UMDETU’L AHKAM |
YEMİNLER VE ADAKLAR |
ADAĞIN YERİNE GETİRİLMESİNİ EMİR BABI |
4211-1/1- ... Sa'd b. Ubade annesinin üzerine
borç olan ve onu yerine getiremeden vefat eden annesinin bir adağı hakkında
fetva sordu Rasülullah (s.a.v.): "Onu annenin yerine
sen yerine getir" buyurdu.
Açıklama:
"Sa'd b. Ubade annesının
borcu olan ve yerine getirmeden önce vefat ettiği bir adağı hususunda Rasülullah (s.a.v.)'den fetva sordu. Rasülullah
(s.a.v.)'de: "Onun adağın! onun yerine sen getir" buyurdu.
Müslümanlar adakta
bulunmanın sahih olduğu ve eğer adak ile yerine getirilmesi adanan husus bir
itaat ise gereğini yerine getirmenin vacip olduğu üzerinde icma
etmişlerdir. Şayet masiyet olan bir hususu yahut da
pazara girmek gibi mübah olan bir hususu adayacak olursa
böyle bir adak olmaz ve bize (Şafii mezhebine) göre bunun için keffaret gerekmez. İlim adamlarının büyük çoğunluğu da
böyle demiştir. Ahmed ve bir grup ilim adamı ise
bundan dolayı yemin keffareti gerekir demişlerdir.
Rasülullah (s.a.v.)'in: "O adağı onun yerine sen getir"
buyurması ölen kimsenin yerine getirmesi gereken (vacip) hakların yerine
getirilmesi gerektiğine bir delildir. Mali hakların yerine getirilmesi hususu
üzerinde icma vardır. Bedeni haklarda ise görüş
ayrılığı bulunmaktadır. Ayrıca Şafii ile bir kesimin kanaatine göre ölü
hakkında vacip (farz) olan zekat, keffaret ve adak
gibi mali hakların yerine getirilmesi icap eder. İster bunları vasiyet etmiş
olsun, ister etmemiş olsun, insanlara olan borç gibi. Malik, Ebü Hanife ve Mezheblerine
mensup ilim adamları ise bunları vasiyet etmesi hali dışında bunların
hiçbirisini yerine getirmek gerekmemektedir. Maliki mezhebi alimleri ise eğer
vasiyet etmemiş ise zekat hususunda görüş ayrılıkları vardır demişlerdir. Allah
en iyi bilendir.
Kadı Iyaz, dedi ki: İlim adamları Sa'd'ın
annesinin burada sözü geçen adağının ne olduğu hususunda farklı kanaatlere
sahiptir. Bunun mutlak bir adak olduğu söylendiği gibi bir oruç olduğu, bir
köle azad etmek olduğu, bir sadaka vermek olduğu dahi
söylenmiştir. Her bir görüşün sahibi, Sa'd'ın annesi
olayı hakkında gelmiş çeşitli hadisleri delil göstermişlerdir. Kadı Iyaz devamla, dedi ki:
Bununla birlikte
adağının bu hadislerde sözü geçenlerden farklı olması ihtimali de vardır. Daha
güçlü görülen bu adağın ya mal ile ilgili ya da müphem (belirsiz) bir adak olduğudur. Bunu ise Darakutni'nin rivayet ettiği Malik yoluyla gelen hadis-i şerifdir. Bu hadise göre Nebi (s.a.v.) ona: ';4nnen adına
su dağıt" buyurmuştur. Onun adına oruç tutma ile ilgili hadisleri bu sanat
erbabı olan kimseler senedinde ve metninde ravilerinin
ihtilafı ve çokça muzdarip olması dolayısı ile illetli kabul etmişlerdir.
"Onun adına köle azad edeyim mi?" rivayetini nakledenlerin bu rivayeti
de uygun bir rivayettir. Çünkü köleyi hürriyetine kavuşturmak da mal ile ilgili
bir adaktır. Bununla beraber onun köle hürriyetine kavuşturmak yükümlülüğünün
olduğuna dair kesin bir ifade taşımamaktadır. Allah en iyi bilendir.
Şunu bilelim ki, hem
bizim mezhebimizin hem cumhurun görüşüne göre mirasçı kimsenin eğer mali bir
adak değil ise ölü üzerine vacip olan adağı yerine getirmek zorunda değildir.
Yine adağın mali bir adak olmakla birlikte geriye terikesi
yoksa da yükümlü değildir. Ama bunu yerine getirmesi onun için müstehab olur.
Zahiri Mezheb alimleri ise Sa'd (radıyallahu anh)'ın rivayet ettiği bu hadis dolayısı ile onu yerine
getirmesi gerekir. Bizim delilimiz mirasçı olan kimsenin böyle bir yükümlülüğü
üzerine almadığından dolayı bunun bağlayıcı olmayacağıdır. Diğer taraftan Sa'd'ın hadisi onun bu adağı annesinin terikesinden
yerine getirdiği yahut da kendisinin bir teberru (bağış) olmak üzere bunu ifa
ettiği anlamına gelme ihtimali de vardır. Diğer taraftan hadis-i şerifte onun
bunu yerine getirmek ile yükümlü tutulduğu nu ortaya
koyan açık bir ifade de bulunmamaktadır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
KA'B BİN MALİK'İN
VE İKİ ARKADAŞININ TEVBE ETMESİ HADİSİ BABI