UMDETU’L AHKAM |
İTİKAF |
KARISI YAHUT KENDİSİNE MAHREM OLAN BİR KADIN İLE
BİRLİKTE HALVETTE (YALNIZ BAŞINA) KALDIĞI GÖRÜLEN BİR KİMSENİN HAKKINDA KÖTÜ
ZANDA BULUNULMASINI ÖNLEMEK İÇİN: "BU FİLAN KADINDIR" DEMESİNİN
MÜSTEHAB OLDUĞUNUN BEYANI BABI |
5643-24/2- ... Ali b. Huseyn'den, o Huyey kızı Safiye'den şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (s.a.v.)
itikafta idi. Geceleyin Onu ziyarete gittim, Onunla (bir süre) konuştuktan
sonra gitmek üzere ayağa kalktım. O da beni yolculamak
üzere benimle birlikte kalktı. Safiyenin meskeni Usame b. Zeyd'in evinde idi. O
esnada Ensar'dan iki adam geçti. Nebi (s.a.v.)'i
görünce hızlandılar. Nebi (s.a.v.): "Acele etmeyin. Bu Huyey
kızı Safiye'dir" buyurdu. İki adam: Subhanallah! Ey Allah'ın Rasulü!
Dediler, O: "Şüphesiz şeytan içinde kanın aktığı yerden akar. Ben onun
kalplerinize bir şer bırakmasından korktum" yahut da "bir şey"
buyurdu.
5644-25/3- ... Ali b. Husayn'in haber verdiğine göre Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in zevcesi kendisine şunu haber
verdi: Nebi (s.a.v.)'e Ramazan'ın son on gününde mesciddeki
itikafı esnasında onu ziyaret etmek üzere gelmişti. Yanında bir süre
konuştuktan sonra gitmek üzere kalktı. Nebi (s.a.v.) de onu uğurlamak için
kalktı. Sonra Ma'mer'in hadisi ile aynı manada
(hadisi) zikretti. Ancak rivayetinde dedi ki: Bunun üzerine Nebi (s.a.v.):
"Şüphesiz şeytan insanda kanının ulaştığı yere ulaşır" buyurduğunu
zikretti ve "akar" demedi.
Açıklama:
Rasulullah (s.a.v.)'in Safiye (radıyallahu
anha)'nın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i itikafı
esnasında yatsı vakti ziyaret edip Allah Rasulü'nün
iki adamı görmesi üzerine "Bu Safiye'dir
demesine karşılık o iki kişi: Subhanallah deyince O:
Şüphesiz şeytan insan içinde kanın aktığı yerden akar buyurması ile ilgili
hadis-i şeriften anlaşılan çeşitli hususlar bulunmaktadır:
1. Nebi (s.a.v.)'in
ümmetine mükemmel şefkati, onların maslahadarını
dikkate alması, kalplerini ve azalarını koruması görülmektedir. Çünkü "O mü'minlere karşı çok merhametli idi." (Ahzab, 43) Bundan ötürü şeytanın o iki sahabinin
kalbine bir takım menfi duygular salmasından korkup helak edilmekle karşı
karşıya kalmalarından çekinmişti. Çünkü nebiler hakkında kötü zan beslemek icma ile küfür kabul edilmiştir. Onlar hakkında büyük günah
işlemek ise caiz (mümkün) değildir.
2. Nebi (s.a.v.)
hakkında bu türden bir zan besleyen kişi kafir olur.
3. Kadının itikafta
bulunan kocasını gece yahut gündüz ziyaret etmesi caizdir ve bunun itikafına
bir zararı yoktur. Fakat onunla çokça oturmak, konuşmasından zevk alacak hale
gelmek, onunla cima'ya yol olmaması yahut öpüşme ve
buna benzer itikafı ifsad eden hallerle
neticelenmemesi için fazlası mekruh görülmüştür.
4. İnsanların kişi
hakkında kötü zan beslemelerine maruz bırakmaktan sakınmak müstehab
görülmüştür. Ayrıca esenliği aramak ve bunun için sahih mazerederi
göstermek hak olmakla birlikte açıkça görülemeyen ve Zahiren münker gibi kabul edilen bir fiil işleyecek olursa kötü
zannı bertaraf etmek için durumunu açıklaması da müstehaptır.
5. Şey tan ın hile ve tuzaklarına karşı korunmaya hazırlıklı olmak
gerekir. Çünkü o insanın içinden kanının aktığı yerlerde akar. İnsan bu
bakımdan onun vesvese ve şerlerinden korunmaya hazırlıklı olmalıdır. Allah en
iyi bilendir.
"Şüphesiz şeytan
insanın içinden kanın ulaştığı yerlere ulaşır" buyruğu ile ilgili olarak
Kadı Iyaz ve başkaları şöyle demiştir: Bu buyruğun
Zahir anlamı üzere olduğu ve yüce Allah'ın ona insanın içinden kanın ulaştığı
yerlere gitme güç ve kudretini vermiş olduğu şeklinde açıklandığı gibi şeytanın
çokça aldatıp vesvese vermesinden ötürü istiare yolu ile yapılmış bir anlatım
olduğu da söylenmiştir. O da kan nasıl insandan ayrılmıyorsa öylece insandan
ayrılmıyor gibidir. Bir diğer açıklamaya göre şeytan vesvesesini bedende
bulunan oldukça ince deliklere bırakır ve böylelikle vesvese kalbe kadar
ulaşır. Allah en iyi bilendir.
(5642) "Ey filan!
Bu benim zevcem filandır" buyruğu bütün nüshalarda bu şekilde ye'den önce te ile "zevceti: zevcem" şeklindedir. Her ne kadar bu te'nin hazfedilmesi daha meşhur ise de bu da sahih bir
söyleyiştir. Kur'an-ı Kerim ayetleri gelmiş
bulunmaktadır. Aynı şekilde te harfi ile kullanıldığı
da çoktur.
(5643) "Beni
uğurlamak için benimle beraber kalktı" yani beni evime göndermek için
kalktı. Buradan da itikafta bulunan bir kimsenin mescidden
çıkmadığı sürece zevcesi ile beraber yürümesinin caiz olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca hadiste mescidin dışına çıktığına dair bir ifade yoktur.
Rasulullah (s.a.v.)'ın: "yavaş
olun" yani yürürken hızınızı artırmanıza gerek yok çünkü burada hoşunuza
gitmeyen bir durum bulunmamaktadır.
"Subhanallah dediler." Buradan da bir şeyi tazim etmek
ve ondan hayrete düşmek için tesbihte bulunmanın (subhanallah demenin) caiz olduğu anlaşılmaktadır. Hadis-i
şerifte bu pek çoktur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de
yüce Allah'ın: "Onu işittiğiniz zaman: Bizim böyle bir şey söylememiz bize
yakışmaz. Seni her"türlü eksiklikten tenzih
ederiz demeli değil miydiniz" (Nur, 16) buyruğunda da bu şekilde
kullanılmıştır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: