UMDETU’L AHKAM |
YİYECEKLER BÖLÜMÜ |
EVCİL EŞEKLERİN ETİNİN YENMESİNİN HARAM KILINMASI |
4986-26/6- Bize Ebu Bekr b. Ebu
Şeybe de tahdis etti, bize
Ali b. Mushir, Şeybani'den
şöyle dediğini tahdis etti: Abdullah b. Ebu Evfa'ya evcil eşeklerin eti
hakkında sordum. O: Hayber günü açlıkla karşı karşıya
kaldık. Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte idik. Onlara
(Hayberlilere) ait şehirden çıkan eşekler ele
geçirdik ve onları kestik. Bizim tencerelerimiz kaynamakta iken Rasulullah (s.a.v.)'in münadisi: "Kazanları dökün,
eşek etlerinden hiçbir şey yemeyin" diye seslendi. Ben (Şeybanı): Onları neden haram etti dedim. O: Biz kendi
aramızda konuşup dedik ki: Onları kesin olarak haram etti. Onları onlardan
ganimetin beşte biri alınmadığı için haram etti diye konuştu.
Açıklama:
(4981) "Rasulullah (s.a.v.), Hayber günü
kadınlarla mut'a nikahını ve evcil eşeklerin etini yasakladL"
Evciller anlamındaki "el-insiyye" nun harfi sakin baştaki hemze kesreli de fethalı da (ensiyye şeklinde)
okunabilir. Bunlar iki meşhur söyleyiştir.
Evcil merkeplere
gelince, rivayetlerin bir çoğunda Nebi (s.a.v.)'in etlerini yemeyi Hayber günü yasakladığı belirtilmektedir. Bir rivayette
(4983) "Rasuluilah (s.a.v.), evcil eşeklerin
etlerini haram kıldı" daha başka rivayetlerde (4986 vb.) ise Rasulullah (s.a.v.), tencerelerin (içindeki etlerle)
kaynadıklarını görmüş ve dökülmelerini emir buyurmuş, onların etlerinden bir
şey yemeyin demiştir. Bir rivayette (4990) "Evcil eşeklerin etleri bize
yasak edildi" bir diğer rivayette (4993) Nebi (s.a.v.):
"Onları dökün ve
(çömlekleri) kzrın" buyurunca bir adam: Ey
Allah'ın Rasulü! Yahut içindekileri döksek ve onları
(kazanları) yıkasak (olmaz mı) deyince Allah Rasulü:
Yahut böyle yapın buyurdu. Bir başka rivayette (4995) "Nebi (s.a.v.)'in
münadisi: Şunu bilin ki Allah ve Rasulü size onu
(yemeyi) yasaklıyor. Çünkü o şeytanın işinden bir pisliktir diye nida
etti." başka bir rivayette (4996) "Her ikisi size (ehli) eşeklerin
etlerini yasaklıyor. Çünkü o bir pislik yahut bir necasettir diye nida etti.
Bunun üzerine tencereler içindekilerle birlikte döküldü" denilmektedir.
İlim adamları bu
mesele hakkında ihtilaf etmişlerdir. Ashab, tabUn ve onlardan sonra gelenlerin büyük çoğunluğu bu açık
ve sahih hadisler sebebi ile ehli eşek etlerinin haram olduğunu söylemişlerdir.
İbn Abbas ise haram
değildir demiştir. Malik'den de üç rivayet
nakledilmiştir. Bunların en meşhuru eşek etinin ileri derecede tenzihen mekruh olduğu rivayetidir. İkincisi haram,
üçüncüsü mübahtır. Doğru olanı ise açık hadisler
sebebi ile büyük çoğunluğun söylediği gibi haram olduğudur.
Ebu Davud'un Süneni'nde zikredilen Galib b. Ebcer'den şöyle dediği
şeklindeki hadise gelince: Açlık ile karşı karşıya kaldık. Benim malım da aile
halkıma yedirecek eşekten başka bir şeyim kalmamıştı. Rasulullah
(s.a.v.) ise daha önce evcil eşek etlerini haram kılmıştı. Bunun üzerine Nebi
(s.a.v.)'in yanına gittim ve: Ey Allah'ın Rasulü! Biz
kıtlık ile karşı karşıya bulunuyoruz. Malımda da aile halkıma semiz ehli
eşeklerden başka yedirecek bir şeyim yok. Sen de ehli eşek etlerini haram
kıldın dedim. O: "O halde aile halkına semiz eşeklerinden yedir. Ben
onları kasabanın pisliklerinden yedikleri için haram kılmıştım" buyurdu.
Bu hadis muzdarip ve oldukça ileri derecede ihtilaflı bir hadistir. Eğer sahih
olsa dahi zaruret halinde etlerinden yemek hakkında yorumlanır. Allah en iyi
bilendir.
(4986)
"Tencereleri dökün diye seslendi." Kadı Iyaz
dedi ki: Bunu vasıl elifi ve fe harfi fethalı olarak "kefee"
fiilinden bir fiil olarak zaptettik. Manası ise kalb
etmek, tersyüz etmektir. Bununla birlikte elifin kat elifi olup fe harfi kesreli "ekfee"den
mübai bir fiil olarak okunması da doğrudur. Her ikisi
de dil bilginlerinin bir çoğuna göre aynı anlamda iki söyleyiştir. Halil, Kisai, İbnu's-Sikkit,
İbn Kuteybe ve başkaları bunlar
arasındadır. Asmai dedi ki: Bunun için "kefee" denilir ama "başta" elif ile "ekfee" denilmez.
(4993) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
evcil eşeklerin etlerinin piştiği tencereler hakkında: "Onları dökün ve
(kapları) kırın" buyurması üzerine bir adam:
Yahut da onları
dökelim ve (kapları) yıkasak (olmaz mı) deyince Allah Rasulü
yahut böyle yapın buyurdu." Bu eşek etinin necis
ve haram olduğu hususunda gayet açıktır. Bunu diğer rivayette: (4995) "O
bir ricz (pislik)tir" ve (4996) "Bir ricz yahut bir necasettir" demesi de desteklemektedir.
Hadisten necasetin
isabet ettiği şeyi yıkamanın vacip olduğu ve necis
olmuş bir kabın bir defa yıkanması ile temiz olacağı, eğer bu köpek, domuz ve
ikisinden birisinin yavrusu dışındaki şeylerle necis
olmuşsa yedi defa yıkanmasına ihtiyaç olmadığı hükmü anlaşılmaktadır. Bizim
mezhebimizin de cumhurun görüşü de budur. Ahmed'e
göre ise ondan gelen iki rivayetin daha meşhur olanına göre hepsinde yedi defa
yıkamak icabeder.
Hadiste delil olan
yere gelince, Nebi (s.a.v.) yıkama emrini mutlak olarak vermiştir. Bu da bir
defa yapılırsa yerine getirilmiş olur. Şayet fazlası gerekseydi onu da mutlaka
açıklardı. Çünkü muhataplar arasında henüz yeni Müslüman olmuş kimseler ile
yıkama emrinden ancak mutlak olarak kullanılması halinde muktezasını
anlayan ve başkasını anlamayan onun durumunda kimseler de vardı. Muktezası ise bir defa yıkanmasıdır.
Rasulullah (s.a.v.)'in ilkin kabı kırmayı emretmesine gelince, bu
emir vahiy ile de içtihad ile de verilmiş sonra da nesh edilmiş ve sadece yıkanması muayyen hüküm olarak
kalmış olabilir. Bugün bu gibi kapları kırmak caiz değildir, çünkü bu bir malı
telef etmektir.
Ayrıca hadiste, necis kabı yıkamak halinde kullanılmasında bir sakınca
bulunmadığına da delil vardır. Allah en iyi bilendir.
4983-23/3- Bize Hasan b.
Ali el-Hulvanı ve Abd b. Humeyd de tahdis etti.
İkisi Yakub b. İbrahim b. Sa'd'dan
rivayet etti. Bize babam Salih'den tahdis etti, o İbn Şihab'dan rivayet ettiğine göre Ebu
İdris'in kendisine haber verdiği üzere Ebu Sa'l-ebe: Rasulullah
(s.a.v.), ehli merkeblerin etlerini yemeyi haram
kıldı dedi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
KELERİN
(YENİLMESİNİN) MÜBAH KILINMASI BABI