SAHUR - İFTAR:
SAHUR: "sahur" sözcüğü seher vakti yenilen yemeğin
adıdır. Bu sözcük "suhur" şeklinde okunduğunda "seher vaktinde
yemeği yemek' anlamına gelir. Bu kelime çoğunlukla "sahur" şeklinde
rivayet edilir.
Bazıları şöyle demiştir: Ecir ve bereket yemeği yeme fiilinde
olduğuna göre doğru olan bu kelimenin suhur diye okunmasıdır. Bununla birlikte
diğerinin mecazen söylenmesi de imkansız değildir. (Şirbinl)
Zadu’l-Mead’da HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.) İFTAR EDİŞİ
BEYHAKİ KÜLLİYAT’TA:
Sahur Yapmanın Müstehap Olması
(Vakti Geldiğinde) İftarda
Acele Etmenin ve Sahuru Geciktirmenin Müstehap Olması
Kendisiyle İftar Edilmesi
Müstehap Olan Şey
İftar Edileceği Zaman Dua
Edilmesinin Müstehap Olması
MUĞNİ’L-MUHTAC’DA SAHUR VE İFTAR VAKTİNE DAİR İKİ MESELE:
1....
2. İMSAK VE İFTAR VAKİTLERİ
KONUSUNDA İHTİYATA RİAYET ETMEK
3. İMSAK VAKTİ
GİRDİĞİNOE ORUCU BOZAN FİiLLERE SON VERMEK
2. İMSAK VE İFTAR
VAKİTLERİ KONUSUNDA İHTİYATA RİAYET ETMEK
İhtiyata uygun olan,
günün sonunda iftar vaktinin girdiği kesin olarak bilinmedikçe bir şey
yememektir. Daha doğru görüşe göre ictihad etmek suretiyle [iftar vaktinin
girip girmediğini araştırma suretiyle] bir şey yemek helal olur.
Kişi gecenin [sahurun]
devam ettiği kanaatindeyse bir şey yiyip içmesi caizdir.
Ben [Nevevi] derim ki:
Bu konuda şüphesi olduğunda da hüküm böyledir.
Kişi ictihadda bulunmak
suretiyle günün başında veya sonunda yiyip-içse sonra [ictihadında] yanıldığı
anlaşılsa orucu geçersiz olur.
Kişi herhangi bir
kanaate sahip olmaksızın bir şey yiyip içse ve durum belli olmasa [yani
ictihadında yanılıp yanılmadığı bilinmese] şayet bu gündüzün baş tarafında
[imsak vaktinde] olmuşsa orucu sahih olur, gündüzün sonunda [iftar vaktinde]
olmuşsa orucu geçersiz olur.
[1] - İhtiyata uygun
olan davranış gündüzün sonunda güneşin batışını bizzat görmek vb. bir yolla
kesin olarak emin olduktan sonra bir şey yiyip içmektir. Kişi böylece yanlış
yapmadığından emin olur.
[2] - Kişi düzenli
olarak yaptığı vird vb. bir şeyle ictihadda bulunmak suretiyle gündüzün sonunda
bir şey yiyip içtiğinde [oruç geçerli olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki
görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
-tıpkı namaz vaktinde bu şekilde ictihadın sahih olması gibi burada da oruç
geçerli olur.
[Ikinci görüş]
Bu oruç geçerli olmaz; çünkü
kişinin kesin bilgi elde edinceye kadar sabretmesi mümkündür.
[3] - Bir zanna dayansa
bile herhangi bir ictihadda bulunmaksızın gündüzün sonunda [iftar vakti
girmiştir diye] yemek-içmek caiz değildir. Çünkü aslolan gündüzün devam
etmesidir.
[4] - Bu konuda ictihada
dayanarak hareket etmenin caiz olmasına kıyasla güneşin battığını gören bir
kişinin haber vermesine dayanarak hareket etmek de caizdir. Oysa el-Bahr' da
Şevval hilaline şahitlik konusunda olduğu gibi bu kişinin orucunu bozmasının caiz
olmadığı belirtilmiştir. Bu, alimlerimizin kıble, vakit ve ezan konusunda ileri
sürdükleri görüşe kıyasla verilmiş bir hükümdür.
[5] - Kişi ictihadına
dayanarak gecenin [sahur vaktinin] devam ettiği kanaatine ulaşmışsa onun bir
şey yiyip içmesi caizdir; çünkü aslolan gecenin devam ediyor olmasıdır.
Nevevi şöyle demiştir:
"Kişi şüphe ettiğinde de böyledir." Bunun delili de yukarıda
zikredilendir.
[6] - Güvenilir bir
kimse fecrin doğduğunu haber verse kişinin oruca başlaması gerekir.
[7] - Kişi gündüzün
başında veya gündüzün sonunda ictihadda bulunarak [araştırma yaparak imsak ve
iftar vakitlerinin girip girmediğini belidese ve bu ictihadına göre] bir şey
yiyip içse daha sonra hata ettiği anlaşılsa orucu geçersiz olur. Çünkü
gerçeğin, kişinin zannettiğinden farklı olduğu kesin olarak ortaya çıkmıştır.
[8] - Kişi herhangi bir
zannı olmadığı halde bir şey yiyip içse, örneğin [inceleme-araştırma
yapmaksızın] yemeğe geçse gecenin sonunda bunu yapması caiz, gündüzün başında
bunu yapması ise haramdır.
[9] - Kişinin yanlış
yapıp yapmadığı ortaya çıkmasa şayet yeme içme orucun baş tarafında olmuşsa
oruç sahih olur; çünkü aslolan gecenin devam etmesidir. Şayet yeme içme
gündüzün sonunda olmuşsa oruç geçersiz olur; çünkü aslolan gündüzün devam
etmesidir.
Şarih Celaleddin
el-Mahalli şöyle demiştir: "Anlam açık olarak anlaşıldığından bu ibaredeki
bozukluk o kadar önemli değildir." Yani bu ibarenin aslı şöyle olmalıdır:
"Kişi idihadı sonucunda fecrin doğmadığı kanaatine ulaşarak bir şey yiyip
içse veya idihadı sonucunda güneşin battığı kanaatine ulaşarak bir şey yiyip
içse"
3. İMSAK VAKTİ
GİRDİĞİNOE ORUCU BOZAN FİiLLERE SON VERMEK
Kişinin ağzında bir
yiyecek varken fecir doğsa ve kişi derhal bunu dışarı çıkarsa orucu geçerli
olur.
Aynı şekilde cinsel ilişkide
bulunurken fecir doğsa ve kişi derhal cinselorganını dışarı çıkarırsa orucu
geçerli olur. Şayet [cinselorganı karısının cinselorganı içinde] kalırsa orucu
geçersiz olur.
[1] - Kişinin ağzında
bir yiyecek varken fecr-i sadık doğsa ve kişi ağzındaki şeyi derhal dışarı
çıkarsa -yiyecekten boğazına bir şey gitmiş olsa bile- orucu geçerli olur;
çünkü kişi gündüz oruçluyken yiyeceği ağzına koyduğunda bile orucu
bozulmadığına göre geceleyin ağzına koyduğu yiyecekten dolayı orucu hiç
bozulmaz.
Kişinin ağzında olan
yiyeceği ağzında tuttuğu halde bundan herhangi bir şeyi yutmaması da dışarı
çıkarmak gibidir.
Nevevi "dışarı
çıkarsa" diyerek kişinin ağzındaki yiyecekten kendi isteğiyle bir şey
yutması durumunu dışarıda bırakmıştır; çünkü bu durumda oruç bozulur.
[2] - Aynı şekilde
fecrin doğuşu sırasında cinsel ilişkide bulunmakta olan bir erkek
cinselorganını karısının cinselorganından derhal çıkarırsa orucu geçerli olur;
çünkü cinselorganı geriye çekmek ilişkiyi terk etmektir. Bu, üzerinde elbise bulunan
kimsenin elbise giymeyeceğine dair yemin ettikten sonra üzerindeki elbise yi
çıkarmasına benzer .
Kişi cinselorganını
çıkarırken boşalma gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin hüküm aynıdır; çünkü bu
boşalma mübah olan bir ilişki sonucunda meydana gelmiştir.
Not: Nevevl'nin "fecrin doğuşundan
sonra" ifadesinin ardından [aradan zaman geçmeksizin] takip bildiren fa
harfini getirmesinden anlaşıldığına göre bu mesele fecrin doğuşunun ilk
vaktinin bilindiği ve cinsel organın derhal geri çekildiği duruma özgüdür.
Bundan evleviyetle şu da
anlaşılır: Kişi cinsel ilişkide bulunurken tan vaktinin ilk ışıklarını hissetse
ve derhal cinsel organını çekmesi fecrin doğuşunun başlamasına denk gelse oruç
geçerli olur.
Bu ifade şu durumu
dışarıda bırakır: Fecrin doğuşunun üzerinden bir vakit geçtikten sonra kişi
bunu anlasa bu durumda cinsel ilişkide bulunmakla orucu bozulur.
Cinselorganını çekmekle
ilişkiye son vermeyi kastetmek şarttır. Şeyh Ebu Hamid, Ebu Muhammed ve başka
alimlerin belirttiğine göre kişi bununla ilişkiye son vermeyi kastetmezse orucu
geçersiz olur.
[Soru]: Kişi fecrin doğuşunun ilk anını nasıl
bilebilir? Fecrin gerçek anlamda doğuşu bizim bilmemizden önce gerçekleşir.
[Biz bunu daha sonra biliriz.]
[Cevap]: Biz yalnızca muttali olduğumuz şeylerle
yükümlü tutuluruz. Sabahın "bakan kişinin ışığın doğuşunu görmesi"
dışında bir anlamı yoktur. Bundan öncesinin ise bir hükmü yoktur. Kişi
vakitleri ve fecrin doğuş menzillerini biliyor ve arada bir engel olmaksızın
gözlem yapmışsa bu gözlem muteber olan sabahın ilk vaktidir.
[3] - [Fecrin doğduğu
sırada cinsel ilişki halinde olan] kişi [fecrin ilk vaktinin girdiğini bildiği
halde] cinselorganını çekmeksizin kalırsa orucu geçersiz olur, yani orucu hiç
başlamamış olur. Çünkü oruca aykırı bir durum bulunmaktadır. Gecenin sonunda
yalnızca cinsel organı sokacak kadar bir vakit olur da geri çekecek kadar vakit
bulunmazsa -İbn Hayran'dan nakledilen görüşe göre- cinselorganını sokması
haramdır. Bu zahir olan görüştür. Başkalarından bunun caiz olduğu görüşü de
nakledilmiştir.