ZADU’L-MEAD

DÖRDÜNCÜ KİTAP

PEYGAMBER'İN (S.A.) CİHADI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

B) AKABE BİATLARI

 

1- Akabe'de Buluşma:

 

Sonra Allah Rasulü (s.a.) hac mevsiminde Ensar'dan, hepsi de Hazrec kabilesine mensup şu altı kişiyle Akabe mevkiinde buluştu: 1- Ebu Ümame Es'ad b. Zürare, 2- Avf b. Haris, 3- Rafi' b. Malik, 4-Kutbe b. Amir, 5- Ukbe b. Amir, 6- Cabir b. Abdullah b. Riab. Allah Rasulü (s.a.) onları İslam'a davet etti, onlar da müslüman oldular.

 

Sonra Medine'ye döndüler. Medine halkını İslam'a davet ettiler. İslam orada yayıldı. Öyle ki, İslam'ın girmediği hiçbir ev kalmadı.

 

 

2- Birinci Akabe Biati:

 

Ertesi sene olunca Medineli 12 kişi Mekke'ye geldi. Bunların altısı, Cabir b. Abdullah dışında, yukarıda adı geçenlerdir. Diğerleri de şunlardır: 1- Yukarıda geçen Avf in kardeşi Muaz b. Haris b. Rifaa, 2- Zekvan b. Abdülkays: Zekvan hicrete kadar Mekke'de kaldı, o da hicret edenlerle birlikte hicret etti. Bu yüzden ona "Muhacir - Ensar" denilir. 3- Ubade b. Samit, 4- Yezid b. Sa'lebe, 5- Ebu'l-Heysem b. Teyyihan, 6- Uveymir b. Malik. Toplam 12 kişi.

 

Ebu'z-Zübeyr'in rivayetine göre Cabir anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.) Mekke'de on sene kaldı. Hac mevsimlerinde, Mecenne ve Ukaz panayırlarında konakladıkları yerlerde insanlara varıp: "Rabbimin tebligatını insanlara ulaştırabilmem için kim beni barındırır, kim bana yardım eder?" derdi. Ama kendisine yardım edecek ve barındıracak birini bulamazdı. Öyle ki, bir adam Mudar yahut Yemen'den kalkıp akrabasını ziyaret için Mekke'ye gelse derhal kavmi o adama gelip ona: "Kureyşli'den uzak dur, sakın seni yoldan çıkarmasın." derlerdi. Hz. Peygamber (s.a.) kavminin adamları arasında yürür, onları Allah Teala'ya davet eder, onlar da kendisine parmakla işaret ederlerdi. Nihayet Allah, Yesrib (Medine)'den bizi gönderdi. Bizden herhangi biri ona gider, iman eder; Hz. Peygamber (s.a.) o kişiye Kur'an öğretir ve o da ailesine döner, onun müslüman Olması sayesinde ailesi de müslüman oluverirdi. Böylece içinde müslümanlıklarını ortaya koyan bir grup müslümanın bulunmadığı hiçbir Ensar evi kalmadı. Allah bizi, ona gönderdi. Emrini tuttuk, bir araya geldik ve birbirimize, "Allah Rasulü (s.a.) Mekke dağlarında ne zamana kadar kovulup duracak ve ne zamana kadar korkulu anlar yaşayacak?" dedik. Yola koyulup hac mevsiminde onun yanına geldik. Bizimle Akabe biatinda bulunmak üzere sözleşti. Amcası Abbas kendisine: "Yeğenim! Sana gelen bu topluluğu tanımıyorum. Oysa ben Yesrib halkını iyi tanırım." dedi. Bunun üzerine onun yanında birer, ikişer toplandık. Abbas yüzlerimize bakıp: "Bu topluluğu tanımıyoruz. Bunlar genç insanlar!" dedi. Biz, Hz. Peygamber'e (s.a.): "Ey Allah'ın Rasulü! Sana ne üzerine biat edelim?" diye sorduk. Peygamberimiz: "Neşeli-neşesiz zamanlarınızda sözlerimi dinleyeceğinize, emirlerime itaat edeceğinize, darlıkta da, varlıkta da muhtaçlara yardımda bulunacağınıza; iyiliği buyurup kötülükten sakındıracağınıza, kınayanın kınamasından çekinmeksizin Allah rızasına uygun söz söyleyeceğinize; memleketinize vardığımda bana yardım edeceğinize; kendinizi, hanımlarınızı ve oğullarınızı esirgeyip koruduğunuz şeylerden beni de esirgeyip koruyacağınıza dair bana söz verip biatta bulunmalısınız. Bunu yaparsanız size cennet var." buyurdu. Kalkıp ona biat ettik. Yetmiş kişinin en küçüğü olan Es'ad b. Zürare Hz. Peygamber'in (s.a.) elini tutup: "Yavaş olun, ey Yesribliler! Biz hayvanlarımızı mahmuzlayip gelmişsek ancak onun, Allah'ın elçisi olduğunu bildiğimizden geldik. Bugün onu yurdundan çıkarmak, bütün Araplardan ayrılma, iyilerinizin öldürülmesi ve size kılıçların ilişmesi demektir.

 

Dikkat edin, eğer buna katlanıyorsanız elini tutun. Mükafaatlandınlmanız Allah'a aittir. Eğer canlarınıza gelecek bir tehlikeden korkuyorsanız onu bırakın. Bu, sizin için Allah katında daha çok mazeret teşkil eder." şeklinde bir konuşma yaptı. Bunun üzerine orada bulunanlar: -'Ey Es'ad! Çek elini bizden. Vallahi biz, bu biatı ne bırakır, ne de bozmak isteriz." dediler. Bu sözler üzerine erkekler birer birer Hz. Peygamber'in (s.a.) yanına vardık. Karşılığında bize cennet vermek üzere bizden söz aldı ve şart koştu.

 

 

3- İslam Artık Medine'de:

 

Sonra bu biatta bulunanlar Medine'ye döndüler. Allah Rasulü (s.a.) beraberlerinde, müslüman olanlara Kur'an öğretmek ve (olmayanları da) Allah Teala'ya çağırmak üzere Amr b. Ümmü Mektum ile Mus'ab b. Umeyr'i gönderdi. Bu iki sahabi, Ebu Ümame Es'ad b. Zürare'ye konuk oldular. Mus'ab b. Umeyr, Medineli müslümanların imamlığım yapıyordu. Sayıları kırka ulaştığında Mus'ab onlara cuma namazı kıldırdı. Bu iki sahabinin aracılığı ile içlerinde Üseyd b. Hudayr ve Sa'd b. Muaz'ın da bulunduğu pek çok insan müslüman oldu. Bu ikisinin müslüman olmasıyla o gün, Usayrim Amr b. Sabit b. Vakş dışında Abdüleşhel oğullarının kadın-erkek tamamı müslüman oldu. Usayrim'in müslüman olması Uhud savaşına kadar gecikti. O gün müslüman oldu ve savaşa katıldı. Allah'a bir tek secde etmeden öldürüldü.

 

Bu durum Hz. Peygamber'e (s.a.) bildirilince: "Az amel işledi, çok sevap kazandı." Buyurdu.

 

 

4- İkinci Akabe Biatı:

 

İslamiyet Medine'de arttı ve yaygın hale geldi. Sonra Mus'ab Mekke'ye döndü. O sene müslüman ve müşrik Medineli pek çok kimse hac mevsiminde hacca iştirak etti. Kafilenin başkanı Bera b. Ma'rur idi. Akabe gecesi, gecenin ilk üçte biri geçince 73 erkek ve 2 kadın Allah Rasulü'ne (s.a.) gizlice geldiler. Hem kavimlerinden ve hem de Mekke kafirlerinden korku duyarak o kadınlarını, oğullarını ve hanımlarını esirgeyip korudukları şeylerden Hz. Peygamber'i (s.a.) de korumak üzere Allah Rasulü'ne (s.a.) biat ettiler. O gece ilk biat eden Bera b. Ma'rur idi. Onun beyaz eli vardı. Zira biat akdini iyice pekiştirmiş ve bu konuda acele etmiştir. Yukarıda geçtiği üzere biatını sağlamlaştırmak için Allah Rasulü'nün (s.a.) amcası Abbas da biatta hazır bulunmuştu. Daha o vakit henüz kavminin dini üzere idi.

 

Allah Rasulü (s.a.) o gece biat edenler arasından 9'u Hazrec, 3'ü Evs kabilesinden olmak üzere 12 temsilci (= nakib) seçti. Hazrecliler: 1- Es'ad b. Zürare, 2- Sa'd b. Rabi, 3- Abdullah b. Ravaha, 4- Rafi' b. Malik, 5- Bera b. Ma'rur, 6- Cabir'in babası Abdullah b. Amr b. Haram: O gece müslüman olmuştu. 7- Sa'd b. Ubade, 8- Münzir b. Amr, 9- Ubade b. Samit. Evsliler: 10- Üseyd b. Hudayr, 11- Sa'd b. Hayseme, 12- Rifaa b. Abdülmünzir. Bu son temsilcinin yerine Ebu'l-Heysem b. Teyyihan'ın seçildiği de söylenmiştir.

 

İki kadın ise: 1- Kab b. Amr'ın kızı Umare Nüseybe: işte Müseylime bu kadının oğlu Habib b. Zeyd'i öldürmüştü. 2- Amr b. Adiyy'in kızı Esma.

 

Bu biat tamamlanınca biatta bulunanlar Allah Rasulü'nden (s.a.) Akabe halkı üzerine kılıçlarıyla eğilip onları kılıçtan geçirmek için izin istedilerse de Hz. Peygamber (s.a.) buna izin vermedi. Akabe tepesinden şeytan, işitilebilecek en nüfuzlu bir sesle: "Ey Mina'da konaklayanlar! Kara çalınmış adamla yanında bulunan dinlerinden dönmüş ( = Sabii) Medineliler, sizinle savaşmak üzere toplandılar!" diye bağırdı. Allah Rasulü (s.a.) yanındakilere: "Bu, Akabe şeytanıdır; alçağın oğludur." dedikten sonra seslenene de: "Dinle, ey Allah düşmam! Vallahi işimi bitirince senin hakkından geleceğim!" diye karşılık verdi.

 

 

5- Kureyşlilerin Olanları Duyması:

 

Sonra Hz. Peygamber (s.a.) herkesin konak yerlerine dağılmalarını emretti. Sabah olunca Kureyş ululan ve eşrafı Medinelilerin bulundukları yere kadar gelerek: "Ey Hacrec topluluğu! Kulağımıza geldiğine göre siz bu gece bizim adamla buluşmuş ve bizimle savaşmak üzere biat edip sözleşmişsiniz. Allaha yemin olsun ki, Arap kabileleri arasında sizinle savaşa girmekten duyduğumuz nefret kadar nefret duyabileceğimiz bir kabile yoktur; sizinle aramızda savaş çıksın istemiyoruz." dediler. Orada bulunan Hazredi müşrikler derhal: "Böyle bir şey olmadı, bilmiyoruz." diye Allah adına onlara yemin etmeye başladılar. Abdullah b. Übey b. Selul: "Bu asılsızdır. Böyle bir şey olmadı. Kavmim bana böyle bir şey danışmadı. Yesrib'de iken kavmim benimle danışıp benden emir almadan böyle bir iş yapmazlardı!" demeye başladı. Bunun üzerine Kureyşliler, yanlarından ayrıldı.

 

Bera b. Ma'rur hayvanına binip Medine yolunu tuttu. Batn-ı Ye'cec'e vardı. Müslüman arkadaşları peşinden yetiştiler. (Olayın gerçek olduğunu haber alan) Kureyş onları aramaya koyuldu. Sa'd b. Ubade'ye yetişip ellerini devesinin kolanı ile boynuna bağladılar. Döve döve, sürükleye sürükleye, saçından çeke çeke Mekke'ye soktular. Mut'im b. Adiy ve Haris b. Harb b. Ümeyye gelip onu ellerinden kurtardılar. Medineli müslümanlar onu kaybedince geri dönüp onu aramak konusunda müşavere ederlerken Sa'd çıkageldi. Böylece kafilenin tamamı Medine'ye ulaştı.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

C) MEKKE'DEN HİCRET