UMDETU’L AHKAM |
TAHARET |
DURGUN SUDA KÜÇÜK ABDEST BOZMANIN YASAK OLUŞU BABI |
655-96/3- (Ebu Hureyre)
dedi ki: Rasulullah (s.a.v.): ''Akmayan durgun suda küçük abdest bozma, sonra
kalkar ondan yıkanırsın" buyurdu.
Açıklama:
"Sonra kalkıp ondan
yıkanır" buyruğundaki "yıkanır" rivayetinde mı merfudur; yani
orada küçük abdestini bozma, sonra kalkıp ondan yıkanırsın demektir. Üstadımız
Ebu Abdullah b. Malik (radıyallahu anh)'ın zikrettiğine göre bunun "küçük
abdest bozmasın" anlamındaki fiilin mahalline atfen cezm ile okunmasının
da caiz olduğunu söylemiştir. Ayrıca "en" edatı takdir ederek nasp
ile de okunabilir. "Sonra" edatına ise atıf vav'ı hükmü ile
değerlendirilir. Cezm ile okunması açıkça anlaşılır, nasb ile okunması ise caiz
değildir. Çünkü yasak olanın bunlardan birisi değil, her ikisini birlikte
yapmanın yasaklanmış olmasını gerektirmektedir. Bunu ise kimse söylemiş
değildir. Aksine durgun suda küçük abdest bozmak içinde yahut ondan alınan su
ile yıkanmak istesin ya da istemesin fark etmez. Allah en iyi bilendir.
"Daim:
durgun" suyu Rasulullah (s.a.v.)'in: ''Akmayan'' ibaresi tefsir etmekte,
anlamını açıklamaktadır. Böylelikle havuz ve buna benzer kısmen akmayan durgun
suyu dışarıda tutmak istemiş olma ihtimali de vardır.
Buradaki yasak bazı
sular hakkında haramlığı, bazıları hakkında da mekruh olmayı ifade eder. Bu da
meselenin hükmünden çıkartılır. Eğer su çok miktarda ve akan bir su ise hadisin
mefhumu dolayısıyla içinde küçük abdest bozmak haram olmaz ama daha uygunu
ondan sakınmaktır. Şayet az miktarda akan bir su ise ashabımızdan bir topluluk
mekruhtur demiştir. Tercih edilen ise haram olduğudur. Çünkü Şafii'nin ve
başkalarının mezhebi olarak meşhur olan görüşe göre böyle bir iş onu kirletir
ve necis eder. Başkasının da aldanmasına sebep olarak necis olmakla birlikte
kullanmasına sebep olur. Şayet su durgun ve çok miktarda ise Mezheb alimlerimiz
mekruhtur, haram olmaz demişlerdir.
Haram olduğu
söylenmesi de uzak bir ihtimal değildir. Çünkü nehy (yasaklama) muhakkiklere ve
usul alimlerinin çoğunluğuna göre tercih edilen kanaate göre haram olmayı
gerektirir. Ayrıca bu yasaklamadan onu kirlettiği anlaşılır, bazen de bu
değişikliğe uğrayacağından icma ile necis olması sonucuna kadar götürür, yahut
bir tarafının hareket ettirilmesi ile diğer tarafı da hareket eden su
birikintisine bir necaset düşmesi sebebiyle necis olur, şeklindeki Ebu
Hanife'nin ve ona muvafakat edenlerin kanaatine göre de necis olması sonucunu
verir.
Az miktardaki durgun
su ile ilgili olarak Mezheb alimlerimizden bir topluluk onun mutlak olarak
mekruh olacağını söylemişlerse de doğru ve tercih olunan onda küçük abdest
bozmanın haram olduğudur. Çünkü bundan dolayı necis olur ve malolma özelliği
telef olur, onu kullanması sebebiyle başkasını da aldatmış olur. Allah en iyi
bilendir.
Mezheb alimlerimiz ve
diğer ilim adamları ise suda büyük abdest bozmanın da küçük abdest bozmak gibi
hatta daha çirkin olduğunu söylemişlerdir. Aynı şekilde bir kaba küçük
abdestini bozup sonra onu suya dökmesinin hükmü de böyledir. Nehrin yakınında
sidiği ona akacak şekilde küçük abdest bozması halinde de hüküm budur, bunların
hepsi zem edilmiş, çirkin ve belirtilen açıklamalar çerçevesinde yasaklanmış
bir iştir.
Bu konuda ilim
adamlarından herhangi bir kimse muhalefet etmiş değildir.
Bundan tek istisna
Davud b. Ali ez-Zahiri'den nakledilen burada yasak bizzat insanın küçük abdest
bozması hakkında özeldir, büyük abdest de küçük abdest gibi değildir diye
nakledilen kanaatidir. Aynı şekilde (ona göre) bir kaba küçük abdestini bozup
sonra suya dökse yahut suyun yakınında küçük abdestini bozsa da hüküm böyledir;
fakat Davud ez-Zahirı'nin benimsediği bu kanaat ilim adamlarının icmaına
aykırıdır. Onun zahir ifadeden anlaşılan çerçevesinde donuklaşıp, kalmasına
dair nakledilen en çirkin görüşlerindende birisidir. Allah en iyi bilendir.
İlim adamları der ki:
Suya varmayacak olsa dahi suyun yakınlarında küçük ve büyük abdest bozmak
mekruhtur. Sebep ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in genelolarak suya
gidip gelinen yerlerde abdest bozmayı yasaklamış olması ve bundan dolayı suya
gidip gelenlerin rahatsız edilmesi ve bunun suya ulaşmasından korkulmasıdır.
Allah en iyi bilendir.
İstindı yapmayan bir
kimsenin suyun içinde istinca yapmak üzere suya gömülmesine gelince, su içine
necaset düşmesiyle necis olacak kadar az ise bu haramdır; çünkü ona bulaşmış
bir necaset vardır ve su da necis edilir. Şayet içine necaset düşmesi sebebiyle
necis olmayacak kadar çok ise eğer su akarsu ise bunda bir sakınca yoktur,
durgun ise haram değildir, mekruh olduğu da açıkça görülmemektedir. Çünkü böyle
bir iş küçük abdest demek değildir, ona yakın da sayılmaz ama bir kimsenin
bundan sakınması da elbette ki daha güzeldir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
DURGUN SUDA
YIKANMANIN YASAK OLUŞU BABI