UMDETU’L

AHKAM

KISAS BÖLÜMÜ

 

CENİN'İN DİYETİ VE HATA YOLU İLE ÖLDÜRME VE KASTA BENZER ÖLDÜRME HALİNDE DİYETİN, CANİNİN AKİLESİ TARAFINDAN ÖDENMESİ GEREKTİĞİ BABI

 

4373-39/9- ... (Hişam) babasından, o Misver b. Mahreme'den şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. Hattab insanlarla kadının cenini hakkında istişare etti. Muğire b. Şu'be bunun üzerine: Ben Nebi (s.a.v.)'in onun hakkında bir gurre yani bir köle yahut bir cariye hükmünü verdiğine tanık oldum, dedi. (Misver), dedi ki: Bunun üzerine Ömer: Seninle birlikte şahitlik edecek birisini bana getir, dedi. (Misver): Bunun üzerine Muhammed b. Mesleme onun lehine şahitlik etti, dedi. 

 

Açıklama:

 

(4373) "Ömer b. el-Hattab (radıyallahu anh) insanlarla kadının düşürdüğü cenin hakkında istişare etti." Müslim'in bütün nüshalarında (cenin anlamındaki) "mılas" lafzında mim harfi kesreli lam harfi şeddeli son harfi de sad'dır. Bu da kadının cenini demektir. Ama sözlükte bilinen kullanım kesreli bir hemze başa getirilerek "imlasulmerre" kullanımıdır. Dil bilginleri der ki: emlasat ezlagat ehvelet ve ahdaat fiillerinin hepsi aynı anlamdadır. Bu da kadının cenini vaktinden önce bırakmasını anlatır. Elden kayan her bir şey hakkında mim harfi fethalı lam harfi kesreli olarak melisa denilir. Mastarı ise lam harfi fethalı olarak "melasan" diye gelir. Emlasa da söylenir. İki ayrı söyleyiş olur.

 

El-Humeydi bu hadisi el-Cem Beyne's-Sahihayn adlı eserinde zikredip şunları söylemiştir: Dilde bilinen hemzeli olarak "imlas" kullanımıdır. Kadı Iyaz, dedi ki: Bir şeyin elden kaçmasını anlatmak için "melesa'ş-şey'u"kullanımı görülmüştür. Eğer bununla cenin kastedilecek olursa Milas kullanılabilir.

 

"Bize Veki' Hişam b. Urve'den tahdis etti. .. Kadının düşürdüğü cenin hakkında istişare etti." Bu hadis de Darakutni'nin Müslim'e istidrakte bulunduğu hadislerdendir. O, dedi ki: Veki' bu hadiste yanılmış ve Hişam'ın arkadaşları ona muhalefet ederek hadisin senedinde Misver'i zikretmemişlerdir. Doğrusu da budur. Müslim de Veki'nin hadisinden başkasını zikretmemiş bulunuyor. Buhari ise ona muhalif rivayet edenlerin hadisini zikretmiştir. Doğrusu budur. Darakutni'nin, dediği budur. Ama Buhari'de Hişam'dan, o babasından, o Muğire'den rivayet ettiğine göre Ömer (radıyallahu anh) kadının düşük yapması hakkında sordu şeklindedir. Ama hadisin muttasıl olabilmesi için Misver'in ve Urve'nin zikredilmesi mutlaka gerekir. Çünkü Urve Ömer b. el-Hattab'a (radıyallahu anh) yetişmemiştir.

 

 

 

4367-36/3- Bana Ebu't-Tahir de tahdis etti, bize İbn Vehb tahdis etti.

Bize Harmele b. Yahya et-Tudbi de tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus İbn Şihab'dan haber verdi, o İbnu'l-Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre, dedi ki: Huzeyl'den iki kadın birbiri ile kavga etti, onlardan biri diğerine bir taş atarak onu ve karnındakini öldürdü. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e dava ettiler. Rasulullah (s.a.v.)'de O kadının diyetinin bir gurre yani bir köle yahut bir cariye olduğuna hüküm verdiği gibi kadının diyetinin onun (öldüren kadının) akilesi üzerine (onlar tarafından ödeneceğine) hüküm verdi. (Öldürülen) kadını onun çocuğunu ve onlarla birlikte olanları da mirasçı yaptı. Hamel b. en-Nabiğa el-Hüzeli ise:

Ey Allah'ın Rasulü! Ben bir şey içmemiş, yememiş, konuşmamış, ağlamamış birisinin cezasını nasıl ödeyeyim? Böyle birisinin cezası olmaz hederdir deyince Rasulullah (s.a.v.): "Bu ancak kahinlerin kardeşlerindendir" buyurdu. O sed'li konuştuğu için Allah Rasulü böyle, dedi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İNSANIN CANINA YAHUT BİR ORGANINA KASTEDİP SALDIRAN KİMSEYİ SALDIRIYA UĞRAYAN KİŞİ SALDIRGANA KARŞI KENDİSİNİ SAVUNURKEN ONU ÖLDÜRECEK YAHUT BİR ORGANINI TELEF EDECEK OLURSA TAZMİNAT SORUMLULUĞUNUN OLMADlĞI BABI