el-ESMAİ’L-HÜSNA:  الأَسْمَاء الْحُسْنَى

 

KAYNAKLARDA:

El-Esna fi Şerhi Esmaillahi’l-Hüsna - 

Kurtubi

 

ALLAH’IN İsim ve Sıfatları –

Beyhaki

 

Şafii’nin ALLAH'IN İsim ve Sıfatlarına Dair Görüşleri

KURTUBİ Tefsir’de

 

Şuabu’l-İman - Beyhaki

BUHARİ’DE

 

Nesa S.Kübra’da

AÇIKLAMA

"En güzel isimler O'nundur" (Haşr, 24)

 

Allah'ın isimleri tevkifîdir. Yâni, Allah hakkında ancak âyet ve hadîslerde zikri geçen ve söylenmesine izin verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez.

 

Allahü tealanın Esma-i hüsnası vardır. O halde O'na bunlarla dua edin. (A'raf suresi: 180)

 

Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: «Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Onları kim ezberlerse cennete girer. Hem Allah vitrdir (tektir). Vitr'i sever.»   İbni Ebî Ömer'in rivayetinde: «Onları kim sayarsa...» denilmiştir.(Tahric: Müslim, zikir ve dua)

 

Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları öğrenir ve hayatı boyunca Allah’ı bu şekilde tanıyarak yaşar ve hayatını bu iman ve yaşayış üzere bitirirse inşallah Cennete girer.” (Tahric: Tirmizi, dua)

 

Anlaşılacağı gibi isimleri ezberlemek, saymak elbetteki güzeldir, hayırdır, berekettir....

 

Bu isimleri bilerek Allah Azze ve Celle'yi tanımaya iyice yaklaşırsın ki Ma'rifetullah (Allah'ı bilme) önemi bu sözlük sayfasında anlatılamayacak kadar büyüktür.

 

Doksan dokuz isim’i bilip ona göre yaşayan’a müjde vardır, Esmau’l-Husna doksan dokuz’dan fazladır. Tirmizi ve İbn-i Mace deki Esma’ul-Husna’dan derlediğim isimler aşağıda:

 

 

 اللهُ ALLAH

 

 الرَّحْمنُ er-RAHMAN

 

 الرَّحِيمُ er-RAHİM

 

 الْمَلِكُ el-MELİK

 

 الْقُدُّوسُ  el-KUDDUS

 

 السَّلاَمُ es-SELAM

 

 الْمُؤْمِنُ el-MU'MİN

 

 الْمُهَيْمِنُ el-MUHEYMİN

 

 الْعَزِيزُ el-AZİZ

 

 الْجَبَّارُ el-CEBBAR

 

 الْمُتَكَبِّرُ el-MÜTEKEBBİR

 

 الخالق el-HALİK

 

 الْبَارِءُ el-BARİ'

 

 الْمُصَوِّرُ el-MUSAVVİR

 

 الغفار  el-ĞAFFAR

 

 القهار el-KAHHAR

 

 الْوهَّابُ el-VEHHAB

 

 الرَّزَّاقُ er-REZZAK

 

 الفتاح  el-FETTAH

 

 الْعَلِيمُ el-ALİM

 

 الْقَابضُ el-KABİD

 

 الْبَاسِطُ el-BASİT

 

 الْخَافِضُ el-HAFİD

 

 الرَّافِعُ er-RAFİ’

 

 الْمُعِيدُ el-MUİD

 

 الْمُذِلُّ el-MUZİLL

 

 الْبَصيِرُ el-BASİR

 

 السَّمِيعُ es-SEMİ'

 

 الحكم  el-HAKEM

 

 العدل  el-ADL

 

 اللَّطِيفُ el-LATİF

 

 الْخَبِيرُ el-HABİR

 

 الْحِلِمُ el-HALİM

 

 الْعَظِيمُ el-AZİM

 

 الْغَفُورُ el-ĞAFUR

 

 الشَّكُورُ eş-ŞEKUR - eş-ŞAKİR

 

 الْعَلِيُّ el-ALİYY

 

 الكبير el-KEBİR

 

 الْحَافِظُ el-HAFİZ

 

 المقيت  el-MUKİT

 

 الحسيب  el-HASİB

 

 الْجَلِيلُ el-CELİL

 

 الْكَرِيمُ el-KERİM

 

 الرقيب  er-RAKİB

 

 الْمُجِيبُ el-MUCİB

 

 الواسع  el-VASİ'

 

 الْحَكِيمُ el-HAKİM

 

 الْوَدُودُ el-VEDUD

 

 الْمَجِيدُ el-MECİD

 

 الْبَاعِثُ el-BAİS

 الشَّهِيدُ eş-ŞEHİD

 

 الْحقُّ el-HAKK

 

 الْوَكِيلُ el-VEKİL

 

 الْقَوِيُّ el-KAVİYY

 

 الْمَتِينُ el-METİN

 

 الْوَلِيُّ el-VELİYY

 

 الحميد  el-HAMİD

 

 المحصي  el-MUHSİ

 

 الْمُبْدِئُ el-MUBDİ

 

 الْمُعِزُّ el-MUİZZ

 

 الْمُحْيِ el-MUHYİ

 

 الْمُمِيتُ el-MUMİT

 

 الْحيُّ el-HAYY

 

 الْقَيُّومُ el-KAYYUM

 

 الْوَاجِدُ el-VACİD

 

 الْمَاجِدُ el-MACİD

 

 الْوَاحِدُ el-VAHİD  -  الأَحَدُ el-AHED

 

 الصَّمدُ es-SAMED

 

 الْقَادِرُ el-KADİR

 

 المقتدر  el-MUKTEDİR

 

 المقدم  el-MUKADDİM

 

 المؤخر  el-MUAHHİR

 

 الأَوَّل el-EVVEL

 

 الآْخِرُ el-AHİR

 

 الظَّاهِرُ ez-ZAHİR

 

 الْبَاطِنُ el-BATİN

 

 الْوَالِي el-VALİ

 

 الْمَتَعَالِ el-MUTEALİ

 

 البر el-BERR

 

 التَّوَّابُ et-TEVVAB

 

 المنتقم  el-MUNTAKİM

 

 الْعَفُوُّ el-AFUVV

 

 الرَّءُوفُ er-RAUF

 

 مالك الملك  MALİKU’L-MULK

 

 ذو الجلال والإكرام  Zü'l-Celali ve'l-İkram

 

 الْمُقْسِطُ el-MUKSİT

 

 الْجَامِعُ el-CAMİ

 

 الْغَنِيُّ el-ĞANİYY

 

 المغني el-MUĞNİ

 

 الْمَانِعُ el-MANİ

 

 الضَّارُّ ed-DARR

 

 النَّافِعُ en-NAFİ'

 

 النُّورُ en-NUR

 

 الْهَادِي el-HADİ

 

 البديع  el-BEDİ'

 

 الْبَاقِي el-BAKİ

 

 الْوَارِثُ el-VARİS

 

 الرَّاشِدُ er-REŞİD

 

 الصبور  es-SABUR

 

 

 

الْجَمِيلُ El-CEMİL: Güzel olan.

الْقَريِبُ El-KARİB

الرَّبُّ er-RABB

الْمُبِينُ el-MUBİN: Kullanna gerekli şeyleri açıklayan.

الْبُرْهَانُ el-BURHAN: Kullarına hak ve doğru yolu gösteren.

الْوَاقِي el-VAKİ: Koruyucu olan.

الْقَأَئُمُ el-KAİM: Varlığı başka varlığa bağlı olmayıp, tüm varlıklar ona muhtaçtır.

ذو الْقُوَّةِ ZU’L-KUVVETİ

الشَّدِيدُ eş-ŞEDİD: Azabı şiddetli olan.

الدَّائِمُ ed-DAİM: Varlığı devamlıdır. Evveli veya ahiri yoktur.

الْفَاطِرُ el-FATİR: Kainatı yoktan var eden.

السَّامِعُ es-SAMİ’: Her şeyi işiten.

الْمُعْطِي el- MUTİ: Dilediği kuluna dilediği kadar veren.

الْكَافِي EL-KAFİ: Kuluna yardımcı olmaya yeterli olan.

الأَبَدُ EL-EBED: Ebedi olan, varlığının sonu olmayan.

الصَّادِقُ ES-SADIK: Doğru olan.

الْمُنِيرُ EL-MUNİR: Varlıkları aydınlatan onlara nur veren.

التَّامُّ ET-TAMM: Eksiği olmayan. Noksansız.

الْقَدِيمُ EL-KADİM: Ezell olup varlığının başlangıcı olmayan.

الْوِتْرُ EL-VİTR: Zatında, sıfatlarında ve fiillerinde tek olan.

الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يَكُنَ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ Öyle Allah ki doğurmadı, doğurulmadı ve hiçbir kimse O'nun dengi olamaz.

 

el-Kahir: Kahredici, yenici ve kullarına dilediği talimat ve ferman vermeye yetkili.

er-Raşid: Kullarına en doğru yolu gösteren.

 

 

 

Allhu Azimu’ş-Şan’a izafe edilen diğer isimler:

 

el-Münevver,   es-Sıddık,   el-Muhît,   el-Allam,   el-Ekrem,   el-Müdebbir,   er-Refî',   Zittavl,   Zülmearic,   Zülfadl,   el-Hallak,   el-Mevla,   en-Nasîr,   el-Galib,   el-Hannan,   el-Mennan...

 

 

Kur'an-ı Kerîm'de Allah ism-i şerîfi 2800 defa zikredilmiştir. Allah isminden sonra Kur'an'da en çok zikri geçen isim, Rab ismidir. 960 yerde zikredilmektedir.

 

Rab isminden sonra, Kur'an'da en çok yer alan isimler ise; Rahman, Rahîm ve Malik isimleridir. Fatiha suresinde "Allah" isminden sonra sıra ile zikredilen bu dört ism-i şerîfe, Cenab-ı Hakk'ın Rububiyet Sıfatları adı da verilmektedir.

 

Terbiye etmek, büyütmek, yetiştirmek manalarını ihtiva eden Rab kelimesinin asıl manası: "Bir şey'i derece derece yükselterek, gayesi olan en mükemmele erişinceye kadar kollayan" demektir.