186- (298). TEVBE
EDİLDİKTEN SONRA NAMAZ KILINIR MI?
حدثنا
قتيبة حدثنا
أبو عوانة عن
عثمان بن المغيرة
عن علي بن
ربيعة عن
أسماء بن
الحكم الفزاري
قال سمعت عليا
يقول إني كنت
رجلا إذا سمعت
من رسول الله
صلى الله عليه
وسلم حديثا نفعني
الله منه بما
شاء أن ينفعني
به وإذا حدثني
رجل من أصحابه
استحلفته
فإذا حلف لي
صدقته وإنه
حدثني أبو بكر
وصدق أبو بكر
قال سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول ما من
رجل يذنب ذنبا
ثم يقوم
فيتطهر ثم
يصلي ثم
يستغفر الله إلا
غفر الله له
ثم قرأ هذه
الآية { والذين
إذا فعلوا
فاحشة أو
ظلموا أنفسهم
ذكروا الله
فاستغفروا
لذنوبهم ومن
يغفر الذنوب
إلا الله ولم
يصروا على ما
فعلوا وهم
يعلمون }
قال
وفي الباب عن
بن مسعود وأبي
الدرداء وأنس وأبي
أمامة ومعاذ
وواثلة وأبي
اليسر واسمه كعب
بن عمرو قال
أبو عيسى حديث
علي حديث حسن
لا نعرفه إلا
من هذا الوجه
من حديث عثمان
بن المغيرة
وروى عنه شعبة
وغير واحد
فرفعوه مثل حديث
أبي عوانة
ورواه سفيان
الثوري ومسعر
فأوقفاه ولم
يرفعا إلى
النبي صلى
الله عليه وسلم
وقد روي عن
مسعر هذا
الحديث
مرفوعا أيضا
ولا نعرف
لأسماء بن
الحكم حديثا
مرفوعا إلا هذا
Esmâ b. Hakem el Fezarî
(r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ali (r.a.)’den şöyle dediğini işittim:
“Ben Rasûlullah
(s.a.v.)’den bir hadis işittiğimde Allah o hadisten beni dilediği şekilde
faydalandırırdı. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bir kişi bana hadis
aktarınca ona yemin verdirirdim. Şayet yemin ederse o hadisi kabul ederdim. Bir
seferinde Ebû Bekir bana bir hadis aktardı Ebû Bekir doğru insandı, şöyle
demişti.
Rasûlullah (s.a.v.)’den
işittim şöyle buyurmuştur.
Bir kimse bir günah
işler sonra kalkar abdest alır namaz kılar sonra Allah’tan bağışlanmasını
isterse Allah onu mutlaka affeder sonra Rasûlullah (s.a.v.), Âl-i İmrân 135.
ayetini sonuna kadar okudu şöyle ki:
“…Ve onlar utanç
verici bir iş yaptıklarında veya varlık sebeplerine aykırı bir davranışta
bulunduklarında Allah’ı hatırlar ve günahlarının affı için yalvarırlar. Zaten
Allah’tan başka kim günahları affedebilir. Onlar işledikleri günah ve hatalı
işlerde de bilerek ısrar etmezler.”
Diğer tahric: İbn
Mâce, İkame
Tirmîzî: Bu konuda İbn
Mes’ûd, Ebû’d Derdâ, Enes, Ebû Ümâme, Muâz, Vâsile, Ka’b b. Amr ismi verilen
Ebûl Yeser’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ali hadisi
hasen sahihtir. Bu hadisi bu şekliyle sadece Osman b. Muğîre’nin rivâyetiyle
bilmekteyiz.
Şu’be ve diğerleri bu
hadisi Ebû Avâne yoluyla benzer şekilde rivâyet etmişlerdir. Sûfyân es Sevrî ve
Mıs’ar da bu hadisi mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Yine Mıs’ar’dan merfu
olarak bir rivâyet şekli de vardır. Esmâ b. Hakem’in bu hadisten başka merfu
olarak rivâyet ettiği bir hadis bilmiyoruz.