UMDETU’L AHKAM |
HACC BÖLÜMÜ |
İHTİYAÇ DUYAN KİMSE İÇİN HEDİYE KURBANLIK DEVEYE
BİNMENİN CAİZ OLDUĞU BABf |
3195-371/1- Bize Yahya
b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, Ebu Zinad'dan rivayetini okudum,
o A'rec'den, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasulullah
(s.a.v.) bir kurbanlık deveyi sürerken görmüş, sonra da: "Ona bin"
buyurmuştu. Adam: Ey Allah'ın Rasulü! Bu bir
kurbanlık devedir diye cevap verince, Rasulullah
(s.a.v.): -ikinci yahut üçüncü defasında-: "Vay senin haline! Ona
binsene" buyurdu.
Açıklama:
(3195) "Rasulullah (s.a.v.) bir kurbanlık deveyi süren bir adam
gördü ... " diğer rivayette (3197) "Vay sana! Bin ona. Vay sana! Bin
ona" Cabir (r.a.)'ın
rivayetinde (3201) "Ona binmeye mecbur kalırsan bir başka binek buluncaya
kadar maruf bir şekilde ona binebilirsin."
Bu hadis-i şerifler
hediyelik kurbanlık olarak gönderilen deveye binmenin caiz olduğuna delildir.
Bu hususta çeşitli görüşler vardır. Şafii'nin görüşüne göre ona ihtiyacı olursa
binebilir. İhtiyacı olmadan ona binemez. Ayrıca ona herhangi bir zarar
vermeksizin maruf bir şekilde binebilir. İbnu'l-Munzir ve bir topluluk da böyle demişlerdir. Aynı zamanda Malik'den gelen bir rivayette bu şekildedir. Urve b. ez-Zubeyr diğer rivayete
göre Malik, Ahmed ve İshak
ise ona zarar vermemek sureti ile ihtiyacı olmadan dahi binebilir demişlerdir.
Zahiri mezhebi alimleri de böyle demiştir.
Ebu Hanife ise, çaresiz kalmadığı
sürece ona binemez demiştir. Kadı Iyaz bazı ilim
adamlarından bu husustaki emrin mutlak olması ve cahiliye
dönemi insanlarının bahire, saibe, vasile ve ham
denilen davar türlerine gösterdikleri saygıya ve sırtlarına binmeksizin onları
başıboş bırakmalarına muhalefet olsun diye onlara binmeyi vacip kabul etmiştir.
Cumhurun delili Rasulullah (s.a.v.)'in hediyelik
kurbanlık göndermekle birlikte bu hediyelik kurbanlıklarına binmediği gibi
insanlara da hediyelik kurbanlıklara binmelerini emretmemiş olmasıdır. Bizim Urve'ye ve ona uygun kanaat belirtenlere karşı delili ise Cabir'in zikredilmiş olan rivayetidir. Allah en iyi
bilendir.
Rasulullah (s.a.v.)'in: "Vay sana! Bin ona" buyruğuna
gelince "veyı" aslında, helak olacak yere
düşen kimse hakkında kullanılan bir sözdür. Denildiğine göre bu kimse son
derece yorgun ve bitkin düşüp o hayvana binmeye muhtaç birisi idi. Bir diğer
açıklamaya göre bu, sözgelişi dilden dökülüveren ve ilk kullanılış maksadına
göre kullanılmayan, aksine Arapların sonraki kelamlarına destek yaptığı bir
sözdür. Tıpkı bir kimsenin diğerine anasız kalasıca, babasız kalasıca, elleri
toprağa değesice, Allah kahretsin onu ne kahramandır,
saçları traş ola, boğazları kesilesice
ve benzeri tabirlerde olduğu gibi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
KURBANLIĞIN
ETLERİNİ, DERİLERİNİ VE ÇULLARINI TASADDUK ETMEK HAKKINDA BİR BAB