UMDETU’L AHKAM |
NAMAZ |
CEMAATLE NAMAZIN FAZİLETİ VE CEMAAT'TEN GERİ KALMANIN
AĞIR TEHDİDİNİ BEYAN BABI |
1470-24511- Bize Yahya
b. Yahya tahdis edip dedi ki: Malik'e, İbn Şihab'dan naklen okudum. O Said b. el-Müseyyeb'den, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine
göre Rasulullah (s.a.v.): "Cemaat ile namaz
kılmak sizden birinizin tek başına namaz kılmasına göre yirmi beş cüz daha
faziletlidir" buyurdu.
1476-250/7 - Bana Zuheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna tahdis edip dediler ki:
Bize Yahya, Ubeydullah'tan şöyle dediğini tahdis etti: Bana Nafi, İbn Ömer'den haber verdiğine göre Nebi (s.a.v.):
"Kişinin cemaatle kıldığı namaz tek başına kıldığı namaza göre yirmi yedi
kat fazladır" buyurdu.
Açıklama:
Kimi rivayette
"cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi beş cüz (bölüm)
daha faziletli olduğu" diğer rivayette "yirmi beş derece", bir
diğer rivayette de "yirmi yedi derece" buyurulmaktadır.
Bu rivayetler bir
arada üç şekilde cem ve telif edilir:
1- Aralarında
aykırılık yoktur çünkü azı söz konusu etmek, çoğu nefyetmek anlamında değildir.
Usul alimlerinin çoğunluğuna göre ise adet mefhumu batıldır.
2- Allah HasOlü önce az faziletli olanı haber vermiş sonra yüce
Allah faziletin daha çok olduğunu bildirince o da onu da haber vermiş olabilir.
3- Fazilet, namaz
kılanların ve namazın durumuna göre farklılık gösterebilir.
Buna göre bazıları
için yirmi beş kat, bazıları için yirmi yedi kat fazilet olabilir. Bu da
namazın kemaline ve namaz kılanın namazın hareket ve şekillerine, huşOsuna dikkat etmesine, cemaatinin çokluğuna, cemaate
katılanların faziletlerine, namaz kılınan yerin şerefine ve benzeri hususlara
göre farklılık arzedebilir.
Bunlar bu hususta
verilmiş itim at edilen cevaplardır. Hadiste sözü geçen "derece"nin
cüz (bölüm)den farklı olduğu da söylenmiş ise de bu, bunu söyleyenin
yanılmasıdır çünkü Buharıve Müslim'in Sahihlerinde
hem yirmi yedi derece, hem de yirmi beş derece söz konusu edilmiştir. Derece
lafzı aynı olmakla birlikte miktar değişik zikredilmiştir. Allah en iyi
bilendir.
Mezheb ''alimlerimiz ve cumhur bu hadis-i şerifleri -Davud ez-Zahiri- ye hilafen-
cemaatin namazın sıhhati için şart olmadığını, ilim adamlarından bir topluluğa hilafen de farz-ı ayn olmadığına
delil göstermişlerdir. Tercih olunan görüş ise cemaatin farz-ı kifaye olduğudur, sünnet olduğu da söylenmiştir.
(1471) "Cemaatle
kılınan bir namaz ... yirmi beş derece daha faziletlidir." diğer rivayette
(1472) yirmi beş cüz (bölüm) denilmektedir. Asıl yazmalarda hep bu şekilde
(yani yirmi beş derece denilirken beş anlamındaki hamse kelimesinde te gelmemesi gerekirken yuvarlak te
ile, diğerinde ise gelmesi gerekirken yuvarlak te'siz
şeklindedir. Bazıları ise bunu aksine rivayet etmişlerdir ki lügattaki gramer kurallarına uygun olan budur. Birincisi de
buna göre yorumlanır ve derece derken cüz, cüz denilirken derecenin
kastedildiği kabul edilir.
1480-252/11- Bize İbn Numeyr, bize babam tahdis etti, ... O Ebu Salih'ten,
o Ebu Hureyre'den şöyle
dediğini nakletti: Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Şüphesiz münafıklara en ağır gelen namaz yatsı namazı ile sabah
namazıdır. Eğer bu iki namazda olanları bilselerdi bunlara emekleyerek dahi
olsa gelirlerdi. Ben içimden, emir vererek namaz için kamet getirilmesini sonra
da bir adama emir verip, cemaate namaz kıldırmasını söylemeyi sonra da
beraberlerinde odun demetleri bulunan birtakım adamlarla birlikte namaza
gelmeyen bir topluluğun bulundukları yere gidip evlerinin içinde oldukları
halde evlerini ateşe vermeyi düşündüm."
Açıklama:
(1480) "Bu
namazlara emekleyerek dahi olsa gelirlerdi." Emeklemek (habv) küçük çocuğun el ve ayakları üzerinde yürümesi,
hareket etmesi demektir. Yani bunlar bu iki namazdaki fazileti ve hayrı
bilselerdi sonra da bu iki namaza ancak emekleyerek gelebilecek halde olsalardı
yine de bu iki namaza gelip katılırlar ve bunları mescidde
cemaatle kılmayı kaçırmazlardı. Buradan özellikle bu iki namazı cemaatle kılmak
ileri derecede teşvik edilmiş bulunmaktadır.
"Emir verip,
namaz için kamet getirilmesini sonra da bir adama cemaate namaz kıldırması için
emir vermeyi ... " buyruğundan imamın herhangi bir meşguliyet ile karşı
karşıya gelirse cemaate namaz kıldıracak birisini yerine tayin edeceği hükmü
anlaşılmaktadır. Nebi (s.a.v.)'in gelmeyenlerin üzerine gitmeyi içinden
geçirmesi ancak namaz için kamet getirilmesinden sonra söz konusu olmuştur
çünkü sadece bu vakitte onların geri kaldıkları ve emre aykırı hareket
ettikleri kesinlikle ortaya çıkmış olur. Bunun neticesinde artık onlar için
kınanma söz konusudur.
Yine bu ifadelerden
namaz için kamet getirildikten sonra mazeret sebebiyle namazdan ayrılmanın caiz
olduğu hükmü de anlaşılmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: