UMDETU’L AHKAM |
NİKAH BÖLÜMÜ |
ÜÇ TALAK İLE BOŞANMIŞ BİR KADIN KENDİSİNİ BU ŞEKİLDE
BOŞAYANDAN BAŞKA BİR KOCA İLE NİKAHLANIP O KOCA ONUNLA CİNSİ MÜNASEBETTE
BULUNDUKTAN SONRA ONDAN AYRILIP İDDETİ DE BİTMEDİKÇE KENDİSİNİ İLK BOŞAYAN
KOCASINA HELAL OLMAYACAĞI BABI |
3512-11111- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve Amr en-Nakid -lafız Amr'a ait olmak üzere- tahdis edip
dediler ki: Bize Süfyan, ez-Zühri'den tahdis etti, o Urve'den, o Aişe'den şöyle
dediğini rivayet etti: Rifaa'nın hanımı Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gelerek: Ben daha önce Rifaa'nın yanında idim. O beni üç talak ile
boşadı. Ondan sonra ben de Abdurrahman b. ez-Zebir ile evlendim. Onun
beraberindeki ise elbisenin saçağı gibidir dedi. Bunun üzerine Rasulullah
(s.a.v.) gülümsedi ve: "Sen Rif6a'ya dönmek mi istiyorsun? Sen onun
balcağızını tadıncaya o da senin balcağızını tadıncaya kadar olmaz"
buyurdu.
(Aişe r.anha.) dedi ki:
Ebu Bekir o sırada yanında idi, Halid b. Said ise kapıda kendisine izin
verilmesi için bekliyordu. Halid hemen: Ey Ebu Bekir! Sen bu kadının Rasulullah
(s.a.v.)'e neleri açık açık konuştuğunu işitmiyor musun? diye seslendi.
Açıklama:
Rifaa'nın hanımının:
"Ben Abdurrahman b. ez-Zebır ile evlendim" ifadesinde Abdurrahman'ın
babasının adı ze fethalı, be kesreli söyleneceğinde hiçbir görüş ayrılığı
yoktur. Adı ez-Zebir b. Bata'dır. Batıya olduğu da söylenir. Abdurrahman da
sahabe idi. ez-Zebir ise Benu Kurayza kazasında Yahudi olarak öldürülmüştür.
İşte sözünü ettiğimiz bu Abdurrahman b. ez-Zebır b. Bata el-Kurazı, Rifaa
el-Kurazı'nin hanımı ile evlenen kişidir.
Rifaa'nın hanımının:
"Beni üç talak ile boşadı" demesi artık bütün talak haklarını
kullanmış olduğunu anlatmaktadır.
"Elbisenin
saçağı" ibaresindeki "hudbe: saçak" lafzında he harfi ötreli, dal
harfi sakindir. O da elbisenin dokunmadan bırakılmış sarkan ucuna denir. Bunu
gözün çevresindeki kirpiklere benzetmişlerdir.
Rasulullah
(s.a.v.)'in: "Sen onun balcağzzznl tadıncaya o da senin balcağızını
tadıncaya kadar olmaz" buyruğunda balcağız anlamındaki "useyle"
lafzında ayn harfi ötreli, sin harfi fethalı olup "asele: bal"
lafzının küçültme ismidir. Bu ise cimadan kinayedir. Lezzeti balın lezzetine ve
tadına benzetilmiştir. Dilcilerin söylediklerine göre balcağız lafzının müennes
getirilmesi bal lafzında müzekkerlik ve müenneslik olmak üzere iki niteliğin
bulunmasından dolayıdır. Nutfeyi kastederek bu lafzı müennes söylenmiş ise de
bu zayıftır. Çünkü cimada inzal şart değildir.
Bu hadis-i şeriften
anlaşıldığı üzere üç talak ile boşanmış olan bir kadının kendisini boşamış
olana helal olması ancak ondan başka bir kocayı nikahlayıp bu koca da onunla
cima ettikten sonra ayrılması ve iddetin bitmesinden sonra helalolabilir.
Başkasının ona sadece nikah akdi yapması onun ilk kocası için helal olmasını sağlamaz.
Ashab, tabiin ve onlardan sonraki bütün ilim adamları böyle demiştir.
Ama Said b.
el-Müseyyeb tek başına ikincisi onunla nikah akdi yaptıktan sonra ayrılırsa
birincisine helal olur, ikincisinin cinsel ilişki kurması şart değildir
demiştir. Çünkü yüce Allah: "Ondan başka bir koca nikahlamadıkça"
(Bakara, 230) buyurmaktadır. Nikah ise sahih kabul edilen kanaate göre hakiki
anlamı ile akit hakkında kullanılır. Cumhur ise bu hadisin, ayetin genel
ifadesini tahsis ettiğini ve ayetten maksadın ne olduğunu beyan etmektedir diye
cevap vermişlerdir.
İlim adamları der ki:
Muhtemelen Said b. el-Müseyyeb'e bu hadis ulaşmamış olabilir. Kadı Iyaz dedi
ki: Bu Said'in görüşünü Haricilerden bir kesimden başka kabul eden olmamıştır.
İlim adamları kocanın haşefesini inzal olmadan dahi fercine sokmasının yeterli
olacağını ittifakla kabul etmişlerdir. Hasan-ı Basri istisna teşkil ederek
meninin inzalini de şart koşmuş ve balcağızın gerçek anlamının bu olduğunu
söylemiştir. Cumhur ise: Erkeklik organının girmesi ile lezzet ve balcağız
hasıl olur. Eğer o kadın ile fasid bir nikah ile ilişki kuracak olursa sahih
olan kanaate göre birincisine helal olmaz. Çünkü o bir koca değildir.
"Nebi (s.a.v.)
gülümsedi." İlim adamlarının dediklerine göre:
Gülümsemesi kadının
açıkça konuşması ve adeten kadınların haya ettiği böyle bir şeyi açık açık
ifade etmesi dolayısıyla yahut da birinci kocasını arzulayıp ikincisinden
tiksinmesinden dolayıdır. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
ZiFAFTAN SONRA
KOCANIN, BAKİRENİN VE DULUN YANINDA KALMASINI HAK ETTİĞİ SÜRENİN NE KADAR
OLDUĞU BABI