UMDETU’L AHKAM |
YİYECEKLER BÖLÜMÜ |
AT ETLERİNİN YENİLMESİ HAKKINDA BİR BAB |
4997-36/1- Bize Yahya b.
Yahya, Ebu Rab!' el-Ateki ve Kuteybe b. Said -lafız Yahya'ya ait olmak üzere-
tahdis etti. Yahya bize Hammad b. Zeyd, Amr b. Dinar'dan haber verdi derken
diğer ikisi tahdis etti dedi. (Amr) Muhammed b. Ali'den, o Cabir b.
Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.), Hayber günü eve il
eşeklerin etlerini yasakladı ve at etlerine izin verdi.
4998-37/2- Bize Yahya b.
Hatim de tahdis etti. .. Bana Ebli'z-Zubeyr'in haber verdiğine göre o Cabir b.
AbduIlah'ı şöyle derken dinledi: Biz, Hayber zamanında at ve yabani eşek
(etlerini) yedik. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizlere evcil eşekleri de
yasakladı.
Bunu bana Ebli't-Tahir
de tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi. Bana Yakub ed-Devraki ve Ahmed b.
Osman en-Nevfeli de tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Asım tahdis etti, (İbn Vehb
ile birlikte) ikisi İbn Cureye'den bu isnad ile rivayet etti.
4999-38/3- Bize Muhammed
b. Abdullah b. Numeyr de tahdis etti. .. Fatıma, Esma'dan şöyle dediğini
rivayet etti. Biz, ResuluIlah (s.a.v.) hayatta iken bir at kestik ve onu yedik.
Açıklama:
(4997)
"ResuluIlah (s.a.v.) Hayber günü ... ve at etlerine izin verdi." bir
rivayette de (4998) "Cabir dedi ki: Biz Hayber zamanında ... ve Nebi
(s.a.v.) evcil eşe ği yasakladı." Esma'nın rivayet ettiği hadiste (4999)
"ResuluIlah (s.a.v.) hayatta iken bir at kesip onu yedik"
denilmektedir.
İlim adamları at
etinin mübahlığı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Şafii'nin selef ve haleften
cumhurun görüşüne göre mübahtır, bunda kerahat da yoktur. Abdullah b.
ez-Zubeyr, Fedale b. Ubeyd, Enes b. Malik, Ebu Bekir kızı Esma, Süveyd b.
Zafele, Alkame, Esved, Ata, Şureyh, Said b. Cübeyr, Hasan-ı Basri, İbrahim
Nehai, Hammad b. Süleyman, Ahmed, İshak, Ebu Sevr, Ebu Yusuf, Muhammed, Davud,
muhaddislerin büyük çoğunluğu ve başkaları da böyle demişlerdir. Bir kesim ise
at etini mekruh görmüştür. İbn Abbas, Hakem, Malik ve Ebu Hanife de
bunlardandır. Ebu Hanife dedi ki: Etinin yenilmesi sebebi ile günahkar olunur
ama buna haram denilmez.
Bu kanaatte olanlar
yüce Allah'ın: "Bir de atlan katırlan ve eşekleri hem onlara binmeniz için
hem de süs olmak üzere (yarattı)" (NahI, 8) buyruğunu delil
göstermişlerdir. Burada yemeyi söz konusu etmemekle birlikte bundan önceki
ayette ise eti yenilebilir davarları söz konusu etmiştir demişlerdir. Ayrıca
Salih b. Yahya b. el-Mukaddem'in babasından, onun dedesinden, onun Halid b.
elVelid'den rivayet ettiği şu hadisi de delil gösterirler: "Rasulullah
(s.a.v.) at, katır ve eşek etlerini bir de yırtıcı hayvanlardan azı dişli
olanları yasakladı" hadisini delil göstermişlerdir. Bu hadisi Ebu Davud,
Nesai ve İbn Mace, Bakiye b. el-Velid'in Salih b. Yahya'dan bir rivayeti olarak
kaydetmişlerdir. Hadis imamlarından ve başkalarından olan ilim sahiplerinin de
ittifak ettiklerine göre bu zayıf bir hadistir. Hatta bazıları mensuh olduğunu
söylemişlerdir.
Cumhur ise Müslim'in
ve başkalarının zikretmiş olduğu mübah olduğu belirtilen hadisleri delil
göstermişlerdir. Bu hadisler hem sahih hem de gayet açıktır. Bunun dışında yine
mübahlık ifade eden sahih daha başka hadisleri de delil göstermişlerdir. Yasak
olduğu hususunda hiçbir hadis sabit olmamıştır. Ayet ile ilgili olarak da şu
şekilde cevap vermişlerdir. Bunların binmek ve zinet (süs) için söz konusu
edilmiş olmaları, onların menfaatlerinin özellikle bunlardan ibaret olmasına
delil değildir. Özellikle bu iki tarafın söz konusu edilmesi attan çoğunlukla
gözetilen maksadın bu oluşundan dolayıdır. Yüce Allah'ın: "Size meyte kan
ve domuz eti haram kılındı" (Maide, 3) buyruğu gibidir.
Burada etin söz konusu
edilmesi ondan gözetilen maksadın en büyüğünün o oluşundan dolayıdır. Çünkü
Müslümanlar domuzun yağının da kanının da diğer bölümlerinin de haram olduğu
üzerinde icma etmişler ve şöyle demişlerdir. İşte bundan dolayı şanı yüce
Allah, davarlar hakkında: "ve ağırlıklarınızı taşırlar" (NahI, 7)
buyurduğu halde atlar üzerinde ağır yüklerin taşınmasını söz konusu etmemiştir.
Böyle bir ifade ise atlar üzerinde ağır yükleri taşımanın haram kılınmış
olmasını gerektirmez. Allah en iyi bilendir.
(4999) Esma
(radıyallahu anha)'yı "bir at kestik" sözü Buharı'de: "bir at
boğazladık" şeklindedir. Yine Buhari'nin bir rivayetinde Müslim'in
zikrettiği gibi "kestik" şeklindedir. Böylelikle iki rivayet bir
arada şöyle ce telif edilebilir. Bunlar iki ayrı olaydır. Bir seferinde
kestiler, bir diğerinde boğazladılar. Tek bir hadise olması da ve her iki
lafzın mecaz olarak kullanılmış olması da mümkündür. Sahih olan ise
birincisidir. Çünkü gerçek anlamı kabul etmek imkansız olmadığı sürece mecaz
anlamına gidilmez. Burada gerçek anlamını kabul etmek ise imkansız değildir.
Aksine gerçek anlamı ile yorumlamanın önemli bir faydası vardır. O da şudur:
Boğazlanması söz konusu olan hayvanı kesmek ve kesilmesi söz konusu olanı
boğazlamak caizdir. Bu hususta da icma vardır. Buna aykırı hareket eden daha
faziletli olana muhalefet etmiş olmakla birlikte böyledir.
Faras (at) ise erkek
hakkında da dişi hakkında da kullanılır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
EVCİL EŞEKLERİN
ETİNİN YENMESİNİN HARAM KILINMASI BABI