UMDETU’L

AHKAM

TAHARET

 

DURGUN SUDA YIKANMANIN YASAK OLUŞU BABI

 

656-9711 - Rasulullah (s.a.v.): "Sizden bir kimse cünüp olduğu halde daimi (durgun olan) suda gusletmesin" buyurdu. Bunun üzerine (Bukeyr): O halde ey Ebu Hureyre nasıl yapsın, dedi. Ebu Hureyre: Suyu alarak dedi.

 

Açıklama:

 

Bu meselenin hükümlerine gelince:

 

1 - Bizim mezhebin ve başka Mezheblerin alimlerinin dediklerine göre az ya da çok olsun durgun suyun içinde gusletmek mekruhtur. Aynı şekilde akan pınar içinde gusletmek de mekruhtur. Şafii (rahimehullah) el-Buveytf'de şöyle diyor: Cünüp olan bir kimsenin ister kaynak, ister durgun kuyuda olsun, ister akmayan durgun suda gusletmesini mekruh görüyorum. Şafii dedi ki: Durgun su ister çok, ister az olsun onda gusletmeyi de mekruh görüyorum. Onun ifadesi bu şekildedir.

 

Aynı şekilde Mezheb alimlerimiz ve başkaları da bu anlamı açıkça ifade etmişlerdir; fakat bütün bunların mekruh oluşu tahrimen değil, tenzihen mekruhtur.

 

Suda cünüplükten dolayı gusledecek olursa müsta'mel (ibadet maksadıyla kullanılmış su) olur mu? Bu mesele hakkında Mezheb alimlerimiz arasında bilinen etraflı hükümler söz konusudur. Şöyle ki: Eğer su iki kulle ve daha fazla ise müsta'mel olmaz, isterse değişik zamanlarda birçok kimse tekrar tekrar onda gusletmiş olsun.

 

Şayet su iki kulleden az olup, cünüp bir kimse niyet etmeksizin ona gömülüp sonra da suyun altına girdikten sonra niyet ederse cünüplüğü kalkar ve su müsta'melolur. Eğer suyun içine mesela diz kapaklarına kadar indikten sonra vücudunun geri kalan kısmı suya gömülmeden önce niyet ederse su başkası için derhal müsta'mel bir su olur ve cünüplüğü vücudundan gömülen kadarının üzerinden -görüş ayrılığı söz konusu olmaksızın- kalkar, aynı şekilde suya gömülmeyi tamamlayacak olursa geri kalan kısmının üzerinden de cünüplük -Mezhebteki sahih tercih edilen açıkça ifade edilmiş meşhur görüşe göre- kalkar; çünkü su, o suda temizlenen kimseye nispetle içinden ayrılması ile müsta'mel bir su olur.

 

Mezheb alimlerimizden Ebu Abdullah el-Hıdrı der ki: Vücudunun geri kalan kısmından cünüplük kalkmaz ama doğrusu birincisidir. Bu hüküm ise ondan ayrılmaksızın tamamen dalmayı gerçekleştirmesi halinde söz konusudur. Şayet ondan ayrılıp sonra tekrar suya geri dönecek olursa bundan sonra vücudunun geri kalan kısmını yıkamasının onun için yeterli olmayacağında da görüş ayrılığı yoktur. İki adam -şayet düşünülebilirse- iki kulleden az suyun altında kalacak olup, sonra da bir defada (ikisi aynı anda) niyet edecek olurlarsa ikisinin de cünüplüğü kalkar ve su da müsta'mel olur. Şayet biri diğerinden önce niyet ederse, niyet edenin cünüplüğü kalkar ve diğer arkadaşına nispetle su müsta'mel olur. Sahih ve meşhur olan Mezheb görüşüne göre cünüplüğü ortadan kalkmaz.

 

Bu hususta şaz bir görüş de vardır. O da cünüplüğünün kalkacağı şeklindedir. Eğer o suya diz kapaklarına kadar inip niyet ederlerse, o miktarın cünüplüğü kalkar ve su müsta'mel olur. Şaz olan görüş dışında vücutlarının geri kalan kısmı için cünüpluk kalkmaz. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

KÖPEĞİN KABI YALAMASININ HÜKMÜ BABI