UMDETU’L

AHKAM

YİYECEKLER BÖLÜMÜ

 

BİR HUSUSA YEMİN EDİP BAŞKASININ HAYıRLI OLDUĞUNU GÖREN KİMSENİN HAYIRLI OLANI YAPIP YEMİNİNİN KEFFARETİNDE BULUNMASININ TEŞVİK EDİLDİĞİ

 

4241-9/3- ... o Zehdem el-Cermi'den rivayet etti. Eyyub, dedi ki: Ben elKasım'ın hadisi rivayetini Ebu Kilabe'nin hadisi rivayetinden daha iyi bellemiş bulunuyorum. O, dedi ki: Ebu Musa'nın yanında oturuyordu k. Sofrasının getirilmesini istedi. Sofrasında tavuk eti vardı. Nevaliye benzeyen kırmızı tenli teymullah oğullarından bir adam da içeri girdi. Ebu Musa ona: Hadi gel, dedi., o biraz tereddüt etti. Tekrar: Gelsene, dedi. Çünkü ben Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bundan yerken gördüm (diye ekledi). Bu sefer adam: Ben onu bir şeyler yerken gördüm de ondan tiksindim. Bu sebeple bir daha onu yememek üzere yemin ettim, dedi.

Bu sefer Ebu Musa, dedi ki: O halde gel sana ben bunu anlatayım. Rasulullah (s.a.v.)'e Eş'arilerden bir grup ile birlikte bizi taşıyacak binek vermek üzere gittim. O: ''Allah'a yemin olsun ki, ben size sizi taşzyacak binek vermeyeceğim. Hem benim yanımda sizi üzerinde taşzyacağzm bineğim de yok" buyurdu. Derken Allah'ın dilediği kadar bir süre kaldık. Sonra Rasulullah (s.a.v.)'e ganimet alınmış develer getirildi. Bizi çağırttı ve bize beyaz hörgüçlü beş deve verilmesini emir buyurdu. Biz ayrılıp gidince birbirimize:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yapmış olduğu yeminini unutturduk. Kesinlikle bize bereket ihsan olunmayacaktır, dedik ve onun yanına geri dönerek: Ey Allah'ın Rasulü! Biz sana bizi taşıyacak binek vermeni isteyerek gelmiştik. Sen de bize bizi taşıyacak binek vermeyeceği ne dair yemin etmiştin. Sonra da bize bizi taşıyacak binek verdin. Acaba unuttun mu ey Allah'ın Rasulü, dedik. O: "Ben Allah'a yemin ederim -inşallah- herhangi bir hususa dair yemin edip de başkasının ondan daha hayırlı olduğunu görecek olursam, mutlaka o hayırlı olanı yapar ve yeminime kefarette bulunurum. Haydi gidin. Aslında sizi taşıyacak binekleri size veren ancak yüce Allah'tır" buyurdu.

 

Açıklama:

 

"Ebu Musa'nın (4241) tavuk eti hakkında "Resulullah (s.a.v.)'i bundan yerken gördüm" demesinden tavuk etinin ve lezzetli yiyeceklerin mübah olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Decac (tavuk) lafzı horoz hakkında da kullanılır. Bu dal harfi kesreli (dicac) ve fethalı (decac) olarak da söylenebilir.

 

"Ganimet alınmış develer" Dil bilginlerinin, dediklerine göre "nehb" ganimet demektir. Çoğulu nun harfi kesreli olarak nihab ve nun harfi ötreli olarak nuhub diye gelir. Bu da mahluk anlamında halk lafzının kullanıldığı gibi menhub (ganimet alınmış) anlamında bir mastardır.

 

"Resulullah (s.a.v.)'e yeminini unutturduk." Yani biz, Onun yeminini hatırlamayıp onu unutmasına sebep olduk. Ona yeminini hatırlatmadık. Yani Ondan bu aldıklarımızı, yeminini unutmuş olduğu bir halde iken aldık.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

PARMAKLARI VE TABAĞI YALAMANIN, YERE DÜŞEN LOKMAYI ONA DEĞEN RAHATSIZ EDİCİ ŞEYLERİ SİLDİKTEN SONRA YEMENİN MÜSTEHAB OLDUĞU VE ELİ YALAMADAN ÖNCE SİLMENİN MEKRUH OLDUĞU BABI