UMDETU’L AHKAM |
YEMİNLER VE ADAKLAR |
KA'B BİN MALİK'İN VE İKİ ARKADAŞININ TEVBE ETMESİ HADİSİ
BABI |
6947-53/1- Bana Ebu't-Tahir Ahmed
b. Amr b. Abdullah b. Amr
b. Ferruh -Umeyye
oğulları'nın azadlısı- tahdis
etti, bana İbn Vehb haber
verdi, bana Yunus İbn Şihab'dan
şöyle dediğini haber verdi: " ... Ey Allah'ın Rasulü!
Tevbemin bir kısmı da Allah'a ve Rasulü'ne
(s.a.v.) sadaka olmak üzere malımı elimden çıkarmaktır dedim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): "Malının bir kısmını (elinde)
tut. O senin için daha hayırlıdır" buyurdu.
Açıklama:
"Tevbemin bir gereği olarak Allah'a ve Rasulullah
(s.a.v.)'e bir sadaka olmak üzere malımı elimden çıkarmaktır ... " Malımı
elimden çıkarmaktan kastı onu tasadduk etmektir.
Buradan yeni karşılaşılan nimetler dolayısı ile şükür olmak üzere sadaka
vermenin müstehab olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
Özellikle karşı karşıya kalınan bu yeni nimet büyük ise. Rasulullah
(s.a.v.)'in ona malının bir kısmını sadaka vermek ile yetinmesini emretmesi,
fakirlikten dolayı zarar görmesinden ve darlığa katlanamayacağından
korkmasından dolayıdır. Durumun böyle olması Ebu
Bekir (radıyallahu anh)'ın malının tamamını tasadduk
etmesine aykırı değildir. Çünkü o sabreden haline rıza gösteren birisi idi.
Eğer: Daha önce ben
elbisemi çıkarıp verdim, Allah'a yemin olsun onlardan başkasına da sahip
değildim" demiş olmakla birlikte malımın tümünü elimden çıkarıyorum deyip
kendisinin bir malı olduğunu nasıl söylemiştir denilecek olursa cevap şudur:
Burada malımı elimden çıkartmak istiyorum derken kastettiği arazi ve akar
(taşınmaz) mallarıdır. Bundan dolayı "Hayber'deki
payımı alıkoyuyorum" demiştir. "Onlardan başkasına sahip
değildim" sözünden maksat ise elbise ve buna benzer armağan olarak ve
müjdeciye verilebilecek elbise ve benzeri şeyleri kastetmiştir.
Bu ifadede yeminin
niyet ile tahsis edilebileceği ne (anlamının özelleştirilip
daraltılabileceğine) delil vardır. Bizim mezhebimizin görüşü de budur. Bir
kimse malının olmadığına dair yemin ederse ve bu arada bir tür malı niyet
ederse başka türden sahip olduğu mal sebebi ile yemini yalan olmaz. Yahut da
yememeye yemin edip hurma yemiyeceğini niyet ederse
ekmek yediği taktirde yeminini bozmuş olmaz.
Çıkarılacak
derslerden:
1 -Açık bir nimete mazhar olan yahut üzerinden açık bir sıkıntının uzaklaştığı
kimsenin uygun olan malından yüce Allah'a bu ihsanı dolayısı ile şükür olmak
üzere bir şeyler tasadduk etmesi müstehabtır.
Mezheb ''alimlerimiz böyle bir kimsenin şükür secdesi
de yapmasının sadaka vermesinin de birlikte müstehab
olduğunu söylemişlerdir. Bu iki husus da hadiste bir arada söz konusu olmuştur.
2- Darlığa
sabredemeyeceğinden korkan kimsenin malının tamamını sadaka olarak vermemesi müstehaptır. Hatta bunu yapması onun için mekruhtur.
3- Malının tamamını tasadduk etmek isteyen bir kimseyi gören kimse, eğer
darlığa sabredemeyeceğinden korkarsa bu işi yapmamasını söylemesi ve bir
kısmını sadaka olarak dağıtmasını ona yol göstermek üzere belirtmesi müstehaptır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: