LİAN:
Lian, Mülaana ve Tealün
kelimeleri La'n kökünden alınmadır. La'n: Arap dilinde kovmak ve hayırdan
uzaklaştırmaktır.
Lian, Mülaana ve Telaun
kelimeleri fıkıh ıstılahında: Erkek ile karısının lanetleşmesidir. Bu
lanetleşme şöyle olur: Adam, karısını zina ile itham edip bunu dört şahid ile
ispat edemediği takdirde; hakimin huzurunda, bir cemaatın önünde ve karısına
karşı, karısına:
İsnad ettiği zina suçu hakkında
doğru sözlülerden olduğuna dair Allah adına dört defa yemin eder ve beşinci
defada: Eğer karıma zina isnadı hususunda yalancılardan isem Allah'ın laneti
üzerime olsun, der. Bundan sonra karısı, kocasının kendisine isnad ettiği zina
suçu hakkında şüphesiz yalancılardan olduğuna dair Allah adına dört defa yemin
eder ve beşinci defasında: Eğer kocam, bana zina suçunu isnad etmesi hususunda
dogru sözlülerden ise Allah'ın gazabı üzerimde olsun, der .
İşte bu lanetleşmeye
$er-i Şerifte lian, Mülaana ve Telaün denilir.
Çünkü koca ile karısı
bununla birbirinden uzaklaşmış olurlar ve bundan sonra artık hayatları boyunca
birleşemezler. Kadın başka bir erkekle evlenip bilahare boşansa bile eski
kocası ile evlenemez. Bilindiği gibi talak veya zihar yolu ile birbirinden
ayrılan eşler, hakkında böyle ağır müeyyide yoktur. Mesela: Ayrılan kadın başka
bir koca ile normal evlenir, onunla bir süre yaşar, sonra gerektiğinde
boşandıgı takdirde, eski kocası ile evlenmesi yasak değildir.