KADA - YARGI / YARGIÇ |
DAVALARI ELE ALMA SIRASI
Anlaşmazlık halinde olan
çok sayıda kişi mahkemeye gelirse hakim öncelik sırasına riayet eder. Öncelik sırasını
bilmiyorsa veya aynı zamanda gelmişlerse aralarında kur'a çeker.
Şayet sayıları çok
değilse yola çıkmış yolcular ve kadınlar daha sonradan gelmiş olsalar bile
onlara öncelik verilir.
Önce gelen ve kur'a'da
çıkan kişiye yalnızca bir dava için öncelik verilir.
233. Mahkemeye başvuran
hasımlar yani davacılar kalabalık olursa bakılır:
> Mahkemeye gelme
sıralaması biliniyorsa mahkemeye gelme [başvurma] konusunda öncelik sırasına
riayet etmek zorunlu olur. Çünkü -tıpkı mübah olan bir yere gitme konusundaki
öncelik gibi- burada da adalete uygun olan budur. Burada davacının önce gelmesi
dikkate alınır davalının değil; çünkü hak davacıya aittir.
Not: Bulkın! şöyle demiştir: "Öncelik
sırasına riayetin gerekli olduğu durum, anlaşmazlıkları sona erdirme konusunda
hakimin tek olduğu [yani o bölgede bu davaya bakacak başka hakimin bulunmadığı]
durumdur. Aksi takdirde alimlerin "öğretilmesi farz olmayan ilimler"
konusunda açık olarak belirttikleri üzere hakim dilediğini öne alabilir.
> Mahkemeye kimin önce
geldiği bilinmiyorsa veya [birden fazla davacı] birlikte gelmişlerse aralarında
kur'a çekilir. Kur'a'da çıkanlara öncelik verilir; çünkü birini diğerine tercih
ettirecek bir durum söz konusu değildir. Hakim bunlardan birini diğerine tercih
ederse bu caiz olur.
Bu hüküm, kur'a çekmenin
mümkün olduğu durumda geçerlidir.
> Müracaat edenlerin
sayısının çok olması durumunda veya kur'a çekmek zor olduğunda hakim müracaat
edenlerin isimlerini kağıtlara yazarak bu kağıtları önüne koyar. Sonra bunları
birer birer alır ve kağıt sahibine öncelik verir. Rafii ve Nevevi böyle
söylemiştir.
Ruyanl'nin açık
ifadesine göre bu da bir tür kur'adır.
Hakimin davaları öncelik
sırasına göre dinlemesi zorunludur. Dava açanlar içinde hasta olup da sırası
gelinceye kadar beklemekten zarar görecek olanlar varsa Ruyanı ve başkalarının
belirttiği üzere diğer şahısların buna öncelik vermeleri iyi olur. Şayet diğer
şahıslar bunu yapmazsa söz konusu şahıs davalı ise hakim onu öne alır. Davacı
ise öne almaz; çünkü davalı davaya devam etmeye mecbur olan taraftır, davacı
ise mücbir / zorlayan taraftır.
Not: Hakim, davacılardan bir kısmını diğerlerinin
önüne ancak iki durumda alır. Nevevi buna aşağıda işaret etmiştir.
234.
Ravdatü't-talibin'de tercih edilen görüşe göre hakimin şu kimselere öncelik
vermesi menduptur:
> Yolculuk yapmaya
hazır olup davaları mukim olanlardan sonraya bırakıldığı takdirde yol
arkadaşlarından geri kalmaktan korkanlara öncelik verilmesi menduptur. Ta ki
bunlar geri kalmaları sebebiyle zarar görmüş olmasınlar.
> Kadınlar
erkeklerden öne alınır. Bu, onların erkeklere karşı örtünmeleri talep edildiği
içindir.
Bu yolcular ve kadınlar
mahkemeye müracaatı daha sonradan yapmış olsalar bile şayet sayıları çok
değilse diğerlerinden öne alınmaları menduptur. Bunların sayısı çok ise hatta
e!-Mühezzeb'te belirtildiği üzere diğerlerine eşit ise veya müracaat edenlerin
tümü yolcu veya kadın ise mahkemeye geliş sırası veya kur'aya göre öncelik
sırası belirlenir.
Not: NevevI'nin "yolcular" ve
"kadınlar" ifadesini mutlak olarak zik• retmesinden anlaşıldığına
göre bu iki grupta yer alanların her birinin davacı veya davalı olması arasında
fark yoktur. eş-Şerhu'l-kebir'de Rafi!'nin şahsı çıkarımı bu şekildedir. Oysa
Bulkini buna itiraz ederek "bu yalnızca davacılara özgüdür" demiştir.
Çift cinsiyetli şahıslar
erkeklerle birlikte bulunduğunda kadınlar gibi kabul edilir.
el-Envar'da açık olarak
belirtildiğine göre yolcu, mukim olan kadının önüne alınır.
NevevI'nin
"kadınlar" ifadesini mutlak olarak zikretmesinden anlaşıldığına göre
genç ile yaşlı kadın arasında fark yoktur. Bu doğrudur. Oysa Zerkeşi
"mahzur söz konusu olmadığından yaşlı kadınlar erkekler gibi
değerlendirilir" demiştir.
NevevI'nin yalnızca
yolcular ve kadınları zikretmekle yetinmesinden hükmün sadece bu ikisiyle
sınırlı olduğu anlaşılmaktaysa da bu kastedilmemiştir. Daha önce geçtiği üzere
hasta da böyledir.
Zerkeşi şöyle demiştir:
"Bakıcısı olmayan hastanın da böyle değerlendirilmesi gerekir."
Müslüman, kMirin önüne
alınır.
Şayet öğrenilmek istenen
şey farz ise -isterse farz-ı kifaye olsunmüftü ve müderris önündeki kalabalık
da hakim önündeki kalabalık gibi değerlendirilir. Aksi takdirde seçim hakkı
müftü ve müderrise aittir.
235. Mahkemeye önce
gelen ve kur'a'da adı çıkan kimseye yalnızca bir davada öncelik verilir. Oavalı
aynı olsa bile birden fazla davada öncelik verilmez. Aksi takdirde diğer
şahıslar bundan zarar gorur. Çünkü kişiye birden fazla davada öncelik verilirse
o, kendi davalarıyla mahkemeyi bütünüyle meşgul eder. Bu yüzden öncelik verilen
kişinin davası dinlenildikten sonra bu kişi gider. Daha sonra başka bir
mecliste hazır bulunur ve orada hazır olanların duruşmalarının bitmesini
bekler. Daha sonra vakit kalmış sa ve [hakim sıkılmamışsa] bu kişinin ikinci
davası dinlenilir.
Not: Nevevi yolcu ve kadının öne alınmasının
hükmünden söz etmemiştir. Tercihe şayan olan görüşe göre bunların davaları
hafif olup ilk durumda mukim şahıslara ikinci durumda erkeklere zarar
vermiyorsa öne alınırlar. Şayet bunların davaları uzun ise zikredilen şahıslar
bir dava için öne alınırlar; çünkü bu konuda kendilerine izin verilmiştir. Bir
davasının önce görülmesine razı olunup diğeri tekrar gelinceye kadar
ertelenebilir. Bu, Ravdatü't-talibin'de tercih edilmiş olan görüştür.
İsnevi yalnızca bir
davalık olarak öne alınma meselesine itiraz etmiştir. Onun belirttiğine göre
kıyasa uygun olan, diğer şahıslara zarar vermeyecek şekilde birden fazla
davasında da kendisine öncelik verilmesidir. Bu, yolcu ve kadınlardan başka
kimsenin olmaması durumunda olduğu gibidir.
Ezrai "bunun bir
ölçüsü yoktur" demiştir.
Bir dava için öncelik
hakkı tanıdığımızda Hocamız'in kendi görüşü olarak belirtitğine göre bununla
kastedilen davanın sunulması, karşı tarafın cevap vermesi ve bu konuda hüküm
verilmesidir. Ancak hüküm vermek, şahitterin gelmesi veya tezkiyesi gibi bir
sebeple ertelenirse şahitlerini getirinceye kadar sonraki dava dinlenir.
Şahitterini getirince davasını tamamlamakla meşgulolur. Diğer hasımların
işlerini bekletmenin bir anlamı yoktur. Bunu Ezrai ve başkaları söylemiştir.
Not: İki hasımdan her biri "ben
davacıyım" derse bakılır: Bunlardan biri daha önce dava açmışsa onun
davası yarım bırakılmaz, diğer şahsın buna cevap vermesi gerekir. Daha sonra
diğeri dilerse iddiada bulunur. Aksi takdirde bu ikisinden kim diğerinin
ardından yardım göndermişse o didiada bulunur. Yine kim diğer şahsı davalı
olarak mahkemeye getirdiğine dair şahit getirirse o davacı olur. Eğer ikisi bu
konuda eşitseler aralarında kur'a çekilir. Kur'a'da kim çıkarsa o davacı olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
ŞAHİTLERE İLİŞKİN
BAZI MESELELER