UMDETU’L

AHKAM

TAHARET

 

MİSVAK KULLANMAK BABf

 

588-42/1- Bize Kuteybe b. Said, Amr en-Nakid ve Zuheyr b. Harb tahdis edip dediler ki. .. Ebu Hureyre, Nebi (s.a.v.)'den şöyle buyurduğunu nakletti: "Eğer mü'minlere zorluk vermeyecek olsaydım -Zuheyr'in hadisi rivayetinde: ümmetime şeklindedir- her namazdan önce onlara misvdk kullanmalarını emrederdim. "

 

Açıklama:

 

"Müminlere -yahut ümmetime- zorluk vermeyecek olsaydım ... " Buyruk misvakın vacip (farz) olmadığına delildir. Şafii (rahimehullah) dedi ki: Eğer vacip olsaydı zor gelsin ya da gelmesin onlara bunu emrederdi. Çeşitli Mezheblere mensup ilim adamlarından bir topluluk da şöyle demektedir: "Bu hadiste emrin vücub ifade ettiğine delil vardır. Fukaha'nın çoğunluğu, kelamcı ve usul alimlerinin de pek çok topluluğu bu kanaattedir. Bu görüşte olanlar der ki: Bunun delil oluş şekline gelince, ittifakla misvak kullanmak sünnettir. İşte bu da vacip oluşunun terk edildiğine delildir.

 

Ama bu şekildeki bir delillendirmenin tamam olabilmesi için Nebi (s.a.v.)'in: "Ümmetime zorluk vermeyecek olsaydım ... " buyurduğu sırada misvak kullanmanın sünnet olduğunu ortaya koyan delile ihtiyacı vardır.

 

Yine bir topluluğun dediğine göre bu buyrukta mendubun emredilmiş bir iş olmadığına delil bulunmaktadır. Ancak bu söz usul alimlerinin kanaatine muhaliftir. Bu istidlal hakkında da az önce vücub ifade ettiğine delil getirmek ile ilgili kaydettiğimiz itiraz söz konusudur. Allah en iyi bilendir.

 

Ayrıca bu hadiste yüce Allah tarafından hakkında nas gelmemiş olan hususlarda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in içtihatta bulunmasının caiz olduğuna delil vardır. Fukahanın çoğunluğunun ve usul alimlerinin görüşü budur. Sahih ve tercih edilen kanaat de budur. Hadiste Nebi (s.a.v.)'in ümmetine şefkati de açıklanmakta, her namazdan önce misvak kullanmanın faziletli olduğuna da delil bulunmaktadır.

 

 

 

 

592-46/5- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti. .. Huzeyfe dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) teheccüd namazı kılmak üzere kalktığında misvak ile ağzını ovalardı.

 

Açıklama:

 

"Teheccüd etmek için kalktığında ... " Teheccüd geceleyin namaz kılmak demektir. "Hecede" fiili uyumayı anlatır. "Teheccede" fiili ise hucuddan yani namaz kılmak suretiyle uykudan çıktığı (uyandığı) zamanı anlatır. Bu yönüyle bir kimsenin gÜnahtan, vebalden çekindiği zaman kullanılan "tahannese, teesseme ve tahanace" fiillerine benzer.

 

"Misvakla ağzını ovardı" cümlesindeki "şevs" misvakla dişleri enine ovmak demektir. Bunu İbnu'l-Arabi, İbrahim el-Harbı, Ebu Süleyman el-Hattabı ve başkaları söylemişlerdir. Bunun yıkamak anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu anlamı da Herevıve başkaları ifade etmiştir. Temizleyip, ayıklamak anlamındadır da denilmiştir. Bu açıklamayı da Ebu Ubeyd ile ed-Davudi yapmışlardır. Hak etmek (kaşımak, kazımakıtır diyenler de vardır. Bu açıklamayı da Ebu Ömer b. Abdilberr yapmıştır. Kimisi de parmakla ağzını ovmak diye yorumlamıştır.

 

"Ovmak: şavs" ile ilgili imamların görüşleri bunlardır. Birçoğu birbirine yakındır, en güçlüleri birincisi ve onunla aynı anlamdaki açıklamalardır. Allah en iyi bilendir.

 

 

 

**************** *********************************

AİŞE (R.ANHA)'NIN FAZİLETİ HAKKINDA BİR BAB

**************** *********************************

 

6242-84/10- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis edip dedi ki: Kitabında Ebu Usame'den şunu buldum. Hişam'dan o babasından o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (s.a.v.) araştırarak -ve Aişe'nin gününün gelmesini geç bulduğunu göstererek-: "Bugün ben neredeyim, yarın ben nerede olacağım" diyordu. Aişe dedi ki: Benim günüm gelince Allah, O'nun ruhunu benim ciğerimle boğazım arasında iken kabzetti.

 

 

6243-85/11- Bize Kuteybe b. Said, Malik b. Enes'den kendisine Hişam b. Urve'den diye okunan rivayetler arasında tahdis etti. O Abbad b. Abdullah b. ez-Zubeyr'den, o Aişe'den rivayet ettiğine göre Aişe kendisine Rasulullah (s.a.v.)'i vefat etmeden önce göğsüne dayanmış iken Aişe de ona kulak kabartmış olduğu halde şöyle buyurduğunu dinlediğini haber vermiştir: "Allah'ım bana mağfiret buyur, bana rahmetini ihsan eyle ve beni er refike kavuştur. "

 

Açıklama:

 

(6242) "Allah ruhunu ciğerimle boğazım arasında kabzetti." Sehr ve suhr ciğer ve onunla alakah diğer organlar demektir. Kadı Iyaz dedi ki: Buradaki bu kelimenin şin ve cim harfleri ile "şecri" demek olduğu ve böyle diyen kişi de parmaklarını birbirine geçirerek Aişe (radıyallahu anha)'nın Nebi (s.a.v.) 'i üzerine ellerini bağlamış olduğu halde O'nu göğsüne bastırdığını anlatmak istemiştir. Ama doğru ve bilinen şekil birincisidir.

 

"Benim günüm gelince Allah O'nun ruhunu kabzetti." Bu da hanımlarının sırasını dolaşıp paylaştırma hesabına göre asıl nöbet günü demektir. Yoksa bütün günlerini (son zamanında) onun yanında geçiriyordu.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in: "Allah'ım bana mağfiret buyur, bana merhamet buyur ve beni refike kat" bir rivayette de bu "refik-i ala" şeklindedir. Cumhurun kabul ettiği sahih kanaate göre refik-i ala'dan maksat ala-i illiyyinde (yücelikler yücesinde) sakin olan nebilerdir. Refik kelimesi ise tekil ve çoğul için de kullanılabilir. Yüce Allah da: "Onlar ne iyi arkadaştırlar" (Nisa, 69) buyurmaktadır. Bir diğer görüşe göre bundan kasıt yüce Allah'tır. Nitekim: Allah kullarının refikidir denilir ki bu da rıfk ve merhamet anlamından gelmektedir. el-Ezheri ise bu görüşü kabul etmemiştir. Bu sözleri ile cennetin nimetlerini kastettiği de söylenmiştir.

 

Aişe dedi ki: İşte o söz Rasulullah (s.a.v.)'in söylediği son söz: "Allah'ım refik-i ala'ya (katılmak istiyorum)" sözü oldu.

 

"Gözünü semaya dikti." Gözünü kırpmadan tavana dikti, demektir.

 

 

 

**************** **********

MİsVAK KULLANMAK BABI

**************** **********

 

591-45/4- Bize Yahya b. Habib el-Harisı tahdis etti. Bize Hammad b. Zeyd, Gaylan'dan -ki o İbn Cerir el-Ma'veli'dir- tahdis etti. O Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan şöyle dediğini nakletti: Nebi (s.a.v.)'in huzuruna misvakın bir ucu dilinin üzerinde iken girdim.

 

Açıklama:

 

"Bize Yahya b. Habib el-Harisı tahdis etti ... Ebu Musa (radıyallahu anh)'dan" Bu Ebu Burde dışında bütün ravileri Basralı olan bir isnadtır. Ebu Burde ise KOfelidir. Ebu Musa el-Eş'arı ise hem. KOfeli, hem Basralıdır. Ebu Burde'nin adı Amir'dir, Haris olduğu da söylenmiştir.

 

el-Ma'vell ise Ezdlilerden bir kololan "el-Me'avil"e mensuptur. Onun nispetinin belirttiğim şekilde "el-Ma'vell" olduğu, bu dalda uzman ilim sahiplerinin ittifak ettikleri bir husustur ve hepsi de bunu böyle açıklamışlardır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

MESTLER ÜZERİNE MESH