18- (349). İSTİHARE
NAMAZI VE DUASI
حدثنا
قتيبة حدثنا
عبد الرحمن بن
أبي الموالي
عن محمد بن
المنكدر عن
جابر بن عبد
الله قال كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يعلمنا
الاستخارة في
الأمور كلها
كما يعلمنا
السورة من
القرآن يقول
إذا هم أحدكم
بالأمر
فليركع
ركعتين من غير
الفريضة ثم
ليقل اللهم
إني أستخيرك
بعلمك
وأستقدرك
بقدرتك وأسألك
من فضلك
العظيم فإنك
تقدر ولا أقدر
وتعلم ولا
أعلم وأنت
علام الغيوب
اللهم أن كنت
تعلم أن هذا
الأمر خير لي
في ديني
ومعيشتي
وعاقبة أمري
أو قال في
عاجل أمري
وأجله فيسره
لي ثم بارك لي
فيه وإن كنت
تعلم أن هذا
الأمر شر لي
في ديني
ومعيشتي
وعاقبة أمري
أو قال في
عاجل أمري
وآجله فاصرفه
عني واصرفني
عنه وأقدر لي
الخير حيث كان
ثم أرضني به
قال ويسمي
حاجته
Câbir b. Abdillah (r.a.)’den
rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v.) her işimizde bize Kur’ân’dan sûre öğretir
gibi istihareyi öğretirdi ve şöyle derdi; “Sizden biriniz bir işi yapmak
istediğinde farz namazdan başka iki rek’at namaz kılsın ve şöyle desin
“Ey Allah’ım hakkımda
hayırlısını bildiğin için ben de senden hakkımda hayırlısı ne ise onu
bildirmeni isterim. Senin güç ve kuvvetinle beni güçlendirmeni isterim ve her
şeyi senin büyük lûtfundan isterim. Çünkü senin her şeye gücün yeter benim ise
hiçbir şeye gücüm yetmez, sen her şeyi bilirsin ben ise bilemem akıl ve
düşünmeyle bilinmeyecek her şeyi bilen sadece sensin. Ey Allah’ım şu yapacağım
işin benim için dinim, yaşayışım ve işimin sonu hakkında hayırlı olduğunu
biliyorsan -ki mutlaka bilmektesin- onu yapmayı bana kolay getir. Eğer bu iş
benim için dinim, yaşantım ve işimin sonucu hakkında kötü olduğunu biliyorsan
-ki mutlaka bilmektesin- onu benden uzaklaştır (veya bu günüm ve geleceğim
şeklinde dedi) beni de ondan uzak eyle hayır nerede ise onu benim için takdir
et ve ona razı et, beni diyerek, işi ne ise onu söyler.”
Diğer tahric: Nesâî,
Nikah; Ebû Dâvûd, Vitr)
قال
وفي الباب عن
عبد الله بن
مسعود وأبي
أيوب قال أبو
عيسى حديث
جابر حديث حسن
صحيح غريب لا
نعرفه إلا من
حديث عبد
الرحمن بن أبي
الموالي وهو
شيخ مدني ثقة
روى عنه سفيان
حديثا وقد روى
عن عبد الرحمن
غير واحد من
الأئمة وهو
عبد الرحمن بن
زيد بن أبي الموالي
Tirmîzî: Bu konuda
Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Câbir hadisi
hasen sahih garibtir ve sadece Abdurrahman b. ebil Mevalî yoluyla bilmekteyiz.
Bu kimse Medîneli bir
ihtiyar olup güvenilir bir kimsedir. Sûfyân ondan hadis rivâyet etmiştir. Pek
çok hadis imâmı da yine ondan hadis rivâyet etmişlerdir.
İsmi: Abdurrahman b.
Zeyd b. ebil Mevalî’dir.