ZADU’L-MEAD |
İKİNCİ KİTAP PEYGAMBER'İN (S.A.) İBADETLER KONUSUNDAKİ TUTUMU |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
L) HZ. PEYGAMBER'İN
(S.A.) YAĞMUR DUASINDAKİ TUTUMLARI
Hz. Peygamber'in (s.a.)
Yağmur Duaları:
Hz. Peygamber'in (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) pekçok şekilde yağmur duasında bulunduğu sabittir:
Birinci şekil: Cuma günü
hutbe esnasında minberde yağmur duasında bulunmuştur ve şöyle dua etmiştir:
"Allah'ım,
imdadımıza yetiş! Allah'ım, imdadımıza yetiş! Allah'ım, imdadımıza yetiş!
Allah'ım, bize yağmur ver! Allah'ım, bize yağmur ver! Allah'ım, bize yağmur
ver!"
İkinci şekil: Halka,
namazgaha çıkıp yağmur duasında bulunacağı bir gün vadetti. Güneş doğunca
gösterişsiz giyimli, mütevazi, alçak gönüllü, vakarlı ve yalvarır bir vaziyette
evinden çıktı. Namazgaha varınca -doğruysa- minbere çıktı; -çünkü bu konuda
kalbimde bir tereddüt vardır- Ardından Allah'a hamdetti. O'na övgüde bulundu ve
O'nun büyüklüğünü belirtti. O esnada söylediği hutbe ve duadan günümüze kadar
geleni şöyledir:
"Hamd alemlerin
Rabbi, Rahman-Rahim ve din gününün sahibi Allah'a! Allah'tan başka tanrı
yoktur. O, dilediğini yapar. Allah'ım! Allah Sensin, Senden başka tanrı yoktur.
Zengin Sensin, bizler muhtacız. Üzerimize yağmur yağdır. Yağdırdığını da bize
kuvvet ve bir zamana kadar kalıcı kıl."
Sonra ellerini göğe
doğru kaldırdı. Yalvarmaya, niyaz ve dua etmeye başladı. Ellerini göğe o kadar
kaldırdı ki, koltuklarının beyazı göründü. Sonra sırtını cemaata dönüp kıbleye
yöneldi. İşte o sırada kıbleye yönelmişken ridasının şeklini değiştirdi. Sağını
sola, solunu sağa attı ve ridanın dışını içine, içini dışına çevirdi. Ridası
siyah dört köşe bir aba idi. Kıbleye yönelik vaziyette dua etmeye başladı.
Cemaat da aynı vaziyette idi. Sonra inip cemaata ezansız, kametsiz ve herhangi
bir sesleniş olmadan bayram namazı gibi iki rekat bir namaz kıldırdı. Her iki
rekatta da açıktan okudu. Birinci rekatta Fatiha'dan sonra A'la suresini,
ikincide ise Gaşiye suresini okudu.
Üçüncü şekil: Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), cuma dışında bir günde Medine minberinde sade
bir yağmur duasında bulundu. Bu yağmur duasında herhangi bir namaz kıldırdığı
naklolunmamıştır.
Dördüncü şekil: Mescidde
otururken yağmur duasında bulundu. Ellerini göğe kaldırıp Allah'a (c.c.) dua
etti. O zaman yaptığı duadan bize intikal edeni şöyledir:
"Allah'ım bize can
kurtaran, bereketli, her yeri kaplayan acil -gecikmez, faydalı- zarar vermez
bir yağmur ihsan et."
Beşinci şekil: Medine
mescidinin bugün Babü's-Selam denilen kapısına bir taş atımlık mesafede ve
mescidin o kapısından dışarı çıkanın sağına düşen Zevra mevkiine yakın bir yer
olan Ahcaru'z-Zeyt'de yağmur duasında bulundu.
Altıncı şekil: Bir gaza
sırasında müşrikler erken davranıp suyu tutmuşlar, müslümanlar susuz
kalmışlardı. Bunun üzerine müslümanlar, Allah Rasulüne (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yakındılar. Münafıklardan birisi de: "Şayet peygamber olsaydı, Hz.
Musa'nın kaymi için yağmur duasında bulunduğu gibi o da kendi kavmi için yağmur
duasında bulunurdu." dedi. Bunlar Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kulağına gidince: "Gerçekten bunu söylediler mi? Belki Rabbiniz
size yağmur gönderir." buyurdu. Sonra ellerini kaldırdı, dua etti.
Üzerlerine bir bulut geldi ve yağmur yağmaya başladı. Sel suları vadiyi
doldurdu. İnsanlar kana kana içtiler. Suya ihtiyaçları kalmadı.
Yağmur duasında okuduğu
dualardan bize intikal edenlerden bazıları: "Allah'ım, kullarını, dilsiz
hayvanlarını sula; rahmetini yay, ölü ülkeni dirilt!"
"Allah'ım, bize can
kurtaran, bereketli, hoş, faydalı, zarar vermez, acil-gecikmez bir yağmur ihsan
et.
Hz. Peygamber'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) her yağmur duasında bulunmasının ardından yağmur
yağmıştır.
Bir keresinde yağmur
duasında bulundu. Bunun üzerine Ebu Lübabe ayağa kalkıp: "Ey Allah'ın
Rasulü! Hurmalar kurutma kaplarında!" diyerek (yağmur suyundan hurmaların
bozulacağı kaygısını belirtti). Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
"Allah'ım, Ebu Lübabe çıplak kalkıp kurutma kabının su deliğini futasıyla
tıkamaya mecbur kalıncaya kadar bize yağmur ver!" diye dua edince yağmur
yağmaya başladı. Sahabiler Ebu Lübabe'nin yanında toplanıp:
"Sen Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söylediği gibi çıplak olarak kalkıp
kurutma kabının su deliğini futanla kapamadıkça kesinlikle yağmur
kesilmeyecek" dediler. Bunun üzerine dediklerini yaptı; hava derhal
a'çıldı.
Yağmur yoğun bir şekilde
yağmaya devam edince Hz. Peygamberden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) havanın
açılması için dua etmesini istediler. Hz, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de havanın açılması için şu şekilde dua etti:
"Allah'ım,
etrafımıza yağdır, üzerimize değil! Allah'ım, tepelere, dağlara, bayırlara,
vadi içlerine ve otlaklara yağdır. "
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağmur yağdığını görünce: "Allah'ım, bize
faydalı yağmur ver!" diye dua ederdi."
Yağmur yağarken
elbisesini (avret olmayan yerinden) açar, yağmurun (bedenine) dokunmasını
sağlardı. Bunun sebebi sorulunca da: "Yakında yaratıldığı için Rabbi ile
yakında buluşmuşlardır." buyurmuştur.
Şafii diyor ki: İtham
edemeyeceğim birisi Yezid b. el-Had'dan rivayet eder ki, Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sel aktığı zaman ashabına: "Haydin Allah'ın temizleyici
kıldığı şu şeyin yanına çıkıp onunla temizlenelim, bundan dolayı da Allah'a
hamdedelim" dedi.
Şafii devamla diyor ki:
İtham edemeyeceğim birinin bana İshak b. Abdullah'tan naklettiğine göre Hz.
Ömer, sel aktığı zaman arkadaşlarını sele doğru götürür ve "Her birimizin
buraya gelmesinden maksadı, yıkanmaktan başka birşey değildir." derdi.
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bulut ve rüzgarı görünce, bu durum yüzünden belli
olur, bir ileri bir geri giderdi. Yağmur yağınca bu durumu geçer, sakinleşirdi.
Böyle davranması o anda azap gelmesi endişesi taşıdığından kaynaklanmaktaydı.
Şafii diyor ki: Salim b. Abdullah babası Abdullah b. Ömer aracılığıyla Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağmur duasında şu duayı okuduğunu
nakletmiştir:
"Allah'ım! Bize can
kurtaran, içe sinen, bereketli, hoş, bol ve hayırlı, sırılsıklam eden, her
tarafı kaplayan bol sulu, yerleri örten, sürekli, devamlı bir yağmur ver.
Allah'ım! Bize yağmur
yağdır. Bizi ümitsizliğe düşenlerden eyleme!
Allah'ım! Kulların,
toprakların, hayvanların ve diğer yarattıkların öyle bir kıtlığa, öyle bir
sıkıntıya, öyle bir darlığa düştüler başkasına durumumuzu açamayız.
Allah'ım! Ekinlerimizi
yeşert, hayvanlarımızın memelerini doldur. Göğün bereketlerinden bize bereket
yağdır. Yerin bereketlerinden bizim için bitkiler çıkar.
Allah'ım! Bizden
yoksulluğu, çıplaklığı, açlığı kaldır. Senden başkasının def edemeyeceği belayı
bizden defet.
Allah'ım! Sen'den af
diliyoruz. Çünkü Sen şüphesiz çok affedicisin. Artık bize gökten bol bol yağmur
yağdır."
Şafii (r.h.) diyor ki:
İmamın bu duayı okumasını müstehap görüyorum. Bana ulaştığına göre, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağmur duasında bulunacağı zaman
ellerini göğe kaldırırdı. Yine bize kadar ulaşan bir haberde deniliyor ki, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağmur yağmaya başladığı ilk vakitlerde
yağmur altında kalır, bedenine yağmurun dokunmasını sağlardı. Bana gelen bir
başka haberde de Hz. Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabından
birisi sabah kalktığında yağmur yağmış olduğunu gördüğü zaman: "Allah'ın
insanlara verdiği herhangi bir rahmeti önleyebilecek yoktur. "[Fatır, 2]
ayetini okurdu.
Şafii der ki, hakkında
kötü düşünmeyeceğim birisinin Abdülaziz b. Ömer'den, onun da Mekhul'den
naklettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuşlardır:
"Ordular karşılaşıp
(savaşırken), namaza kamet getirilirken ve yağmur yağarken duanızın kabulünü
isteyin. "
Pek çok kimsenin yağmur
yağarken ve namaza kamet getirilirken dualarının kabulünü istediklerini duydum.
Beyhaki diyor ki: Bize
Sehl b. Sa'd'dan mevsul olarak nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber'in
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdukları rivayet olunmaktadır:
"Dua, ezan okunurken, savaş anında ve yağmur altında geri çevrilmez.
Ebu Ümame'den bize gelen
bir hadiste de Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Dört yerde göğün kapıları açılır, dualar kabul olunur: 1- Ordular
karşılaştığında, 2- Yağmur yağarken, 3- Namaza kamet getirilirken, 4- Kabe görüldüğünde.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
M) HZ.
PEYGAMBER'İN (S.A.) YOLCULUKLARI VE YOLCULUK ESNASINDAKİ İBADETLERİ