UMDETU’L

AHKAM

TAHARET

 

ABDEST BOZMAKTAN DOLAYI SU İLE İSTİNCA BABI

 

611-62/7- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti. Vasi' b. Habban İbn Ömer'den şöyle dediğini nakletti: Kızkardeşim Hafsa'nın evinin damına çıkmıştım. Rasulullah (s.a.v.)'i arkasını kıbleye dönmüş, yüzü Şam tarafına ihtiyacını görmek için oturmuş olarak gördüm.

 

 

619-70/2- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti. .. Ata b. Ebi Meymune'den rivayete göre o Enes b. Malik'i şöyle derken dinlemiştir: Rasulullah (s.a.v.) helaya girerdi. Ben ve yaşça bana yakın bir çocuk bir su matarası ile bir harbe taşırdık. Allah Rasulü su ile istinca yapardı.

 

Açıklama:

 

Bir rivayette "Bir bahçeye girdi ... Yanımıza geldi." diğer rivayette: "Rasülullah (s.a.v.) helaya girerdi ... " diğer (620) rivayette: "Rasülullah (s.a.v.) ihtiyacı için helaya giderdi ... " (617 numaralı hadiste geçen) midae, ibrik, testi ve benzeri şeyler demektir. Hait (bahçe) bostan demektir. "Aneze: harbe"nin ise ucunda bükülü bir demir parçası bulunan uzunca bir asa olduğu söylendiği gibi, kısa mızrak olduğu da söylenir. Nebi (s.a.v.)'in bunu beraberinde taşımasının sebebi, abdest aldıktan sonra namaz kılması halinde geçenlerle kendisi arasında bir engel (sütre) olması için onu önünde dikmeye gerek duymasıdır.

 

(620) "Teberruz" el-Beraz denilen yere gitmek demektir ki, bu da geniş ve düzlük yer anlamındadır. Buraya ihtiyacını karşılamak, başkasından kendisini saklamak ve görenlerin gözlerinden uzaklaşmak için giderdi.

 

"O su ile yıkanırdı." Yani onunla istinca yapar ve istinca yaptığı yeri o su ile yıkardı. Allah en iyi bilendir.

 

Hadislerden Çıkan Hükümler

 

1- İhtiyacını görmek için insanlardan uzaklaşmak ve görenlere karşı kendisini saklamak müstehaptır.

 

2- Fazilet sahibi bir kimse ihtiyacını görmeleri için bazı arkadaşlarını çalıştırabilir.

 

3- Salihlere ve fazilet sahiplerine hizmet edilebilir ve bunun bereketinden yararlanmak ümit olunabilir.

 

4- Su ile istinca yapmak caizdir, yalnızca taşla yetinmeye tercih edilir ve ona göre müstehaptır.

 

İnsanlar bu mesele hakkında ihtilaf etmiş olmakla birlikte selef ve halefin büyük çoğunluklarının kabul ettiği çeşitli bölgelerin imamları arasından fetvaya ehil kimselerin üzerinde icma ettikleri husus ise en faziletli şeklin, su ve taşı birlikte kullanması ve necasetin azalıp, eline değmesinin de daha az olması için önce taşı kullanması sonra da suyu kullanmasının daha faziletli olduğudur.

 

Şayet yalnız ikisinden birisini kullanmak isterse diğerini ister bulsun, ister bulmasın ikisinden dilediği birisini yalnız başına kullanabilir. Bu durumda su bulunmakla birlikte yalnızca taşı kullanmak caizdir, aksi de caizdir. Eğer yalnız ikisinden birisini kullanacaksa su taştan daha faziletlidir. Çünkü su pisliğin çıktığı yeri gerçek anlamda temizler, taş ise bu şekilde temizleyemez, sadece necaseti hafifletir ve affedilir miktardaki necaset ile birlikte namaz kılmayı mübah kılar.

 

Seleften bazıları ise daha faziletli olanın taş olduğu kanaatindedir. Hatta bazılarının ifadeleri suyun tek başına yetmediği izlenimini dahi vermektedir. İbn Habib el-Maliki der ki: Taş ancak suyu bulamayan kimse için yeterli olabilir.

 

Bu görüş ise, selef ve halef alimlerinin benimsedikleri kanaate de, bu hususta birbirini destekleyen sünnetteki rivayetlerin zahirine de muhalifiir. Allah en iyi bilendir.

Bazı ilim adamları bu hadisleri su kaynaklarından, havuz ve benzeri yerlerden değil de kap kacaktan abdest .almanın müstehab olduğuna delil göstermişlerdir. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sözü geçen yerlerden abdest aldığı nakledilmiş değildir. Ancak bu kanaat sahibi kimsenin bu söylediği makbul değildir ve bildiğimiz kadarıyla hiç kimse bu hususta ona muvafakat etmiş değildir.

 

Kadı lyaz der ki: Bu sözü söyleyenin bu görüşünün bir aslı, bir dayanağı yoktur. Nebi (s.a.v.)'in, bu görüşün sahibi kimsenin dışarıda tuttuğu su kaynaklarını bulmakla birlikte terk edip, kap kacaktan su aldığı ise nakledilmiş değildir. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

SAĞ ELLE İSTİNCA YAPMANıN YASAK OLUŞU BABi