Bu yüzden Allah bu ayrıcalığı kaldırmak üzere “Hepiniz de dalga
dalga ilerleyen diğer insanlarla birlikte ilerleyin…” ayetini indirmişti.
Humus ve Ahmesî’ler
harem bölgesi insanları demektir.