MUĞNİ’L-MUHTAC

MÜSABAKA

 

6. MÜSABAKANIN ŞARTLARI

 

Müsabakanın şartı durulacak ve varılacak yerin bilinmesi, [yarış yapacak] iki kişinin bu konuda [başlangıç ve bitiş noktası konusunda] eşit olması, yarış yapılacak atların belirlenmesi -iki at onların belirlenmesiyle belirlenmiş olur- her birinin kazanma imkanının olması, kazanana verilmesi şart koşulan malın bilinmesidir.

 

Malın [yarış yapacak olan] bu iki kişi dışında biri tarafından şart koşulması caizdir. Bu da devlet başkanı veya halktan birinin "ikinizden kim galip gelirse ona devlet hazinesinden şu kadar verilecektir" veya "ona şu kadar vermek benim borcumdur" demesiyle olur.

 

Mal, iki yarışçıdan biri tarafından da şart koşulabilir. Bu şöyle olur: "Beni geçersen sana şu kadar vermek borcum olsun. Şayet ben seni geçersem senden herhangi bir şeyalmam". Şayet "iki taraftan hangisi geçerse diğerinden şu kadar mal alacak" şeklinde bir şart koşulursa bu yarış, ancak ikisinin atlarına denk bir atla yarışmaya katılacak olan üçüncü bir helal kılıcının [muhallil] araya girmesiyle sahih olur. Bu üçüncü şahıs ikisini geçerse malı alır. İki şahıs bu üçüncü kişiyi geçer ve her ikisi de yarışı aynı anda bitirirlerse hiç kimse bir şey alamaz .. Taraflardan birisi üçüncü şahıs ile aynı anda yarışı bitirirse, yarışı önde bitiren kişinin malı kendisinde kalır. Yarışı arkada bitiren kişinin malı ise araya giren üçüncü şahsa ve yarışı önde bitirene ait olur. [Zayıf] bir görüşe göre yalnızca üçüncü şahsa ait olur. Bu iki şahıstan birisi birinci, muhallil ikinci, diğer şahıs üçüncü olsa mal daha doğru görüşe göre birincinin olur .

 

Üç veya daha fazla kişi yarış yapsa ve ikinci gelecek olana da birinci kadar ödül verilmesi şart koşulsa sözleşme geçersiz olur. Birinciden daha düşük bir ödül şart koşulursa daha doğru görüşe göre caiz olur.

 

30. İki kişi arasında [at, deve vb.] yarışının şartları on tanedir. Bunların ilki üzerinde akit yapılan konunun savaş hazırlığı mahiyetinde olmasıdır ki bu daha önce geçmişti.

 

31. İkincisi yarışın başlayacağı yerin ve yarışan iki kişinin ula-

şacağı hedefin bilinmesidir.

 

Not:  "Gaye / hedef" ifadesinin mutlak olarak kullanılmasının kapsamına iki durum girmektedir:

 

Birincisi yarışın başlama ve bitiş yerinin tayin edilmesiyle veya mesafenin arşın olarak veya [uzunluğunun herkesçe bilinmesi sebebiyle] şöhret yoluyla bilinmesi sebebiyle iki tarafın ittifak etmeleriyle olur.

 

İkincisi ise şöyle olur: İki kişi, yarışın başlangıç ve bitiş yerini tespit eder ve şöyle derler:

Eğer bu mesafe bittiğinde iki taraftan biri diğerini geçmiş olursa ne ala. Şayet böyle olmazsa hedefimiz şurasıdır.

 

Bu caizdir.

 

Şayet her iki taraf bir hedef belirlemez de birinci gelene mal ödenmesini şart koşarlarsa el-Muharrer'de belirtildiği üzere bu caiz olmaz.

 

32. İkinci şart yarışanların başlangıç ve bitiş noktaları bakımından birbirine eşit olmalarıdır. Yarışmacılardan birinin başlangıç veya bitiş noktasının daha önde olması şart koşulursa bu caiz olmaz; çünkü yarışmaktan amaç binicilerin ne kadar usta binici olduklarını ve atların ne kadar güzel koştuklarını tespit etmektir. Mesafeler farklı olduğunda bu tespit edilemez; çünkü geçmek binicinin ustalığı veya atın maharetinden kaynaklanmayıp mesafenin yakın olmasından kaynaklanmış olabilir.

 

33. Üçüncü şart, -mesela iki kişi yarışacaksa- [yarışta kullanılacak] iki atın belirlenmesidir.

Çünkü amaç, ikisinin koşmasını bilmektir. Bu ise hangi atların koşacağını belirlemeyi gerektirir. eş-Şerhu'lkebir' de belirtildiğine göre atların vasıflarının zimmette belirlenmesi yeterlidir; çünkü selem akdinde oldUğU gibi vasıfların belirlenmesi yeterlidir. Nevevi'nin ifadesinin zahirinden ise vasfın belirlenmesinin yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Gazalı o görüşü sahih kabul etmiş, Ezrai de "sahih olan budur" demiştir.

 

34. Yarışacak atlar tayin edildiğinde artık o atlar belirlenmiş olur. Bunlar yerine başka atların yarışması halinde amacın değişime uğrayacak olması sebebiyle bu ikisi veya biri yerine başka bir atı koymak caiz değildir. Şayet hayvan ölürse akit kendiliğinden fesholur.

 

35. Akit, zimmette nitelikleri belirtilen at üzerinde gerçekleşmişse Rafii'nin kendi görüşü olarak belirttiğine göre at belirlenmiş olmaz, dolayısıyla nitelikleri belirtilen atın ölmeSiyle akit kendiliğinden fesholmaz. Bu, muayyen olmayan kiracının ölmesi gibidir. 

 

Not:  Atın ön veya arka ayağının kopması veya kör olması da ölmesi gibidir.

 

36. Müsabakanın dördüncü şartı iki attan her birinin diğerini geçme imkanının bulunmasıdır. Atlardan birisi zayıf olup yarışta arkada kalacağı kesin ise veya birisi hızlı koşmakta olup birinci geleceği kesin ise bu yarış caiz olmaz.

 

Not:  Nevevi'nin "geçme imkanının bulunması" ifadesinden kastı yaygın olan duruma göre böyle olmasıdır. Şayet geçme imkanı nadir ise daha doğru görüşe göre müsabaka sahih olmaz.

 

Bu şarttan anlaşılacağı üzere atlarla develer ve atlarla eşekler arasında yarış yapmak caiz değildir. Daha doğru görüş de bu şekildedir. Katırlar ve eşeklerin yarıştmlmasına gelince, daha doğru görüşe göre bu ikisi birbirine yakın olduğundan yarış caizdir. İkisinin türünün farklı olmasının bir zararı yoktur. Bu, safkan atlar ile melez atların, soylu develerle Horasan develerinin yarıştmlması gibidir.

 

37. Müsabakanın beşinci şartı yarış yapacak iki kişinin atı sürmesi, atları kendi başlarına bırakmamasıdır. Şayet atları kendi başlarına gitmek üzere serbest bırakmayı şart koşarlarsa müsabaka sahih olmaz; çünkü bu durumda iki at serbest bırakıldığında hedefe doğru koşmaz, başka yere giderler. Kuş yarışında müsabakayı caiz gördüğümüz takdirde kuş yarışı bundan istisna edilir; çünkü kuşların hedefe gidecek yolu bulma özelliği vardır.

 

38. Müsabakanın altıncı şartı iki binek hayvanın mesafeyi kat etmesidir. Mesafe, iki hayvanın yarıştan kesilmeksizin ve yorulmaksızın kat edebileceği şekilde olmalıdır. Aksi takdirde akit batıldır.

 

39. Müsabakanın yedinci şartı, binek hayvanlarına binecek olan kişilerin belirlenmesidir. Her biri kendi bineğine dilediği bir kimseyi bindirmeyi şart koş sa iki binicinin kim olduğu belirlenmeden müsabaka caiz olmaz. Bunu Saymerı söylemiştir. ZerkeşI'nin kendi çıkarımı olarak belirttiğine göre binicinin vasıflarını belirtmek yetmez.

 

40. Müsabakanın sekizinci şartı [ödülolarak verilecek] maldır. Bu, Nevevi'nin şu sözünden anlaşılmaktadır: "[Birinciye verilmesi] şart koşulan malın -tıpkı [bedelli akitlerdeki] diğer bedeller gibi- cins, miktar ve nitelik olarak bilinmesi gerekir. Bu mal ister belirli bir mal ister zimmette olan bir borç olsun, ister peşin ister veresiye, ister bir kısmı peşin bir kısmı veresiye olsun belirlenmesi gerekir. Mal belirli bir mal ise Nevevi'nin daha doğru görDüğü görüşe göre bu malı görmek yeterlidir.

 

41. "[Ödülolarak] bir köpek [verilmesini şart koşma durumunda olduğu gibi] malolmayan şey karşılığında yarış yapmak sahih olmadığı gibi nitelikleri belirtilmeksizin "bir elbise" denilerek belirsiz bırakılan bir mal karşılığında da yarış sahih değıidir. Şayet bir kişinin diğerinin zimmetinde mal alacağı olsa ve iki yarış çı bunu bedel olarak kararlaştırsalar "zimmetteki malın başka bir şey ile değiştirilmesini caiz kabul etme görüşü" esas alındığında -ki tercihe şayan olan o görüştür- yarış caiz olur.

 

42. Yarışta malın yarışçı iki kişi dışında başka bir kimse tarafından şart koşulması yani verilmesi caizdir. Bu da devlet başkanı veya halktan birinin "ikinizden kim geçerse ona devlet hazinesinden şu kadar ödenecektir" veya "ona şu kadar ödemek benim borcumdur" demesiyle olur.

 

"Ona devlet hazinesinden şu kadar ödenecektir" ifadesini devlet başkanı söyler. Devlet hazinesinden ödenecek olan bu pay, Bulkini'nin de belirttiği üzere kamu yararı için ayrılmış olan kısımdan ödenir.

 

"Ona şu kadar ödemek benim borcumdur" ifadesini halktan olan kişi söyler. 

 

Bu şartın koşulması, at binmeyi öğrenme ve savaş sebeplerine hazırlıklı olma konusunda insanları teşvik ettiği için sahih olmuştur. Ayrıca bu, Allah'a itaat konusunda mal harcamaktır.

 

43. İki şahıstan yalnızca birinin mal ödemeyi şart koşması da caizdir. Bu da "beni geçersen bende şu kadar alacağın olur. Ben seni geçersem ben senden bir şeyalmam" demek suretiyle olur. Çünkü bu durumda, haram kılınmış olan kumar özelliği söz konusu olmaz.

 

44. Bir müsabaka akdi esnasında iki taraf, içlerinden kim yarışta geçerse diğerinden şu kadar miktar almak üzere anlaşma yapsalar bu şart araya bunu helal kılıcı üçüncü bir şahıs girmedikçe sahih olmaz. Araya giren bu şahsın atının diğer ikisininkine denk olması gerekir. Bu şahıs, şayet yarışta birinci gelirse ödülü alır, geçilirse herhangi bir şey ödemez. Bu durumda akit kumar şeklinin dışına çıktığı için şart caiz olur.

 

Nevevi, "ikisinin atı gibi" diyerek bu şahsın atının zayıf olması veya diğer ikisininkinden daha hızlı olması durumunu dışarıda bırakmıştır ki bu durumda müsabaka sahih olmaz. 

 

Not:  Nevevi'nin ifadesinin çağrıştırdığının aksine yarışan her iki kişi arasında bir muhallilin bulunması şart değildir, aksine yarışan kişilerin sayısı çok da olsa bir tane muhallilin bulunması yeterlidir.

 

Nevevi'nin "atı" ifadesi örnek olarak söylenmiştir. Zira yarış yapmanın sahih olduğu her konuda hüküm böyledir.

 

Nevevi, muhallil ile ilgili bir şartla yetinmiştir. el-Bahr adlı eserde alimlerimizden dört şart nakledilmiştir. Birisi Nevevi'nin zikrettiği şarttır. Diğer şartlar sözleşme esnasında diğer iki yarışçının atının belli olması gibi muhallilin atının da belli olması, muhallilin herhangi bir şey ödememesi, yarışta geçerse ödülü almasıdır. Şayet yarışta geçmesi halinde ödülü almaması şart koşulursa müsabaka sahih olmaz. Bu dördüncü şart Nevevi'nin aşağıdaki sözlerinden anlaşılmaktadır.

 

45. Muhallil, diğer iki yarışçıyı geçerse [ödülolarak konulan] malı alır. Diğer iki yarışçı ister yarışı aynı anda isterse farklı zamanlarda bitirmiş olsunlar fark etmez; çünkü muhallil her ikisini de geçmiştir.

 

46. Diğer iki yarışçı muhallil geçer ve yarışı aynı anda bitirirlerse hiç kimse bir şeyalamaz; çünkü muhallil bu ikisini geçememiş, diğer ikisi de birbirini geçememiştir.

 

47. Muhallil, diğer ikisinden biri ile birlikte yarışı aynı anda bitirir de öbür şahıs geride kalırsa yarışı muhallil ile bitiren yarışçı kendi koyduğu malı alır.

 

Geride kalan şahsın malı [ne olur? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Doğru olan ve İmam ŞafiI tarafından ifade edilen görüşe göre bu mal muhallil ve yarışı onunla birlikte bitiren kimseye ait olur. Çünkü bu ikisi diğerini geçmişlerdir.

 

İkinci görüş

 

[Zayıf] bir görüşe göre bu mal sadece muhallil'in olur; çünkü onun araya girerek yarışı helal kılması yalnızca kendisine özgü bir durumdur.

 

48. Yarışta iki yarışçıdan birisi birinci, muhallil ikinci ve diğer yarışçı üçüncü olursa [mal kimin olur? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha doğru görüşe göre sonuncu gelenin malı birinci gelen kişiye ait olur; çünkü birinci gelen, diğer iki kişiyi geçmiştir.

 

İkinci görüş

 

Diğer görüşe göre sonuncunun malı birinci gelen ve muhallil'e ait olur; çünkü bu ikisi, sonuncu şahsı geçmişlerdir.

 

Birinci gelen kişinin kendisine ait malı elinde tutacağı konusunda görüş ayrılığı yoktur.

 

Not:  Muhallil ile ilgili mümkün olan durumlar sekiz tanedir:

 

1-2. Muhallilin her iki şahsı da geçmesi, diğer iki kişinin aynı anda veya ardarda yarışı bitirmeleri.

 

3-4. Diğer iki şahsın muhallili geçmeleri ve yarışı aynı anda yahut ardarda bitirmeleri.

 

5. Muhallilin ikisinin arasında yarışı bitirmesi.

 

6-7. Muhallilin yarışı birinci ile veya ikinci ile bitirmesi.

 

8. Her üçünün de yarışı aynı anda bitirmeleri.

 

Hepsine ilişkin hükümler de açıktır.

 

49. Üç veya daha fazla kişi yarış yaparken ödülü verecek şahıs bu üçü dışında olsa, ikinci gelen şah sa da birinci ile aynı ödülün verilmesi şart koşulsa akit fasit olur. Çünkü her biri birinci gelse de gelmese de mal kazanacağına güveneceği için birinci gelme konusunda kendini zorlamaz. Bu, el-Muharrer'de tek görüş olarak belirtilmiş, Nevevi de bunu esas almış, Bulkıni buna itimad etmiştir. Ancak eşŞerhu'l-kebir, eş-Şerhu's-sağir ve Ravdatü't-talibin'de daha doğru olduğu belirtilen görüşe göre akit sahih olur; çünkü her ikisi de birinci veya ikinci gelmek için kendisini zorlar, gayret eder.

 

50. İkinci gelene birinciden daha fazla mal verilmesi veya malın tümünün verilmesi şart koşulursa akit fasit olur.

 

51. Sonuncu gelen şahsın kendisinden öncekilerle bir tutulması caiz değildir. Daha doğru görüşe göre ona, kendisinden önce bitirenlerden daha az miktarda bir şey verilmesinin şart koşulması caizdir.

 

52. İkinci gelen şahsa birinci gelenden daha düşük miktarda mal [ödül] verilmesi şart koşulursa [bunun hükmü ne olur? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha doğru görüşe göre bunu yapmak caiz, hatta müstehaptır; çünkü bu durumda o kişi daha fazla kazanmak için gayret eder, kendisini zorlar.

 

İkinci görüş

 

Bu şart koşulamaz; çünkü ikinci geldiği takdirde bir şeyler alacağını bildiğinde tembellik gösterir, o zaman da akdin amacı ortadan kalkmış olur.

 

53. Şahısların sayısı üçten fazla olduğunda hüküm yukarıdakine kıyas edilir. Buna göre mesela şahıslar on kişi olsa ve sonuncusu hariç her birine kendisini geçen kadar mal verilmesi şart koşulsa Ravdatü't-talibin'de belirtilen daha doğru görüşe göre bu caiz olur. el-Minhac metninde belirtilene göre ise caiz olmaz.

 

54. Müsabakanın onun cu şartı akdi bozan bir şart ileri sürmekten kaçınmaktır. Buna göre yarışçılardan biri diğerine "beni geçersen sana bu dinarı arkadaşlarına yemek yedirmen şartıyla veririm" derse akit fasid olur; çünkü bu, şartlı bir temlik olup mal üzerinde tam tasarrufta bulunmayı engellemektedir. Bu işlem bu yönüyle bir kimseye, "başkasına satmaması" şartıyla mal satmaya benzemektedir.

 

Not:  Nevevi burada da Ravdatü't-talibin'de de yarış atlarının isimlerinden söz etmemiştir. Rafii eş-Şerhu'l-kebir adlı eserinde yarış atlarına ilişkin on isim zikretmiştir. Şairlerden birisi bunu şöyle bir beyitte zikretmiştir:

 

Yarış atları sırasıyla mücelli, musalli, tali bari', mürtah Ardından hazfy, atıf, müemmel, sükeyt ve sonuncusu da fiskil.

 

Bir başkası şöyle demiştir: Yarış atlarının tümüne hilye adı verilir. Ben, bunların sıralamasını açıklayacağım: Mücelli, musalli, sonra tali ve ardından Bari' Ardından mürtac, sonra haziyy ve atıf Sonra müemmel, sonra Latfm ve Sükeyt Sonuncu gelen ise füsküldür.

 

Bazıları buna on birinci isim olarak mukredih adını eklemişlerdir. Fakihlerin bu ismi savaş atları için kullandıkları da olur.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

7. YARIŞ NASIL KAZANILIR?